Недостаточно translate Turkish
5,424 parallel translation
- Недостаточно.
- Pek değil.
Агент Картер, "простите" и близко недостаточно.
Ajan Carter, üzgün olmak bunu telafi etmenin yanından bile geçmez
И близко недостаточно.
Yanından bile geçmez.
Вашей чести недостаточно.
Şerefiniz yeterli değil.
Если только ты не наденешь его на голову - этого недостаточно.
Kafana takmayı düşünmüyorsan yeterli olmayacaktır.
Парень, у тебя есть храбрость. Но этого недостаточно.
Yüreğin var evlat ama bu yeterli değildir.
Недостаточно того, что я слышу это дерьмо на улице?
Size yaptigim yetmiyor mu lan?
Этого недостаточно. Чтобы посадить его, нет.
- Hapse atmak için evet, olmaz.
Этого будет недостаточно.
Bu yeterli olmayacaktır.
У меня было недостаточно времени, чтобы заставить все это работать.
Tüm ayarlamaları yapacak zamanım olmadı.
Но твое сердце, Зик, недостаточно сильное.
Fakat senin kalbin Zeek, olması gerektiği kadar güçlü değil.
Ещё хуже, я для тебя недостаточно значительна, чтобы меня замечать.
Bu daha da kötü, sanki yokmuşum gibi davranıyorsun.
Многократно, но... недостаточно.
Birçok kez, ama... yeterli değil.
Недостаточно просто говорить "нехватка опыта".
"Deneyimsizliği" sürekli telaffuz etmeliyiz.
Достаточно, чтобы знать, что естественного отбора уже недостаточно.
Doğal düzenin artık etkili olmadığını bilecek kadar çok şeye.
Ты считаешь, что сохранив нам жизнь, я проявил недостаточно сознательности?
Adil olmak yerine seni hayatta tutmamı görmezden geliyorsun yani?
Спасибо, Но я всё равно недостаточно хорош.
Çok teşekkürler ama artık daha fazla geliştirebileceğimi sanmıyorum.
Я тот, кто недостаточно быстр, чтобы остановить Уэллса.
Olduğum kişi Wells'i durduracak kadar hızlı olmayan bir kişi.
Этого недостаточно.
Yeterli değil.
Чека, который ты мне выписала, было недостаточно, так что я стал заниматься наркобизнесом.
Bana verdiğin çekler yeterli değildi, o yüzden uyuşturucu satmaya başladım.
Недостаточно насыщенной, если честно. Но я не отношусь к этой ситуации.
Yeterince sık değil ama burada tanık kürsüsünde olan ben değilim.
Но недостаточно.
Ama yeterince çok sevemedin.
Недостаточно оснований, чтобы мы успешно возразили.
Başarılı bir şekilde itiraz etmemiz için yeteri kadar fırsat yok.
Вдруг правды будет недостаточно.
Gerçekler yetmeyecek diye endişeleniyorum.
Я купил недостаточно.
Yeteri kadar almamıştım.
"Может" — недостаточно!
"Belki" yeterli değil.
Определённо недостаточно, чтобы связываться с проблемами, которые повлечёт помощь тебе.
Ve kesinlikle de sana yardım etmenin başıma açacağı dertlere de değmez.
Этого недостаточно.
- Bu yeterli değil.
Наблюдения за жителями Мейпла недостаточно.
Amacı sadece Maple halkını izlemek değil.
Но ты недостаточно об этом подумала.
Ama doğru düzgün düşünemiyorsun.
Вся защита, которую ты использовал... Ее недостаточно.
Kullandığın tedbirler yeterli değil.
- Нет, я недостаточно хороша.
Seni oraya kaydetmek istiyorum. Hayır, yeterince iyi değilim.
Для Анны все происходит недостаточно быстро.
Hiçbir şey Anne'in istediği kadar hızlı olamaz.
Знаете, когда король впервые обратил не нее внимание, он подумал, зная, как обстоят дела во Франции, что она согласится занять определенную позицию... при дворе. Но Анне этого было недостаточно.
Kral onunla ilgilenmeye başladığı zaman, Anne Fransa'da işlerin nasıl yürüdüğünü biliyor diye, saltanatta bir yer kabul edeceğini düşündü ama bu Anne için yeterli değildi.
- Сир, при всем уважении, Франциск слишком любит войну, а торговлю - недостаточно.
Saygıyla söylüyorum ki efendim, Francois savaşı çok ticareti az seviyor.
Однако недостаточно заявить о своем праве на королевство - королевством нужно управлять.
Aynı zamanda elinde tutmak zorunda.
У нас по нему недостаточно доказательств.
Yeterince bağlantı kuramadık.
Одних намерений недостаточно.
İyi niyetli olmak yetmiyor.
Фантазия была недостаточно реальной?
Fantezi yeterince gerçekçi değil diye mi?
Просто ты недостаточно уравновешенна, чтобы жить самостоятельно.
Sadece kendi kendine yetecek kadar dengeli değilsin.
С нашей системой здравоохранения, находящейся в постоянном изменении, недостаточно внимания уделяется сфере психического здоровья.
Milli sağlık durumuna baktığımızda, yeteri kadar para akıl sağlığı konusuna ayrılmıyor.
Но одного лишь выбора было недостаточно.
Fakat seçmek yeterli değildi.
Недостаточно.
Tam değil.
У нас недостаточно людей, чтобы отразить нападение. Особенно после "Острия".
Herhangi bir saldırıya karşı koyacak adam gücümüz kalmadı, Spearhead'ten sonra.
Недостаточно просто остановиться.
Durmak yeterli değil.
Боюсь, этого может быть недостаточно.
- Korkarım ki bu yeterli olmayabilir.
Джо недостаточно сильна, Рик.
Jo yeterince güçlü değil Ric.
Твое сердце, Зик, недостаточно сильное.
Kalbin, Zeek, yeteri kadar güçlü değil.
Это недостаточно агрессивно.
Yeterli bir agresiflik değil adamım.
Она не может винить нас, что мы недостаточно старались.
- Yetersiz çaba sarf ettik diye bizi suçlayamaz.
Или недостаточно?
Mesaj çok mu sertti?