English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ П ] / Плача

Плача translate Turkish

138 parallel translation
Она выбежала отсюда чуть не плача.
Ağlamadan ağlamıştan beter olmuştu.
но то, что вырвать горе не могло, ты сделала, и я ослеп от плача.
İşte onca acının gözümden akıtamadığı yaşı şimdi güzelliğin akıttı, kör etti gözlerimi ağlamaktan.
Тогда могли б вы это сообщить всем гражданам, чтоб не было ни плача о казни той, ни россказней о нас.
O zaman siz de duyduklarınızı yurttaşlara anlatırdınız. Çünkü bakarsınız halkımız bizi yanlış anlar ve bu adamın arkasından yas tutmaya kalkar.
Почему ты не слышишь моих молитв... и моего плача?
Kurtuluşumdan ve dövünmemin sesinden... neden bu kadar uzaktasın?
А у матери перекосило rot от плача оооооой-оооооооой-оооооой, когда она подняла плач о единственном сыне, родной кровиночке, который так изгадил всем жизни.
Ve annem bağrından kopmuş biricik evladının herkesi feci şekilde hüsrana uğratmasına analara özgü bir kederle hüngür hüngür ağlıyordu.
Стена Плача.
Ağlama Duvarı.
А, вот и он. Прямиком от Стены Плача.
Doğrudan Ağlama Duvarı'ndan.
Когда я мог, ходил к Стене плача.
Yapabildiğimde, duvarımıza gidip ağlayacağım.
Ты ушла, плача.
Ağlıyordun.
Ночь плача,
Tüm çığlıkların gecesinin
Посредством плача...
Çünkü çok ağladım, çok ağladım
... она, плача, рассказывала, что у неё собачка умерла.
bana ölmüş köpeği için ağladı. Sonra bir kız erkek arkadaşı yüzünden ağladı.
я провел много времени, плача, не зная, что дальше делать.
Uzunca bir süre ağlayarak, ne yaptığını bilmez bir halde oturup kaldım.
И посыпали пеплом головы свои, и вопили, плача и рыдая :
"Ve kafalarına toz atıyorlar, bağırıyorlardı" "ağlayıp yas tutuyorlardı"
Наверное, устала от своего восхитительного плача ночью.
Muhtemelen dün gece attığı harika çığlıklar yüzünden çok yorulmuştur.
- Ты знаешь, что я не выношу его плача, папа.
- Ağlayınca dayanamıyorum biliyorsun baba.
Плача, говорила я.
Konuşurken ağlıyordum.
- Прям как Стена Плача.
Ağlama Duvarı gibi.
Ну, Стена Плача - это же... самое святое место в Израиле, что есть у евреев.
Oh Ağlama Duvarı Yahudiler için İsrail'deki en kutsal yerdir.
- Стена Плача Хочешь оставить записку?
Ziyaretçiler buraya not bırakır.
Мы быстро нашли источник таинственного плача.
Hemen sesin nereden geldiğini anladık.
Я так стремилась не расстраивать её что всегда делала вид, будто не слышу её плача.
Benim annemi koruma arzum öyle güçlüydü ki... onu duyduğumu hiçbir zaman hissettirmezdim.
Одной осенней ночью ученик проснулся, плача.
Geç bir sonbahar gecesi, öğrenci ağlayarak uyandı.
Она звонила мне со своего сотового, плача в истерике,... говоря что, возможно, ей ещё не лучше,... что может ей место в Бель Рив.
- Beni cep telefonuyla aradı. Histerikti. Ağlayarak, belki de iyileşmedim diyordu.
С нас хватило плача Эрика.
Yeteri kadar ağlama sesi duyuyoruz Eric'ten.
Иногда я засыпаю от собственного плача.
Bazen uyurken kendi kendime ağlıyorum.
Всё ещё плача, она вынула из сумочки какие-то бумаги и протянула их ему.
Hala ağlıyorken, çantasından bazı belgeler çıkardı Ve eline tutuşturdu.
