Повзрослев translate Turkish
15 parallel translation
Но предупреждаю, повзрослев, вы никогда сюда не вернётесь.
Ama sizi uyarıyorum, eğer büyürseniz asla geri dönemezsiniz.
А потом, повзрослев, сами ведем себя так же.
Sonra, yetişkinler olarak, bunu dışarıya yansıtıyoruz.
Со временем мы с Распутией становились все ближе - и в средней школе, и повзрослев.
Zaman ilerledikçe Rasputia ve ben giderek daha da yakınlaştık... hem lisede hemde birer yetişkin olarak.
Я имею в виду, Чак, если бы ты сказал мне в старшей школе, что Дженни Бёртон повзрослев, захочет быть звездой фильмов, я бы ответила, "Мечтай, гадкий утёнок, мечтай". И вот мы здесь.
Lisedeyken biri bana Jenny Burton film yıldızı olacak dese ona "Ancak rüyasında görür" derdim.
когда вы были ребенком... они б поменяли библейские истории на сказки, вы бы знали разницу, повзрослев?
çocukken... peri masallı incil hikayelerini aktardıklarında, yetişkin olarak şimdi bir fark hissettinmi?
Если б они сказали вам, что Джек и бобовый стебель - это религия и что человек, который жил в ките был в сказке... думаете, повзрослев, вы стали бы защищать одно, а не другое?
Eğer size Jack ve the Beanstalk'un ( Çocuk Masalı ) din olduğunu söyleseler, ve balina içinde yaşayan adamında peri masalı olduğunu... yetişkin olduğunuzda, birini diğerine müdafa edermiydiniz?
Да ладно тебе, Ванильный Гром, повзрослев, все находят настоящую работу.
Yapma, Boz Ayı. Herkes büyümeli ve gerçek bir işe girmeli.
А повзрослев, могут услышать волчий вой за 10 км. Ух ты!
Peki, yaşlandıkça, on altı kilometre uzaklıkta başka bir kurdun ulumasını bile duyabildiklerini biliyor muydun?
А твои друзья, повзрослев, больше тебя не увидят.
Senin arkadaşların büyüdüklerinde seni tekrar asla görmüyorlar.
Повзрослев, вы поймёте, что быть мужчиной — значит не добиться уважения или силы, а отвечать за все свои поступки.
Bir adam olmanın güçle ya da size gösterilen saygıyla alakalı olmadığını anladığınız bir yaş var. Adam olmak, etki ettiğin her şeyin farkında olmaktır.
Один из этих мальчиков, повзрослев, стал воином столь лютым, что целые армии бежали в страхе, едва заcлышав его имя.
Bu çocukların arasından biri büyüyünce öyle acımasız olmuştu ki adı geçtiği zaman bütün ordular dehşetle geri çekiliyordu.
Лили и я жили в Миннесоте, но не пересекались, когда были маленькими, а повзрослев, жили в получасе езды друг от друга?
Lily ve ben Minnesota'da büyüdük, çocukken ayrıldık, ve yetişkinken bir saatten az bir mesafede yaşamamızla mı sonuçlandı?
Но по словам тети Алисии, после резни они почти не общались. Повзрослев, каждая отправилась своей дорогой.
Ama Alicia nın teyzesine göre onlar katliamdan sonra çok kısa bir süre berabermişler katliamdan sonra çok kısa bir süre berabermişler... büyüdüklerinde ayrı yollara gitmişler
Похоже, только мы да еще три сидера единственные идиоты которые, повзрослев, продолжают смотреть эту вещь.
Biz ve üç dağıtıcı bu aptalca şeyi izleyen tek kişiler olabilir.
Но повзрослев, я понял, что он сделал, и начал сердиться.
Ta ki onun yaptığı şeyiidrak edip ona öfke duymaya başlayana dek.