English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Р ] / Растут

Растут translate Turkish

1,035 parallel translation
А для вас растут лишь цены.
Sizler içinse artacak olan dışarıda satın aldığınız ürünlerin fiyatlarıdır.
Да пусть эти власти... растут, как лук в грядку - головой в земле.
Hay o hükümet soğan gibi toprağın dibine girsin.
Они растут и расцветают... чахнут и умирают... и превращаются во что-то еще.
Büyürler... çiçek açarlar... solar ve ölürler ve başka bir şeye dönüşürler.
Гляди. Видишь? Некоторые меньше, некоторые гуще... одни растут влево, другие - вправо.
Gel, bak, kimi daha kısa, kimi daha dolgun.
Прекрасные липы и ирисы, подорожники и болотные ноготки растут на берегах.
Bakabunga ve zambaklar muzlar ve kadife çiçekleri nehir kenarında bahar açmıştı.
Посмотрите на лилии в поле, как они растут.
Tarladaki zambakların nasıl yetiştiğini düşünün.
Видите, Николь, даже от революций бывает польза. Обломки растут в цене.
Görüyor musunuz Nicole, devrim yıktığı şeylerin değerini nasıl arttırıyor?
- Мои шансы опять растут?
Yani hâlâ şansım var.
Или узнать, почему растут деревья и отчего меняются тени?
Ya da ağaçları neyin büyüttüğünü ve gölgeleri değiştirdiğini?
Там растут лисички.
Orada Chanterelleler yetişir.
Но красота разума, и богатство духа, и доброта сердца, и у меня все это есть, не исчезают, но растут, увеличиваются с годами.
Ancak aklın güzelliği, ruhun zenginliği ve kalbin tazeliği kalıcı. Yıllar geçtikçe büyüyüp gelişiyorlar.
А вот ты знаешь, что у тебя сейчас на голове рога растут?
Yakında kafanda boynuz çıkacak.
У меня растут клюв и перья.
Benim, gagam ve tüylerim çıkıyor.
Они растут.
Büyüyorlar.
Мне нравится наблюдать, как растут молодые растения.
Bitkilerin büyümesini seyretmeyi severim.
Молодые растения растут лучше, если человек помогает им.
Biri yardımcı olursa genç bitkiler daha kolay büyür.
Пусть растут, Пусть растут,
Uzamalı, daha uzun olmalı Uzadığı kadar uzamalı
Самые высокие растут в Южной Америке и достигают высоты трех - четырех метров, но 300 миллионов лет назад, они достигали 30 метров, 90 футов высоты.
Güney Amerika'daki en uzunları bugün 3-4 metre boya ulaşırken 300 milyon yıl önce 30 metreye kadar büyüyorlardı.
Женские стробилы - меньше в числе и растут на тех же самых ветвях.
Dişi kozalakların sayısı daha azdır ve aynı dalda bulunurlar.
Иногда мы представляем эволюцию как ветвистое дерево, где ветки растут от одного основного ствола, и каждая ветвь подрезана естественным отбором.
Bazen evrimi dallanıp budaklanan bir ağaç gibi inceleyip, bu dallardan bazılarının doğal seçimle yokolduklarını söyleriz.
Матери выкармливают детей молоком, детеныши долго растут, обучаются взрослыми и много играют.
Anneler küçükleri emziriyor uzun bir çocukluk ve eğitim dönemi ile oyun süreci yaşıyoruz.
Слушай, у тебя волосы в носу растут?
Söyler misin... Burnunda kılların var mı?
У меня растут в жопе.
- Benimkinde biraz var.
Ты ужасно стар. Почему-то одни растут, другие - чертовски быстро стареют.
İnsanın neden bu kadar yaşlanması gerekiyor?
Они растут на деревьях.
Ağaçların gövdelerinde yetişirler.
И они просто болтаются без дела, смотрят телевизор, смотрят, как растут их друзья,
Sadece ortalıkta dolanırlar. Televizyon seyredip arkadaşlarının büyümesini seyrederler.
Расходы растут.
Buna değmez.
Где растут репы из носа и ушей. - Убей епископа!
Cehennem, burunların şalgam filizi gibi büyüdüğü yer...
- У неё усы растут.
- Hayır, bıyığını sevmiyorum.
По-моему, Тим день ото дня становится всё крепче... ноги его растут... и он не падает духом.
Bana öyle geliyor ki, Tim her geçen gün güçleniyor. Eklemleri gelişiyor. Huyu güzelleşiyor, bana öyle geliyor.
И убытки растут.
Bineklerin zararı.
Руки из нужного места растут?
Motor ustası mısın?
Фараон приказал окрасить пурпуром розу для своей царицы,..... и теперь, как гласит история, пурпурные розы растут на ее могиле.
Firavunun biri, kraliçesi için bir gülü mora boyatmış..... ve efsaneye göre şimdi mezarında mor güller bitiyormuş.
- Они растут внутри.
- İçinde büyürler.
Эй, растут деревья..
Bu bitkiler için.
Блондинки ростом метр восемьдесят растут в Калифорнии на деревьях.
California'da 1.80'lik sarışınlar ağaçlarda yetişir.
Шутник думает, что опасные кусты растут между ног у мамы-сан.
Palyaço, canavarlar bir tek annesinin bacaklarının arasında bulunur sanıyor.
У меня вот руки не из того места растут.
Elektrikli aletlerle aram pek iyi değil.
- Прибыли растут.
- Yükselen kar.
А у Фиделя руки не из того места растут.
Fidel ise bu işlerden hiç anlamaz.
Счета из больницы так и растут.
Hastane masrafları her geçen gün yükseliyor.
Растут потери с обеих сторон в самом ожесточенном бою года.
Yılın en kanlı çarpışmasında her iki tarafta da ölü sayısı artıyor.
низшие классы растут, Права человека ущемляются,
Fakirler ve alt sınıflar büyüyor. Adalet ve insan hakları yok oluyor.
Они растут быстро.
Çok çabuk büyüyorlar.
Они не растут на деревьях, не существуют в природе, но они у нас есть.
Ağaçlarda yetişmiyorlar ya da doğada mevcut değiller. Ama biz onu elde ediyoruz.
И длинные рыжие волосы, которые растут...
Ve büyük kırmızı saçları bu onu tanımlar...
Большинство людей думают, что орхидеи растут в тёплых, экзотических краях. Но их можно выращивать везде.
Çoğu kişi orkidelerin egzotik, şehvet dolu yerlerde yetiştiğini düşünür... aslında her yerde yetiştirilebilirler.
И почему эти ногти растут так быстро?
Verdikleri o jölelerden olmalı.
Теперь они растут из плеч.
Ve şimdi bu kadar uzadılar.
И на ней растут волосы И большие волосы
Üstünde de kıl var. İki kalın kıl. - Evet.
-... они растут там...
Kapa!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]