Не так уж и страшно translate Turkish
50 parallel translation
А за остальное не беспокойся - это не так уж и страшно.
Ah, diğer olaya gelince. Gözünde büyütme.
Может быть это не так уж и страшно.
Belki de o kadar kötü olmaz.
Не так уж и страшно?
- Çok da kötü değil, değil mi?
Это прикольно и не так уж и страшно.
Ve, ee... - Bilirsiniz, kimse yaptığımızı görmez, duymaz.
Не так уж и страшно было, да?
Çok da zor değilmiş, değil mi?
По правде, быть отцом не так уж и страшно.
Doğrusu, baba olmak o kadar korkunç değil.
Это не так уж и страшно.
Bu gerçekten de büyük bir bahise benzemiyor.
Было не так уж и страшно, правда? - Да.
O kadar da korkunç değildi değil mi?
- Не так уж и страшно.
- Hemoglobin aynı. 15,2.
Не так уж и страшно. Ложись спать.
Önemli bir mesele değil, yat hadi.
Они просили меня о помощи и я думала, что это не так уж и страшно Потому что понарошку. Понимаете?
İnsanlar gelip benden bir şeyler yapmamı istiyorlar bende sorun olmadığını düşünüyordum çünkü hiç biri gerçek değildi.
На самом деле, всё не так уж и страшно.
Önemli bir şey değil, gerçekten.
Это... это не так уж и страшно.
Bu manyak bir şey. O kadar da büyütmeye gerek yok.
Это не самое страшное Это не так уж и страшно, как раньше с Дэмианом.
Yani tabi, Damien'le olandan daha kötü değili.
Не так уж и страшно.
Çok zor görünmüyor.
Это не так уж и страшно.
Kötü de olmaz hani.
Вот видишь, дружочек, не так уж и страшно.
Gördün mü dostum, korkacak bir şey yok.
Не так уж и страшно для меня.
Durumun çok da kötü değildi.
Ну, не так уж и страшно, правда?
O kadar da kötü değilmiş, değil mi?
Двигайте. Не так уж и страшно...
Hadi çocuklar, yürüyün.
Не так уж и страшно...
O kadar da kötü değil.
Послушай, Джесс, это не так уж и страшно.
Bak Jess o kadar da büyütülecek bir şey değil.
Всё оказалось не так уж и страшно.
- Aslında o kadar kötü değildi.
А не так уж и страшно
Haksızlık ama.
Но у неё было целых восемь щупалец, и она решила, что не так уж и страшно будет отдать одно из них
Sekiz koluna bakmış ve bir tanesinden vazgeçmenin çok da kötü olmayacağına karar vermiş.
Там не так уж и страшно, тем более, Бешеный Крис научил нас ладить с Латиноамериканскими Королями.
Hapse girebiliriz. Hapis o kadar korkutucu değil özellikle de Deli Chris bize Latin Krallarla nasıl anlaşacağımızı gösterdikten sonra.
Не так уж и страшно, но здесь сложный рельеф так что двигаемся быстро, тихо и ниже травы, с этого момента только мы с ним.
Çok önemli bir şey değil ama bu bölgede dikkatli olmalıyız. O yüzden hızlı, sessiz ve küçük gruplar halinde hareket etmeliyiz. Yani buradan sonra onunla devam ediyorum.
Успокойся, это не так уж и страшно.
- Sakin ol, büyütülecek bir mesele değil.
Не так уж и страшно? !
- Büyütülecek bir mesele değil mi?
Ну что, не так уж и страшно, а?
O kadar da kötü değildi, değil mi?
Не так уж и страшно. "Не так уж и страшно"?
İşte burada ve kimse zarar görmedi.
Не так уж и страшно, правда?
O kadar da kötü değildi, değil mi?
Не так уж и страшно, да, Зенит?
Çok da korkunç değildi. Değil mi Zenith?
Не так уж и страшно.
O kadar da korkunç değilmiş.
Здесь не так уж и страшно.
Buradan daha kötü olamaz.
Выглядит не так уж и страшно.
O kadar da kötü görünmüyor.
М : Ну было не так уж и страшно.
Hiçte korku gösterisi gibi değildi, ne dersin?
Не так уж и страшно.
Çokta zor değil.
Не так уж и страшно.
Zor değil.
- Ну не так уж и страшно.
- O kadar da kötü değildi.
Не так уж это и страшно.
Çok korkunç değil, değil mi?
Ну, не так уж это и страшно.
- Çok da kötü değil.
Да, ну в общем думая, перед разговором, не так уж это и страшно.
Konuşmadan önce düşünmek, Trey'in iyi yaptığı şeylerden biri değildir.
Это не так уж и страшно...
Tabii, tabii.
Не так уж всё и страшно.
O kadar da kötü görünmüyor.
По-моему, все было не так уж страшно и я прошу прощения.
Bu o kadar abartılacak bir şey değil, ve ben de özür diliyorum.
Да ладно тебе. Не так уж это и страшно.
Bir şey olmaz.
Не так уж и страшно, правда?
Bunların da zararı yok tabii.
Всё не так уж страшно, мы видали и похуже, да?
Çok kötü değilmiş. Daha kötülerini görmüştük öyle değil mi?