English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Н ] / На охоте

На охоте translate Turkish

353 parallel translation
Это не выходит у меня из головы, с тех пор, как я увидела их на охоте.
Onları av esnasında gördüğümden beri hep bunu düşündüm durdum.
Пуля попала сюда. Он рухнул, как животное на охоте.
Aynen bir hayvan gibi... vurulup düştü.
Держу пари, он на охоте на змей.
Şu çıngıraklı yılan avında olduğuna bahse girerim.
Теряете время на охоте на гремучих змей.
Vaktini bir çıngıraklı yılan avında harcıyorsun.
Так что, он, скорее всего на охоте.
O halde ava gitmiş olmalı.
Я здесь на охоте.
Ben burada aşağılık birini arıyorum.
Убить. Как на охоте... Так же, как голубя.
Avda, sülünlerle birlikte bazen güvercinler de vurulur.
Я был на охоте и убил...
Demek istediğim bir hayvan öldür...
- О, Поль. Кстати, а что с ним такое? - Он на охоте?
Evet, Paul nerede?
Ты поймал на охоте кроликов?
Avda tavşan mı yakaladın?
Когда отца убили во время несчастного случая на охоте - какой-то идиот принял его за оленя, - убеждения моей матери победили.
Babam, bir av kazasında öldü. Sersemin biri geyik diye babamı vurdu. Annem haklı çıktı.
Его звали Ярбо и погиб он вроде бы "несчастный случай на охоте."
Adamın ismi Yarbro'ydu, ve bir "av kazasında" öldüğü söylendi.
На охоте.
Avda.
Убийство на охоте не подпадает под уголовный кодекс, это считается несчастным случаем.
Av sırasında cinayet ceza hukukunda geçmez. Kaza sayılır.
Чувствую себя, как Рэй Чарльз на охоте.
Ray Charles ile ava gitmiş gibiyim.
- Это был несчастный случай на охоте.
- O bir avcılık kazasıydı.
- Тристан на охоте.
- Günaydın Albay Ludlow. - Tristan ava gitti.
Последний раз его видели на севере страны, на охоте.
En son kuzeyde, av mevsiminin sürdüğü bir yerde görüldü.
- Слышал, ты на охоте. - Должна, но этот ленивый мешок с костями никак не хочет вылезти и поиграть.
- Öyle olmalıydı ama bu tembel..... çıkıp oynamak istemiyor.
Нет, думаю, произошёл несчастный случай на охоте.
Hayır galiba av kazası geçirdi.
- На охоте подстрелили.
- Avlanırken bir kaza oldu.
- Я много раз видел, как на охоте друг в друга палили,... но это.
Daha önce av kazası görmüştüm.
Это не на охоте.
Bu öyle bir şey değil.
Почему не в седле на охоте, хочешь, чтоб растоптали?
Sen avlanmak mı yoksa gönül eğlendirmek mi istiyorsun?
Как-то мы с отцом в лесу на охоте были. Отец в лесу напоролся на сук. Суки разбежались.
Gittiğimiz bir avda "Ayı çıkmaz." diye bir levha gördük.
Ох умаляю! Не нужно еще одного эпизода из серии "Кристиан на охоте".
- Lütfen, bir tane daha'Hristiyan kancaları'bölümü olmasın.
- Том потерял часть мозга в несчастном случае на охоте.
- Tom beyninin bir kısmını av kazasında kaybetti.
Даже свою трофейную не покажет, пока готовится к охоте с вами на кого-то там.
Av odasını bile göstermeyecektir ta ki seni o devasa bilmem neyi avlamaya götürmeye hazır olana dek. Biricik sırrım.
Сказал, что они на охоте.
Dikkatli olun.
Какое отношение ваша верность королю имеет к убийствам рыцарей, охоте на королевских оленей и преступлениями?
Richard'a sadakatinizle bir şövalye katilini, kralın geyiğini vuran bir haydudu nasıl bağdaştırıyorsunuz?
Вам повезло в охоте на того мужчину?
Şu adam avı konusunda bir ilerleme kaydettiniz mi?
На большой охоте на лис, которую лорд МакКрэшли устраивает каждый год. Ему придется умолкнуть.
Lord McRashley'in her sene kendi arazisinde düzenlediği büyük tilki avı sırasında.
Местные жители также приняли деятельнейшее участие в охоте на убийцу.
Bu arayışa birçok vatandaş da dahil olmuş durumda.
Если это акула-бродяга, и гипотеза об охоте на одной территории верна, эта тварь между мысом Скотта и южным пляжем.
O bir yalnız gezense ve bölge benimseme teorisi doğruysa onu Scott Burnu ile Güney Plajı arasında bulabiliriz. - Nereye gidiyorsun?
Хоть она и предложила тебе своё тело, мне кажется, что думаешь ты только об охоте на аристократа.
O kız sana kendini teklif etti ; ama kabul etmedin, ne düşündüğünü bilemiyorum senin. Senin tek ilgilendiğin şey asilleri avlamak.
Об охоте на кабана зимой.
Kış aylarında avlanılan yabandomuzlarını.
Он перестал писать книги и начал писать поэзию об охоте на китов и тогда же он "ушел" в свой компьютер.
Böylece kitap yazmayı bırakıyor, balinalar hakkında şiirler yazmaya başlıyor... ve sonra evinde bir bilgisayarla deneyler yapmaya başlıyor.
Мы ничего не добыли на этой охоте.
Oraya saldıracak gücümüz yok.
... охоте, стараясь произвести впечатление на другую клиентку бара,..
Bunu da sadece bardaki tek müşteriyi etkilemek için yapıyordu.
Я что говорю... Дикинсон ведь не говорил ничего об охоте на индейцев.
Lanet olsun, Dickinson Allah'ın belası İnjun'ların izini sürmemiz hakkında bir şey söylemedi ki!
В охоте за большими деньгами на многое закрываешь глаза.
Kız 16 yaşında mıydı, 17 mi? Büyük paralar peşindeyken, yanlışlar yapıldı.
Приманка... в охоте на крота.
O içerdeki köstebeği avlamak içindi.
Скажите, у вас всё еще поют песни о великой охоте на трибблов?
Söyle bana, hala büyük tribble avının marşını okuyorlar mı?
Только не охоте на потерпевших.
Ambülansların nasıl... takip edileceğini değil tabi ki.
- Он на охоте.
- Ava gitti.
- А я засыпаю на охоте.
Evet. Canımı çok sıkıyor.
В этой картине будет эпизод об охоте на фазанов.
Çekimde bir sülün avı olacak.
Так ты что, снова на охоте?
Evet. Pekala, bu ne böyle? Tekrar ava mı çıktın?
- Я на охоте...
Ava çıkmıştım.
Я не собираюсь участвовать в вашей охоте на ведьм.
Cadı avınızın bir parçası olmayacağım.
На охоте?
Avlandı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]