Расчёска translate Turkish
98 parallel translation
Одна расчёска, чёрная пластиковая.
Bir adet cep tarağı, siyah plastik.
А расчёска-то зачем?
Tarak ne işimize yarayacak?
Если вас поймают, у Кадди есть расчёска.
Yakalanırsan, Cuddy'nin sopasıyla tanışırsın.
А, так это расчёска...
Ne? Bir tarak mı?
У мамы есть расчёска для волос и помада для губ.
Anne'nin saçını taramak için bir tarağı dudağına sürmek için de bir ruju varmış.
- Может это расчёска, типа пират расчёсывает свои волосы...
Tarak olabilir. - Belki de bir korsan saçını taramış... - Hayır.
Флайер уроков игры на гитаре и расчёска.
Gitar dersleri için el ilanları ve bir tarak.
Любой предмет одежды, расчёска, одеяло, наволочка, фотографии, медицинские или стоматологические карточки.
Giysi parçası, saç fırçası, battaniye, yastık kılıfı, fotoğraflar, tıbbi yada diş kayıtları her ne olursa.
Расчёска. Нет!
Fırça, hayır!
Расческа - одна.
Bir tarak.
Бумажник... расческа
Bir tarak. Hayır.
- Расческа есть?
Tarağın var mı?
Прости. Извини, мне нужна расческа
Özür dilerim, fırçamı arıyorum.
Расческа... Где расческа?
Tarak.
Расческа Делмана у меня.
- Hayır, Delmann'ın tarağını almıştım.
Скоро мне снова понадобится расческа!
Tepeyi kapatmaya başlıyorum.
- Мне нужна моя расческа. - Ладно, только сделать это быстро
Ne bir şey itiraf ediyorum, ne de inkâr ediyorum.
Твоя расчёска?
Tarağın mı?
- Там еще расческа в супе была.
- Çorbandan tarak çıkmıştı hani.
- Расческа для усов.
- Bıyık tarağı.
Ему нравиться его расческа.
Tarağını çok sever de.
Не думаю, что Митчу нужна расческа.
Mitch'in tarağına ihtiyacı olduğunu sanmıyorum.
Теперь мне нужна расческа.
Şimdi benim tarağa ihtiyacım var.
Я не смог сделать это. Она начала расчесывать волосы. Расческа размером с теннисную ракетку...
Saçlarını tenis raketi büyüklüğünde bir fırçayla fırçalamaya başladı.
Пропала расческа. Думаю, взяли ЦРУ для анализа ДНК. "
Genetik bilgilerime ulaşmak için onu CIA'in çaldığından şüpheleniyorum "
Первое : каждый должен играть на музыкальном инструменте... на любом - ложки, каска, расческа и бумага и так далее.
Şey, kaşık, miğfer tarak, kağıt, vesaire, vesaire.
Если я правильно помню, на полу в туалете валяется расческа.
Yanlış hatırlamıyorsam tuvalette yerde bir fırça olacaktı.
Четыре вооруженных ограбления, из них в двух случаях заявители указали, "было слишком темно, чтобы разглядеть оружие," не исключено, что вместо ножа использовалась расческа.. "
Dört silahlı soygun iki tanesinde karanlık olmasından dolayı kullanılan silah ve bıçağı tanımlayamamış. "
Мне нужна расческа.
Bir saç fırçasına ihtiyacım var.
Ее расческа должна быть покрыта ее ДНК.
Saç fırçası DNA ile dolu olmalı.
Расческа в комнате Королевы Анны.
Saç fırçası. Kraliçe Anne odasında.
Вам нужна расческа Королевы Матери, в застекленном шкафу.
Ana vitrindeki Kraliçe'nin saç fırçasını arıyorsunuz.
Пап, где моя расческа?
Baba, fırçam nerede?
Где моя расческа, мам?
Fırçam nerede anne?
Старая расческа?
Eski bir tarak mı?
Моэ, это же не расческа.
Moe, o tarak değil.
Зубная щетка, расческа... что-нибудь.
Diş fırçası, tarak herhangi bir şey.
Хер Бруно, ваша расческа упирается мне в спину.
Brüno, tarağın sırtıma batıyor.
Это не расческа.
Batan şey tarağım değil.
- Расчёска?
- Tarak mı?
- Кому нужна расческа?
- Kimin diş fırçasına ihtiyacı var?
Мм, как Вы думаете, есть ли на рынке расческа, которая работает пока ты спишь?
Uyurken de çalışan bir tarak için bir pazar var mıdır sizce?
Та магическая расческа... была нашим единственным шансом выиграть, единственной вещью, которая удерживала меня от того, чтобы не облажаться.
O sihirli tarak tek kazanma şansımızdı. Her şeyi mahvetmemi engelleyen tek şey.
Это была не магическая расческа.
O tarak sihirli değildi.
Тебе не нужна магическая расческа ты и так волшебна, Бриттани.
- Sihirli tarağa ihtiyacın yok. Sihirli olan sensin, Brittany...
Тебе нужен нож-бабочка... Который раскрывается как расческа.
Belki şu dönebilen sustalılardan da alırsın.
фен... Расческа...
Sonra da saç spreyi ve kurutma makinesi...
Это расческа, Фласс.
Bu bir tarak, Flass.
Пока я не забыла - расческа. С черепаховой ручкой, натуральной щетиной... ее не было в коробке.
Unutmadan, sapı kaplumbağa kabuğundan yapılma doğal kıllı bir fırçam vardı ama kutuda yok.
Любая, на которой могут быть его волосы - расческа или что-нибудь из одежды?
Üzerinde saç telinin bulunduğu herhangi bir şey,... bir fırça ya da kıyafetinin bir parçası.
— Расческа.
- Tarak. - Sakin ol.