Надоело translate Turkish

Кроме того, мне это надоело.

Aslında biraz sıkıldım.

Мне надоело слоняться вокруг Эддисон.

Addison'ın etrafında gezinmekten sıkıldım artık.

Мне надоело разбираться с твоими неприятностями.

Senin arkanı toplamaktan bıktım artık!

Мне правда надоело.

Gerçekten bıktım.

Мне надоело с вами спорить.

Bunu konuşmuştuk.

Начальству надоело ждать.

Kıdemli ortaklar çok sabırsızdı.

Мне надоело порно на моем компьютере.

Bilgisayarımdaki pornolardan sıkıldım.

Лили так надоело это, что возможно победа в этой гонке, всё что ей было нужно.

Lily hiçbir aşama kaydetmemekten o kadar usanmıştı ki bu yarışı kazanmak tam da ihtiyacı olan şeydi belki de.

Надоело уже говорить об этом.

O konuda konuşmaktan bıktım.

Мне надоело быть чудачкой.

Kendimi garip hissetmekten bıktım.

И так напоминаю тебе. Я восстановила автомобиль. Мне надоело напоминать, задница...

Sonunda, arabama biniyorum sakın beni aramaya çalışma, pislik herif.

Вот что ты делаешь, и мне это надоело!

Yaptığın bu ve ben bundan bıktım artık.

- Тебе жить надоело?

- Canına mı susadın be adam?

Мне надоело жить в твоей тени.

Gölgende kalmaktan bıktım.

Надоело!

Çok sinirlendim!

Жить надоело?

Ölmek mi istiyorsun?

Гадёныш, жить надоело?

İlla döveyim mi yani?

Красивые какие! тебе не надоело сюда ходить? забыл?

Çiçekler çok güzel kokuyor. Oh Ha Ni yine mi geldin? Bu kadar çok gelmekten bıkmadın mı?

Просто надоело все.

Sadece oyalanıyorum.

Надоело... Жарко... Зажарилась?

Bunaldın mı?

Тебе в самом деле жить надоело?

Canına mı susadın?

Чхве У Ён, тебе жить надоело?

Choi Woo Young abi! Ölmek mi istiyorsun? Biliyorum.

Жить тебе надоело?

Kendini öldürmeye mi çalışıyorsun?

Не надоело читать, как сорвал съёмки?

Çekimi terk ettiğini anlatan yazılardan bıkmadın mı?

Жить надоело?

Lan, ölmek mi istiyorsun?

Тебе жить надоело?

Ölmek mi istiyorsun?

Жить надоело?

Canına mı susadın?

И мне постоянно твердят об этом. Надоело уже.

İnsanların bana böyle demesinden bıktım.

Надоело уже падать! " - говорит она.

"Hep aynı şey oluyor!" diyor.

Мне надоело, что все вокруг страдают из-за меня.

İnsanların benim yüzümden zarar görmesinden bıktım.

Надоело слышать, что новичок должен проявить себя.

Bu zırva. "Hadi acemi çaylak kendini ispatlasın" safsatası.

Жить надоело? ..

Ölümüne mi susadın...

Мне надоело бездельничать.

Etrafta oyalanmaktan sıkılmaya başlamıştım.

Надоело отвечать.

Cevaplamaktan yoruldum.

Жить надоело? !

Ölmek mi istiyorsun?

Мне уже надоело это имя.

Shim Gun Wook adını duymaktan gerçekten bıktım artık.

Тебе ещё не надоело?

Sıkılmadın mı artık?

- Надоело тебе тут?

- Sana iyi baktılar mı?

Мне надоело работать на временных работах, чтоб свести концы с концами.

Geçimimizi sağlamak için ek işlerde çalışmaktan bıktım.

Надоело подставлять стул к стиральной машине, чтобы дверь не открывалась.

Çamaşır makinesinin kapağını sandalye dayayarak kapatmaktan bıktım.

Надоело занимать у миссис Стюби пылесос каждый раз, когда наш ломается.

Bayan Steuby'nin elektrikli süpürgesini ödünç almaktan bıktım.

- Надоело.

- Evet, orası bize yetti artık.

Надоело ждать.

Beklemekten usandım.

Знаешь, мне надоело думать о том, как должно быть!

- Bana ne yapacağımı söylemenden bıktım.

Хватит, надоело! Я не собираюсь ждать того, чего может и не быть!

Doğru insanı bulana kadar kendimi saklayıp belki de hiç yaşanmayacak bir şeyi oturup bekleyemem.

Если вам надоело носить голову, то королевский палач вам поможет.

- İdam edilmeyi göze alırsan yeriz.

Нет, мне надоело, что меня все броса...

Beni geride bırakmanızdan nefret...

Пока мне всё это не надоело.

Tahammül edebildiğim kadar çalıştım.

Мне все это надоело... полиция, жандармерия!

Bu polis şeyi çok can sıkıcı olmaya başladı.

Тебе жить надоело?

Canına mı susadın?

Надоело.

Neyse ne.