English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ О ] / Обувь

Обувь translate Turkish

1,612 parallel translation
Твоя обувь такая красивая.
Ayakkabıların çok güzel.
Зачем вы выбросили обувь в мусор?
Ayakkabıları çöp kutusuna neden attın?
Я верну их и попрошу обувь твоего размера.
Ben onlara sana göre ayakkabılar vermesini, söyleyeceğim.
Собаки не носят обувь.
- Köpekler ayakkabı giymez.
Новая обувь, новый значок.
Yeni ayakkabı, yeni rozet.
Можно взглянуть на вашу обувь?
Ayakkabılarınızı görebilir miyim lütfen?
я забыла, каким волнующим может быть первый учебный день новый осенний гардероб, новая обувь и тот факт, что Сплетницы нет где-то рядом, чтобы создавать проблемы только делает его гораздо лучше
Okulun ilk gününün ne kadar heyecanlı olabileceğini unutmuşum. Yeni kıyafetler, yeni bir başlangıç... Gossip Girl'ün etrafta olup problem yaratmaması her şeyi daha da mükemmelleştiriyor.
Да, теперь обувь кажется мне разумным ходом.
Evet, ayakkabı gayet mantıklı geliyor.
Кто из вас, маленьких поганцев, украл мою обувь? !
Ayakkabılarımı hangi lanet olasıcanız çaldı?
Это моя обувь!
Onlar benim ayakkabılarım!
Сними обувь.
Ayakkabılarını çıkar.
Они заслуживают хорошую обувь
İyi bir çift ayakkabıyı hakettiklerini düşünüyorum.
Она хочет, чтобы я начал относить обувь наверх.
Ayakkabılarımı yerden kaldırmamı istiyor.
Обед не на столе, я хожу в грязных рубашках, никто не относит мою обувь наверх.
Yemek masada değil, kirli gömlekler giyiyorum, kimse ayakkabılarımı yukarı çıkarmıyor.
- Давайте проверим обувь.
- Ayakkabılara bakalım. - Annie!
Я заберу твою обувь.
Gidip ayakkabılarını alayım.
Настоящая музыка. Она всегда носит обувь на высоких каблуках, потому что, по ее словам, плоская подошва для бросивших курить.
Gerçekten haşin bir melodi ve her zaman yüksek topuklu giyer çünkü ona göre düz topuklar vazgeçenler içinmiş.
Как мамины джинсы и платформы триггеров ( спортивная обувь на высокой пятке ).
Annelerimizin kotları ve parmak arası terlikler de öyle.
Можешь ли ты сказать что Криста Кук всегда имеет самую красивую одежду в школе? И обувь и сумки.
Bir planım var ve bu dilek sadece ilk kısmı.
Заткнись. Ох, вот это обувь за нее можно умереть.
Bunlar orijinal değil öyle değil mi bu kim?
Лучшее в таком случае - не позволять детям выходить и дезинфицировать обувь, входя в дом. Это бред!
Yapılacak en iyi şey çocukları dışarı çıkarmamak ve her şeyden ziyade eve girmeden önce ayakkabılarınızı dezenfekte etmektir.
Это был большой негр, из тех что носят обувь 52 размера.
İri yarı zenci biriydi. Bugünlerde gördüğümüz şu koca ayaklardan.
Я имею в виду там в основном обувь.
- Yani genellikle ayakkabı.
Вижу в вас новую обувь
Yeni köselelerden giydiğini fark ettim.
Отличная обувь.
Güzel ayakkabılar.
Ты хочешь, чтобы мы сняли обувь?
Ayakkabılarımızı çıkarmamızı mı istiyorsun?
Вы можете снять обувь?
Ayakkabılarınızı çıkarır mısınız?
Парень завязывающий свою обувь Агент
O tarafta da bir tane var. Ayakkabısını bağlayan adam, ajan.
Мистер Броган, возможно, вы найдёте более подходящую обувь для суда?
Bay brogan, duruşmada daha uygun bir... Ayakkabı giyebilir misiniz?
- Убийца хранил обувь все эти годы.
Bütün bu yıllar boyunca ayakkabılar katildeymiş.
Кажется, продавал шляпы. Нет... обувь.
Sanırım şapka satıyordu.
И, кажется, у вас тоже не было возможности почистить обувь, ха?
Ayakkabılarını temizlemeye fırsatın olmamış, öyle değil mi?
Мне снять обувь?
- Ayakkabılarımı çıkarayım mı?
Я дала водителю адрес У меня было всего 20 долларов, и оказывается за такие деньги далеко не уедешь и он высадил меня и мне пришлось идти на каблуках, которые сломались и это последний раз, когда я покупаю обувь по интернету.
Taksi şöförüne adresi verdim ama yalnızca 20 $'ım vardı ve görünüşe göre....... bir arpa boyu götürüyormuş beni yolda indirdi bu ayakkabılarla yürümek zorunda kaldım ve kırıldı bir daha da internetten ayakkabı almam.
Нужно съездить купить обувь для девочек на выходных.
Bu hafta sonu kızları alış verişe götürmemiz gerek.
Поношенная рабочая обувь,
Ayakkabıları yıpranmış,
Юный Гари однажды сыр в носок спрятал, но обувь на него все равно налазила.
Genç Gary buraya bir gelişinde Dairylea peynirine çorabıyla basmıştı,... ama onun ayağı gayet normaldi.
Ты никогда не думала о том, чтобы носить практичную обувь?
Akıllı ayakkabılar giymeyi hiç düşündün mü?
Теперь я трачу денег больше на обувь, чем на бензин.
Bu günlerde ayakkabıya benzinden daha çok para harcıyorum.
Не хочешь обсудить мою обувь?
Ayakkabılarım hakkında tartışmak ister misin?
и вся та обувь и еда, что Стефани прятала была для бездомных.
Tüm o ayakkabılar ve Stephanie'nin sakladığı yiyecekler... -... evsizler içindi.
- Чудовище забрало мою обувь!
- Canavar ayakkabımı aldı!
Да, Я попрошу кого-нибудь посмотреть на её обувь и, возможно, это поместит её на место взрыва
Çizmelerini incelemesi için birini göndereceğim. Belki de bu, patlama esnasında fabrikada olduğunu kanıtlar.
Раньше твоей самой большой проблемой была обувь. Теперь ты пытаешься уничтожить себя. Что случилось?
Eskiden ayakkabı çalarken, şimdi yıkıcı bir tavır içindesin.
Замечали, что я снимаю обувь каждый раз, когда вхожу в дом.
Farketmişinizdir eve girerken ayakkabılarımı çıkartırım
Теперь надевай обувь.
Şimdi şu ayakkabıları giy.
Завтра ты оденешь нормальную обувь.
Yarın yetişkin ayakkabıları giyeceksin.
- Ты носишь обувь с роликами.
Ayakkabı yerine tekerlekli paten kullanıyorsun.
Мы сняли обувь, чтобы присесть.
Oturmak için ayakkabılarımızı çıkartmıştık.
Я надеюсь, вы взяли удобную обувь, потому что мы отправляемся на место преступления.
O yüzden umarım yürüyüş ayakkabılarınızı getirmişsinizdir.
Обувь тут. походу.
Mashiro-kun : )

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]