English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Н ] / Ноутбук

Ноутбук translate Turkish

954 parallel translation
Выведу ответ на ноутбук.
Görüntü akisini diz üstü bilgisayara aktariyorum.
Попроси ее благословить твой ноутбук.
Ondan diz üstü bilgisayarını kutsamasını iste.
Сэр, ваш ноутбук мешает работе систем.
- Sonuna geldim. Efendim, laptopunuz yönlendirme sistemlerimizi bozabilir.
Но доктор Джордан скопировал их в ноутбук.
Ama Dr Jordan onları defterine kopyalamıştı.
- А для чего ноутбук? Возможно, на нем стоит программа для обработки видеопотока и передачи изображения.
Görüntü gruplandırma programı çalıştırıyordur.
Да брось, я же корректировал твои издания с тех пор как у тебя появился ноутбук.
Haydi ama, ilk bilgisayarından beri virgüllerini düzeltirim senin.
Отдай мой ноутбук!
Bilgisayarım!
Он не только вернул мне мой ноутбук но и украсил первую страницу в моей статье в "Смоллвильских вестях".
Hem bilgisayarım kurtuldu hem Smallville Ledger'a ilk haberimi yaptım.
Огромный грузовик с буквами ЭсЮВи переехал мой ноутбук.
Dev gibi bir römork kamyonu... onuz ezdi, arkasında da çektiği bir kamyonet vardı.
Мне раздавили ноутбук.
Diz üstü bilgisayarım parçalandı.
- что такое? - Где мой ноутбук?
Laptopum nerede?
- Я потерял свой ноутбук.
- Bilgisayarımı ya kaybettim ya da yanlış yere koydum.
Я принес ваш ноутбук.
- Sana bilgisayarını getirdim.
Хватай свой ноутбук и пойдем.
Laptop'ını al ve gidelim.
Это твой ноутбук.
Dizüstü bilgisayarın.
- Ты тут как-то оставил свой ноутбук.
- Defterini burada bıraktın.
Ты понимаешь, она меня так быстро выставила, что я забыла ноутбук, а там много информации, которую никому не следует видеть
Bende. Beni o kadar hızlı kapı önüne koydu ki, laptopumu orada unutmuşum ve içindeki bazı şeyleri kimsenin görmesini istemiyorum. Oh.
Что-нибудь пропало? Только её ноутбук. Должно быть, они искали что-то еще, потому что каждая комната в доме перевернута вверх дном.
Güya, internetten canlı yayınla öldürülen bir kadını gösteriyordu.
Они забрали ноутбук, адреса, все.
Dizüstü bilgisayarımı aldılar. Adres listesini, her şeyi.
- И еще твой ноутбук.
- Bir de laptopun.
Что у тебя есть? Компьютер, ноутбук?
Bilgisayar, laptop, ne olursa.
- Передай всё на ноутбук.
- Doğrudan laptop'a aktar.
Спасибо, а теперь я заберу ваш ноутбук... потому что считаю что вы слишком глупы чтобы им пользоваться.
Teşekkürler, şimdi dizüstü bilgisayarınızı elinizden alacağım, çünkü gördüğüm kadarıyla onu kullanmak için çok salaksınız.
А где мой ноутбук?
- Dizüstü bilgisayarım nerede?
Это всего-лишь ноутбук.
Bu Prism Express laptopları, tamam mı?
Согласно ежегодной традиции Сплетницы в день благодарения, я отложу свой ноутбук на верхнюю полку в духовке, и в следующие 16 часов единственное блюдо, которое я приготовлю, будут секунды.
Dedikoducu Kızı'n Şükran Günü geleneği olarak laptop'ımı fırınla değiştiririm ve sonraki 16 saat boyunca yediğim tek şey saniyeler olur.
- Вот ноутбук.
- Bu laptop.
Слушайте. У Дугласа барахлит ноутбук.
Bakın, Douglas'ın bilgisayarında sorunlar var.
У мистера Рейнхолма сломался ноутбук.
Bay Reynholm'un bilgisayarı bozuldu.
Если давать деньги, открой кошелек. Зачем ты ноутбук открыл?
Eğer bana para vereceksen cüzdanını açman gerekir neden laptopunu açtın?
Он врывается на заседание комитета начальников штабов, так? Кладет свой ноутбук, хакает сервер ПВО и отключает всю нашу оборонную сеть.
Bu yüzden, Genelkurmay Başkanının toplantısına izinsiz dalmış,... ve sadece bir diz üstü bilgisayarla, Hava Savunma Komutanlığı'nın sistemine girip tüm savunma ağımızı devre dışı bırakmış.
Что тебе нужно - ноутбук, адаптер, модем, всё такое? Тьi расстроишься.
Neye ihtiyacın var, kullanma kılavuzu, adaptör yada başka bir şey?
Поэтому я использую ноутбук Мег.
Bu yüzden Meg'in dizüstü bilgisayarını kullanacağım.
Я конфискую ноутбук для полицейских нужд.
Polis meselesi, bu bilgisayara el koyuyorum.
Извините, вы не возражаете, если я позаимствую ваш ноутбук на пару минут?
Affedersiniz, acaba bilgisayarınızı bir dakikalığına ödünç alabilir miyim?
Я наверно проведу ночь сегодня у Логана. Мой ноутбук там.
Gece Logan'da kalmalıyım.
Я хлопнула дверью, кинула его ноутбук на пол. Я убила его.
Kapıyı çarptım, laptopunu yere çarpıp parçaladım.
Ноутбук исчез.
Bilgisayar gitmiş.
Выключи ноутбук.
Kapat şunu.
И вдруг ноутбук словно включился сам по себе.
Daha sonra, dizüstü bilgisayarım birdenbire kendiliğinden açıldı.
Слушайте, у меня здесь только ноутбук... и внешний жёсткий диск.
Çantada sadece bir dizüstüyle, harici disk var.
Заклеил окно. Теперь смогу включить ноутбук не боясь, что враг заметит свет от него.
Pencerelerimi bantladım böylece düşman ışığımı göremeden dizüstümü açabileceğim.
Прекрасно. У меня ноутбук украли.
Harika, dizüstümü çalmışlar.
Я хочу ноутбук обратно.
Dizüstümü geri istiyorum.
Босс, у нас его ноутбук.
Dizüstü bilgisayarını bulduk.
Скорее всего, использовал ноутбук для генерирования голоса.
Muhtemelen ses yazılımı için dizüstü bilgisayar kullandı.
И как человек, который не может отличить ноутбук от ну, такого большого... я буду просто счастлив услышать её выступление.
Şahsen dizüstüle, şu büyük olanın adı neydi her neyse, ikisini ayırt edemeyen biri olarak konuşmasını sabırsızlıkla bekliyorum.
И вы меня вызвали только для того, чтобы я открыл ваш ноутбук?
Beni bu yüzden mi yukarı çağırdınız, dizüstünü açmak için?
ƒайте им мобильник, дайте ноутбук. ƒайте им мобильник который фоткает ноутбук. ƒайте им ноутбук, который фоткает мобильник!
Gizmo verin. Cep telefonu verin. Laptop verin.
- Мне нужен мой ноутбук.
- Onun hakkında ne biliyorsun?
У него есть ноутбук?
Diz üstü bilgisayarı da var mıydı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]