Или Стена Плача, иудейские и всемирные самые священные руины.
ve "Batı Duvarı", Museviliğin ve tüm dünyanın en kutsal kalıntısı.
Евреям не разрешается проводить богослужения на этой территории, молящимся позволено посещать только руины Западной Стены или Стены Плача.
Musevilerin birleşke bölgesinde tapınmalarına izin verilmiyor. Dualarını sadece "Ağlama Duvarı" nda gerçekleştirebiliyorlar.
Им правда стоит поберечь энергию для других целей. Для плача, например.
Enerjilerini ağlamak gibi şeyler için saklasalar iyi olur.
Было много плача, слезы и еще слезы.
Ağladı, göz yaşları ve sonra daha fazla göz yaşı.
- Плача.
Ağlıyordu.
Этап с пением и смехом очень забавный, затем это принимает ужасный поворот к этапу плача и воплей.
Şarkılar, kahkahalar kısmı gerçekten eğlenceli.. Sonra ağlayan ve bağıran çirkin yüzünü gösteriyor.
Одни улыбки царят здесь, в зале поцелуев и плача.
Crest diş macunlarının bekleme alanında herkesin yüzü gülüyor.
Он встал, истекая кровью и плача, а отец сказал ему : "Это тебе урок".
Yüzü gözü kan içinde ağlayarak ayağa kalkar ve babası bu seni cesaretlendirir der.
Он не хочет общаться. Он не хочет общаться. Печальное лицо, приступы плача.
İletişim kurulmuyor, surat sürekli bir karış havada, ağlamaklı falan.
И на другой стороне улицы Стену плача.
Evet, sanırım Logan'ı gezdirecek kadar hatırlıyorum.
Стена Плача является самым святым для евреев местом точно такая же, как и в Иерусалиме, но близко к пельменным и к дешёвым лекарствам по рецепту, смог бы ты продолжать рыдать у неё?
Eğer Jarusalem'dekinin aynısından bir Ağlama Duvarı daha olsaydı ama etrafı Taco standları ve ucuz reçete ilaçlarıyla çevrili olsaydı yine de orada ağlar mıydın?
его лошадь была у Стены Плача..
At ağlama duvarındaydı.
И слышать не хочу никакого плача!
Ağladığınızı duymayayım bir daha!
( плача ) : Я не заметила.
Hiç fark etmemiştim.
Наверное, он решил, что я плохая, и аж зашёлся от плача.
Ama o benim ona bir şey yapacağımı sandı. Durmadan ağlamaya başladı.
Понимаешь, я действительно могу разговаривать с женщинами, не плача и не сжигая себя.
Bırak konuşayım. Biliyorsun, ben aslında kadınlarla konuşabiliyorum. Ağlamadan yâda kendimi ateşe vermeden!
* И плача, "Господи, что же ты со мной делаешь?" *
* Ve ağla "Tanrı'm ne yapıyorsun bana" diye *
Бродяга увидел мою задницу, и я, плача, танцевала джигу.
Dilencinin biri popomu gördü ve ben ağlarken çılgınca dans etti.
Да. Я могу выдержать всё, кроме женского плача.
Evet, kadınların ağlaması dışında her şeyle başa çıkabiliyorum.
Она так и лежала там, где он ее оставил, весь день на камнях. Плача и благодаря свои религиозные принципы.
adamın bıraktığı yerde bütün gün kaldı, ağlayarak ve şükrederek.
В Иерусалиме, люди молятся у Стены Плача.
Insanlar Kudüs'te ağlama duvarına gidiyorlar.
Это повод для горького плача.
Hayır. Bu ağıt sebebidir.
Я чувствую себя глупым, плача из-за вас
- Garajın nerede olduğunu biliyor musun?
Если бы существовала другая Стена Плача, Стена Плача или Западная Стена — часть подпорной стены вокруг Храмовой горы в Иерусалиме.
Sen Yahudi'sin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]