Надел translate Turkish
1,075 parallel translation
Итак, спустя две с половиной недели этого тошнотворного гражданского существования, я снова надел военную форму, вернулся в армию.
Böylece sivil hayatla geçen mide bulandırıcı iki buçuk haftanın ardından hem üniformama, hem orduya, hem de kimyasal gazların o eşsiz kokusuna geri döndüm.
Он надел эту штуку на меня.
O şeyi üzerime koydu.
Ты мне платишь две сотни, чтобы я надел сетку для волос и трахнул какую-то красотку?
Bana, kafama bir ağ takıp bir kaç piliçle düzüşmem şartıyla... 200 dolar mı vereceksin?
Пару ночей назад, он надел на Айрис станок и подослал ее с другой девчонкой, Диамэндой, к столику Джерико.
Bir kaç gün önce, Iris'e o başlıklardan birini verip.. onu diğer kız Diamanda ile beraber... Jeriko'nun masasına gönderdi.
" ы надел мои туфли? Ќет!
- Ayakkabılarımı mı deniyorsun?
я надел ее на согревающую сторону.
- Şu an sıcak tarafını giyiyorum.
Я хотела, чтобы он надел на свадьбу красный мундир и все награды, но офицеры не могли оставить службу.
Keşke düğüne kırmızı üniformasını giyip gelebilseydi. Ancak subaylar işlerini bırakamıyorlar.
Он даже шлем не надел!
Kasık maskesini bile giymemiş.
Надел сразу, как вышел из здания Молодежной христианской организации.
Spor salonundan çıkmıştım.
Но, боюсь, ты слишком радо надел эту форму.
Ne yazık ki o üniformayı giyerek biraz aceleci davrandın.
Хоть бы штаны надел.
Kendine pantalon giyemiyor musun?
Если бы я знал, что увижу президента, надел бы галстук.
Başkan'la tanışacağımı bilseydim kravat takardım.
Я уж и презерватив надел... а она вдруг шлёп и заснула.
Tam prezervatifimi taktım ki... birden uykuya daldı.
Кто их надел на тебя?
senin yerine?
Он надел пальто, потому что хотел бежать в одежде бродяги.
Paltosunu giydi, artık evsizin kıyafetleri ile kaçmak için hazırdı.
Ты свергнул его и надел его корону.
Sen onu tahttan indirip tacı kendi kafana koydun.
Он вытащил этот старый пиджак с чердака и надел, не почистив его сначала.
Bu eski cekedi tavanarasından aldı ve temizleyiciye bile götürmeden giydi.
Я не надел плавки.
Ben... getirmedim Bir mayo.
Я надел маску.
Kılık değiştirdim.
- Я ее не надел.
- Yanımda değil.
Как будто кто-то надел Эдгара.
Sanki birşey Edgar'ı giymiş gibiydi.
Кто-то надел их шкуры, чтобы скрыть свой запах.
Onlar aslında kokularını saklamak için savaşçılarının kılığına giren insanlar!
- Он надел очки. - Оставь капюшон.
- Gözlüklerini taktı.
- Ты надел булавку.
- İğneyi takmışsın.
И я надел пальто на нее.
Elması paltonun cebine koymuştum.
Что, ты надел зеленый свитер?
Ne o yeşil kazak mı giyiyorsun?
Помнишь, как ты надел мне на голову миску?
- Bunu bana yaptığın zamanı hatırladın mı?
На следующее утро старик надел свой лучший костюм.
Ertesi sabah yaşlı adam en güzel takım elbisesini giydi.
Розовый, ты надел на неё розовый?
- Pembe. Sen bebeğe pembe mi giydirdin?
Интересно. Да, надел, а в чём дело?
- Sence kötü mü?
Итак, я надел мой маленький костюм, я был физически готов, я готовил себя, я не надевал костюм до Хэллоуина.
Sonra küçük kıyafetimi giydim, fiziksel olarak hazırdım, kendimi hazırlıyordum, Cadılar Bayramından önce kıyafeti denememiştim..
"Ух, я Супермен, но тут холодновато и я рад, что надел эту маленькую куртку для 10-ти летних."
"Millet, ben Süpermen'im ama dışarsı biraz serin. ve bu ucuz, on yaşındaki çocuk montunu giydiğime çok memnunum."
Зачем ты его надел?
Ne peşindesin, Joe?
Я её надел, чтобы напугать Чендлера!
Chandler'ı korkutmak için kafama giydim.
Разве я не говорил, что хочу, чтобы ты надел кардиган?
Şu hırkayı giymeni söylemedim mi ben sana?
- Джеки говорит, чтобы ты его надел, Джерри.
- Jackie diyorsa tak onu, Jerry.
Зачем ты это надел?
Niye bu şeyi giyiyorsun?
- Ты бы надел?
- Sen giyer misin?
Я надел сутану, когда моя жена умерла.
Bu yakayı karım öldükten sonra taktım.
Лавлесс надел на нас те же устройства, что и на Мортона.
Loveless bize Morton'da bulduğumuz metal halkayı taktı.
Тогда почему ты надел чистую спецовку?
O zaman niye tulumun tertemiz?
Слушай, любопытно, зачем ты это надел?
Sadece soru olsun diye neden onu giyiyorsun?
Ты и туфли мои надел?
- Ayakkabılarımı da mı giydin?
А когда один из учеников надел ролики для игры в угадалки Джулиан подложил ему палку.
Öğrencilerimizden biri paten giymişti. Julian bir sopayla, ona çelme taktı.
Не могу поверить, ты опять надел кеды.
Ve bu ayakkabıları tekrar giydiğine inanamıyorum.
Чуть было не произошёл конфуз хорошо, что я сегодня не надел свои большие резиновые штаны.
Bugün az kalsın büyük lastik pantolonumu giyiyordum. Gezi için.
Как тогда, когда я однажды надел европейский купальный костюм.
Avrupalı mayosu gibi.
Ты надел щиток?
Suspansuvar mı taktın?
Он надел желтый галстук.
Sarı kravatını takmıştı.
А я не надел галстук вообще.
Artık işe kravat bile takmıyordum.
Потом я надел форель на их крючки и забросил их в воду пока эти двое спорили о последнем средстве от морской болезни.
O sırada siz ikiniz hâlâ son Dramamine'i kim içecek diye tartışıyordunuz.