Обедает translate Turkish
149 parallel translation
Одна мысль, что крестьянин обедает за их буржуазным столом... Эта мысль их раздражала.
Ayrıca, burjuva masalarında bir köylünün yemek yemesi olayı da ikisini birden çileden çıkartmıştı.
Вы не знаете, где он обедает?
Nerede yediğini biliyormusunuz?
Она обедает с Алеком Вотерхаузом.
Alec Waterhouse ile yemekte.
Реджи обедает с нами, а вечером уезжает.
Reggie akşam gitmeden önce yemek yiyecek.
День, когда она обедает со своей тетей Алисой.
Alicia teyzesiyle öğle yemeği yediği gün.
Он обедает с покупателем собственности на Харрис Стрит.
Harris Caddesi arazisini satın alan adamla yemek yiyor.
А он обедает.
Albay yemekte.
благодарю вас. где Малврэй обедает?
- Öğlen yemeğini nerede yer, bir fikriniz var mı acaba?
- Она обедает в больнице.
- O hastanede yer.
Мэр Дейли здесь больше не обедает.
Belediye Başkanı Daley artık burada yemiyor.
- Обедает с журналисткой.
- Şu an nerede?
Обедает с кем-то.
Sanırım akşam yemeği randevusu varmış.
- Все еще обедает, сэр.
Hâlâ yemek yiyor, efendim.
- Ваше Величество обедает так каждый день?
Majesteleri, öğle yemeklerini hep böyle mi yer?
Он только что с самолета или поздно обедает?
Saat farkı sorunu mu yaşıyor yoksa öğle yemeklerini geç mi yiyor?
Он здесь обедает ещё со времён матушки королевы.
Eski kraliçe öldüğünden beri buraya geliyor sanırım.
"А не Мардж Симпсон ли это обедает с незнакомым мужчиной?"
"Bu kocası olmayan bir adamla brunch yapan kişi Marge Simpson değil mi?" dedim.
Если даже Бог существует, он непростительно долго обедает.
Eğer bir tanrı varsa, öğlen yemeği çok uzun sürerdi.
Видеть как учитель обедает - это так угнетающе, не упомяная о лямке её лифчика,
Bir öğretmenin öyle yemeğini görmek çok iç karartıcı. Sütyen aksısını hiç hesaba katmıyorum.
Там мой сын обедает.
Oğlum yemeğini yiyor.
Не могу поверить, что Джоуи обедает со своей фанаткой!
Joey'nin sapığıyla öğlen yemeğine çıktığına inanamıyorum!
Она с ним обедает?
Onunla öğle yemeği yiyor?
С ним обедает?
Öğle yemeği?
И обедает у ДаВинчи.
Ve "Da Vinci"'de tıkınmaya.
- Роджер обедает в одном ресторане каждый день, в одно и то же время.
Roger her gün aynı saatte, aynı restoranda yemek yerdi.
- Она уже обедает.
- Yemeği var. - AI, sen de dene.
Нет, сейчас внизу обедает Лига женщин-избирателей.
Hayır, aşağıda Oy Veren Kadınlar öğle yemeği var.
Он обедает с тобой и Сьюзан?
Sen ve Susan'la yemek mi yiyor?
Доктор Гевера сейчас обедает с твоей добычей.
Dr. Guevera'da avınla birlikte yemek yiyor.
- Это в каком смысле? - Обедает.
Ne demek oluyor bu şimdi?
Старый ворчун совсем не обедает!
Yaşlı suratsız yemek istemiyormuş.
Она теперь обедает у бассейна.
Artık yemeğini havuz başında yiyor.
Она вечно ходит по магазинам и обедает.
Hep alışveriş ve yemeğe gider.
И вот он сидит у себя дома и обедает, а рядом его пятилетняя дочь пытается взобраться на стол.
Orada öylece oturuyor ve tam o anda beş yaşındaki küçük kızı masaya zıplıyor.
У меня есть друг, он там часто обедает, и я бы хотел с ним пересечься.
Orada öğle yemeği yiyen bir arkadaşım var ve ona denk gelmek istiyorum.
Хаус теперь обедает вместе со своими ребятами?
House, artık astlarıyla yemeğe mi çıkıyor?
- Там обедает моя компания.
- Ekibin yemek yediği yer.
Мистер Временный. Обедает у машины.
Bay stajer arabasının yanında yemeğini götürüyor.
Тут ведь всегда за соседним столиком обедает команда кардиологов.
Burası Jersey. Her zaman yan masada yemek yiyen bir kardiyolog ekibi vardır.
Он обедает с лавандой и попурри!
Öğle yemeğinde lavanta ve potpuri yer!
- Доктор обедает.
- Hayır, doktor öğle yemeğinde.
Сидит... читает свои газеты по утрам... Обедает постоянно в два часа дня... Постоянно смотрит телевизор
Öyle oturur sabahları gazete okur her öğlen saat 2'de yemek yer saatlerce televizyon izler.
- Она обедает там, в стороне.
- Yemeğini özel bir yerde yiyiyor.
Ставки растут, мистер Кромвель рассказал мне, что король теперь обедает с Норфолком и Болейном.
Eğer yanımda değilsen, karşımda yer alıyorsun demektir. Sorunlar git gide büyüyor.
Король теперь обедает с Норфолком и Болейном.
Kral, Norfolk ve Boleyn ile akşam yemeğinde bir araya geliyor.
Мы просто обычная семья, которая обедает и говорит о работе, так?
Yemek yiyip, işten konuşan bir aileyiz değil mi?
Она обедает с Сэмми.
Sammy ile yemeğe çıktılar.
Марго обедает на публике?
- Margo halk içinde yemek yer mi ki?
Почему, он никогда не обедает с нами?
Peki ya Talby bir daha bizimle yemek yiyemezse?
- Он обедает, его нет.
- Ön tarafta yemek yiyor.
Фонс обедает.
Phonse yemek yiyor.