Надолго translate Turkish
2,962 parallel translation
Надолго.
Bol bol.
Весьма возможно, но эта надолго.
Doğrudur, ama bu seferki bozulmayacak.
Ваш друг здесь надолго?
Arkadaşınız ne kadar kalacak?
Этой энергии еще хватит надолго...
O harekettir tadını veren
Нет, я... я на самом деле не собираюсь надолго задерживаться.
O kadar kalmayacağım.
Изабелль, ты не должна была уезжать так надолго.
Bu kadar uzun süreliğine uzaklaşmamalıydın, Isabelle.
Он никогда раньше так надолго не покидал меня.
Hiç bu kadar benden uzak kalmamıştı.
Иди к Дяде Руди не надолго. Не думай, что сможешь просто отшутиться.
Bu taşak geçilecek bir şey değil!
- Хорошо, а надолго? - Я не знаю.
- Bilmiyorum.
Я не из тех, кто остается в одном месте надолго.
Bir yerde çok uzun süre kalmayı pek sevmem.
Вы надолго у нас останетесь?
Bizimle daha ne kadar kalacaksınız?
Сара, что-то мне подсказывает, что я с вами очень надолго.
Sarah, Bir şeyler bana daha çok kalacağımı söylüyor.
Надолго. Она поступила в Роузвудскую школу, и заняла мое место в команде.
Rosewood Lisesine kaydolup yüzme takımındaki yerimi almış.
Я не задерживаюсь надолго в одном месте.
Bir yerde uzun süre kalmam.
Люди надолго от нас отвернутся.
İnsanlar uzunca bir süreliğine hapse mahkum edilecektir.
Если не сознаешься в убийстве Хобсона, она сядет очень надолго. и не сможет увидеться с детьми.
Hobson cinayetini itiraf etmezsen uzun bir süreliğine uzağa gider ve çocuklarını göremez.
В этот раз надолго.
- Evet. Bu sefer biraz daha uzun sürebilir dönmem.
Я не мог надолго сосредоточиться, чтобы закончить начатое.
Herhangi bir şeyi bitirmek için yeterince odaklanamazdım.
Вдруг мы здесь застрянем надолго?
- Yani ya dışarıda mahsur kalırsak?
Ты можешь сесть надолго.
Çok uzun bir süre hapis yatabilirsin.
Если я неправ, я, наверняка, сяду в тюрьму надолго.
Eğer haklı olduğuma dair biraz olsun şansım varsa o canavarı Charlie ile bırakamam.
Достаточно, чтобы избавиться от тебя надолго.
Hayatının geri kalanını hapiste geçirmene yetecek kadar.
Да половина ребят с восточного побережья, могли надолго угодить за решетку.
Doğu yakasındaki heriflerin yarısı parmaklıklar ardında olacaktı.
Надолго вы приехали?
Değişir.
Не обязательно откладывать надолго, только до завтра.
- Sonsuza kadar yaşamasına gerek yok.
- Возможно это не надолго.
- Muhtemelen çok sürmeyecek.
Не надолго, дорогая.
Artık değil, canısı.
Это их надолго не задержит, Фи.
Çok dayanmaz Fi.
Никакой младший чиновник не захочет остаться в Мурьево надолго из-за пропавшей кварты.
Müfettişin bir litreyi farkedeceğini sanma sakın.
Я там надолго не задержусь.
Pes etmeyeceğim.
Один мертвый брат, а второй надолго оправится в тюрьму.
Kardeşlerden biri ölü ve diğeri de uzun bir süre hapiste kalacak.
Ах, нет, нет. Я не надолго.
Oh, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, Ben, ben uzun kalamam.
Она души в тебе не чает, но ты ведь надолго не задерживаешься.
Sana hayranlık duyuyor ama burada geçicisin.
Он скоро надолго нас покинет.
Kendisi uzunca bir süre buralarda olamayacak.
Твоя мать может попасть за решетку надолго.
Annen... hapse düşebilir... Uzun süreliğine.
Я постараюсь не занимать вас надолго.
Sabah yola çıkacağınızı biliyorum.
Вы можете сколько угодно валять дурака, доктор, но это не надолго.
İstediğiniz kadar aptalı oynayabilirsiniz doktor ama bu fazla uzun sürmeyecek.
Все вокруг так быстро меняется, хотелось бы уметь возвращаться в прошлое, хотя бы не надолго.
Etrafımızdaki her şey çok çabuk değişiyor geçmişten birkaç tane mihenk taşı olması kimseye zarar vermez.
Надеюсь, у вас не было никаких планов на сегодня, потому что вы тут задержитесь надолго.
Umarım bugün için herhangi bir plan yapmamışsındır. Çünkü bu biraz uzun sürecek gibi görünüyor.
Если бы раньше мне кто-то сказал, что видел, как человек поднял джип, я бы послала его далеко и надолго, но после всего пережитого... - И не в такое поверишь. - Угу.
Normalde biri bana adamın arazi aracını kaldırdığını söylese ona uçup gitmesini söylerdim ama gördüklerimden sonra hiçbir şey imkansız değildir.
Надолго ли хватит денег, прежде чем ты вернешься к началу?
Başldığın yere geri dönmen... ne kadar sürecek?
Такие гадкие вредители в 51-ой надолго не задерживаются.
Bu iğrenç haşerat 51. istasyonda çok fazla kalamayacak.
Надолго?
Ne kadarlığına?
Надолго... возможно, навсегда.
Uzun bir süreliğine... Belki sonsuza dek.
Думаешь это надолго?
Cidden dönmeyecek mi sence?
Четыре женщины, которые просто сидят и болтают о своей жизни? И это телешоу? Я не думаю, что это надолго.
Dört kadın oturup kendilerinden mi bahsediyorlar?
Похоже, я тут надолго, так что не переживай.
Burada da işimiz uzayacak gibi duruyor. Yani sorun yok.
Это надолго.
Biraz uzun sürebilir.
Надолго?
- Ne kadar süreliğine?
И это должно надолго отключить человека.
Ve o bir kişiyi devirmeli, ilaveten öldürmeli.
И с тем, что мы нашли на борту, вы задержитесь там надолго.
Ve gemide bulduğumuz şeyle, süresi uzatılmış bir kalış geçirirsin.