Него translate Turkish
99,118 parallel translation
В детстве я из-за него чуть не сгорел.
Ben çocukken neredeyse beni yakarak öldürüyordu.
И у него настоящий талант к музыке.
Ayrıca müziğe müthiş bir yeteneği var.
Я наговорил ему ужасных вещей, и так и не нашёл сил попросить у него прощения.
Ona çok kötü şeyler söyledim. Ondan af dileyecek mütevazılığı hiç gösteremedim.
Хочешь, чтобы я помолился за него?
Onun için dua etmemi mi istiyorsun?
У него есть режим авторазморозки, здесь лёдогенератор.
Otomatik buz çözücüsü var, burada buzluk.
Какой у него характер?
Genelde mizacı nasıldır?
Его мама была наркоманкой, его отец был бездельником, а у него были проблемы в развитии.
Annesi uyuşturucu bağımlısıydı. Babası tembelin tekiydi. Kendisi de zihinsel engelliydi.
Мы теперь работаем на него.
Artık onun için çalışıyoruz.
У него пистолет.
Gördün mü? Silahı var.
Для него это тяжело.
Onun için çok zor.
Даже если отбросить его признание, против него улики.
İtirafı mahkemede kabul edilse bile onu adli makamlar zorlamış.
Зачем зря тратить на него время?
Ona neden vakit harcadığını anlamadım.
Энни, беременная от него на момент убийства и вышедшая за другого, как только Кевина посадили?
Annie cinayet zamanında hamileydi ve Kevin içeri girer girmez başkasıyla evlendi.
Я знаю, какая важная у него работа.
İşinin ne kadar önemli olduğunu biliyorum.
Если ты за него заплатишь.
Tabii. Parasını ödersen elbette.
Отвалите от него!
Ondan uzak durun lanet olsun!
- У него были фотографии.
- Fotoğraflar ondaydı.
Тебе конец. Надеюсь, мы не ошибаемся насчёт него, Эм.
Umarım onun hakkında yanılmıyoruzdur, Em.
Без него меня бы не избрали.
Onsuz asla seçilemezdim.
Потом он сказал, что он бы больше постарался для меня если я постараюсь для него.
Onun için çok çalışırsam benimle çalışmaya devam edeceğini söyledi.
Зависит от него, но он скажет "нет".
Onun kararı ama hayır diyecektir.
Вы не должны говорить со мной до него.
Duruşma yarın. - Ondan önce benimle konuşma.
Он не совершал преступления. Преступление совершено против него.
Suç işlemedi, suçu üstüne yıktılar.
Я уже сказала, я приехала поговорить с сержантом Бредли, потому что у него может быть информация, которая может помочь моему клиенту.
Söylediğim gibi, Çavuş Bradley ile konuşmak istedim. Çünkü müvekkilime faydalı olacak bilgilere sahipti.
До него не добраться.
Ona ulaşamazsın.
Но человек, который их познакомил, человек, который знал о них, до него можно.
Fakat onları tanıştıran adam ilişkilerini bilen kişi, çok yakınımızda.
Это для него Линда делала фотографии.
Linda fotoğrafları onun için çektirdi.
Гольфстрим вылетел обратно в Штаты, но у него случилась проблема с гидравликой.
Gulfstream o gece Amerika'ya geri döndü. Fakat hidrolik arızalar çıktı.
У него была информация о химическом оружии Саддама Хуссейна.
Saddam Hüseyin'in kimyasal silahları hakkında bilgi verdi.
Я встречался с парнем по имени Кретчмер из минобороны США и иракским учёным, у него была информация о химическом оружии Саддама Хуссейна.
Amerika Savunma Bakanlığı'ndan Kretchmer diye bir adamla görüştüm. Ve Iraklı bir bilim adamı. Saddam Hüseyin'in kimyasal silahları hakkında bilgi verdi.
Возможно, она тебе позвонит. Если да, позвони мне с него.
Seni arayabilir, yaparsa bana bundan ulaş.
И что бы не произошло на авиабазе, кто бы там не был, ты собираешься взяться за него?
Hava üssünde ne yaşandıysa, orada kim varsa peşine düşeceğin kişi o mu?
Вы увидели свой шанс и ухватились за него.
Fırsatı gördün ve kaçırmadın.
Потом у него будет примерно две минуты для наблюдения во время затмения.
Orada, tutulma sırasında gözlemlerini tamamlamak için yaklaşık iki dakikası olacak.
Я волнуюсь за него.
Sizce iş savaşa varır mı?
Пел "Эй, Джуд", и под "на-на-на" у него схватило сердце.
Hey Jude'u söylüyordu sonra na na na kısmında birden kalbi durdu.
- ( бк ) ТОфер говорил, что у него только один враг.
Topher tek bir düşmanı olduğunu söylerdi.
Не наезжай не него, ладно?
Onu incitme, oldu mu?
Посмотри на него.
Ona bir bak.
У него ноги болят.
Ayağı acıyor.
- ( вожатая ) Теперь выберите самый весёлый платок, какой найдёте, потому что из него мы сделаем кукле голову.
Şimdi bulabileceğiniz en canlı mendili seçin çünkü bu bebeğinizin başı olacak.
Собираешься за него замуж?
Onlarla evlenecek misin?
Сможешь снять с него шкуру, просолить и выдубить, чтобы согреться?
Derisini yüzüp, tuzlayıp, ısınsın diye tabaklayabilir misiniz?
- ( уиджи ) Чёрт, у него стоЯк.
Siktir, sertleşmiş bu.
Греки делали из него яд для стрел.
Yunanlılar onunla oklarını zehirlermiş.
А через две тысячи лет, немца делали из него яд для пуль.
İki bin yıl sonraysa Almanlar kurşunlarını onunla zehirlemişler.
Китайцы могли продержать человека в живых, пока от него не оставалось только бьющееся сердце.
Geriye sırf atan bir kalp kalana kadar insanı sağ tutabilirlermiş.
- ( адарш ) У него был инсульт.
- Felç geçirdi.
По-моему, у него крыша поехала.
Beyni dağılmış sanırım.
ЭТО мой дом, и я сражаюсь за него.
Benim evim burası ve onun için savaşacağım.
У него был такой голодный взгляд.
Susamış gözlerle bakıyor.