Стирать translate Turkish
401 parallel translation
О, наверное, тут удобно стирать.
Yıkanmak çok daha rahat olmalı.
Привыкла каждый день белыё стирать!
Bütün gün öpüşüp tartışıyorsunuz.
Эта книга пропагандирует социализм - я отказываюсь даже стирать с нее пыль.
Toz gibi temizlemek isteyeceğim sosyalist bir kitap.
Я сам стал стирать.
Artık çamaşırlarımı kendim yıkıyorum.
Стирать одежду мисс Хелен
Helen'ın elbiselerini yıkarım.
Зачем стирать ладони о весла и о гарпуны?
Kollarını kırasıya kürek çekmeler, zıpkın ve mızrak atmalar neden?
Не стоило Элле стирать эту надпись.
Keşke Ella yazıyı silmeseydi.
Разводить костёр, готовить, стирать.
Ateş yakmak, yemek, çamaşır.
Нельзя же запретить жильцам стирать белье. То-то и оно, что нельзя. Вы далеко?
kiracıların çamaşır yıkamasına engel olamıyoruz.
И мне приходилось бегать по всему городу и стирать их.
Onları silmek için bütün kasabayı dolaşırdım.
Значит, их легко стирать.
Yıkaması kolay.
Я могу колоть дрова, стирать, работать по дому, прибраться и заделать дыры.
Odun keserim, Bulaşık yıkarım, ev işi yaparım, Kuyuyu temizlerim ve çatlakları onarırım.
Я хочу менять ему пеленки, стирать его одежду, кормить его грудью.
Çocuğumun bezlerini değiştirmek, kıyafetlerini yıkamak, emzirmek istiyorum.
Слушайте, а давайте теперь все время вместе стирать ходить?
Düzenli olarak buraya gelip beraber çamaşır yıkamaya ne dersin?
Мыть посуду, стирать.
Bulaşık ve çamaşır yıkarsın...
А вот моего мужа не заставишь стирать
- Kocama hiçbir iş yaptıramıyorum.
Белье свое надо стирать, чтоб не стыдно было!
Gerçek şu ki, çamaşırlarımızı yıkamıyoruz.
Ты позволяешь уходящему времени стирать из памяти лица, адреса, номера телефонов, улыбки, голоса.
Geçen zamanın, yüzleri, adresleri telefon numaralarını, gülümsemeleri ve sesleri sana unutturmasına izin veriyorsun.
Она даже не умеет стирать!
Nasıl çamaşır yıkanmasını da!
Привет, бабушка, тяжело стирать, да?
Büyükanne, sıkı çalışıyorsun, ha?
Я буду петь, а ты стирать мои носки.
Ben şarkı söylerim sen çoraplarımı yıkarsın, falan.
На третий день после родов я сама отправилась к пруду стирать пелёнки.
Doğum yaptıktan iki gün sonra bezleri yıkamak için göl kıyısına gittim.
И готовить, и стирать.
Yemek, çamaşır...
Чтобы замалчивать эту информацию дальше, мало лишь приказа семейства сжечь текст документа содержащего истинную историческую информацию, но нужно еще стирать культуры, которые произошли от этих древних шаманов.
Bu bilgileri hasıraltı etmek için malum güçler gerçek tarihi bilgiye sahip kaynakları yakıp yıkmakla kalmadılar, bunun yanı sıra antik şamanlardan, sonraki çağlara miras kalan kültürleri de sildiler.
Ну, так это что-нибудь для вас значит, или я могу все это стирать?
Şimdi, bu sizin için bir değer arz ediyor mu, yoksa "sil" tuşuna basayım mı?
И мы не хотим стирать грязное белье на людях.
Bizi küçük düşürmenin bir anlamı yok.
Мое правительство не любит стирать грязное белье на публике.
Hükümetim, kirli çamaşırlarının açıkta yıkanmasını pek sevmez.
Который заставлял её стирать свои грязные шмотки. Мыть тарелки. Драить полы.
Ona pis elbiselerini temizletmen, bulaşıklarını yıkatman, yerleri paspaslatman.
Тебе просто надо стирать свои носки по отдельности.
Çoraplarını ayrı ayrı yıkasaydın.
Снимешь рубашку и заставишь ее стирать?
Gömleğini çıkarıp ona, soda ile çalkalatacak mısın?
Так я могу стирать один раз в год.
Bu sayede yılda sadece bir kere çamaşır yıkamak zorunda kalıcam.
Вам не кажется женственным для мужчины стирать одежду мягкой стиркой?
Bir erkek için yumuşatıcı kullanmak çok kadınsı değil mi sence?
Ты готов? Пора стирать память.
Hafızanın sıfırlanma zamanı geldi!
Как ты думаешь, они будут стирать твою одежду?
Sence çamaşır yıkamayı düşünür müydüler?
Ты знаешь что случится если моя мама будет стирать с отбеливателем?
Annem çamaşır yumuşatıcısı kullanırsa, ne olur biliyor musun?
Я не буду стирать твое барахло
- Pisliklerini niye yıkıyorum ki.
Ты можешь остаться голым пока я закончу стирать твою одежду.
Elbiselerini yıkayıp kurulamayı bitirene kadar çıplak kalmak zorundasın.
Даже если он и жив, какой смысл стирать всю память компьютера ради единственного файла?
O hayatta olsa bile, tek bir dosyayı elde etmek için bütün bilgisayar hafızasını temizlemesinin bir anlamı yok.
Поначалу приходится много стирать.
Başlarda çok fazla çizip sildim.
Я буду убирать, ходить по магазинам, даже стирать тебе буду.
Evini temizlerim. Alışverişini yaparım. Çamaşırlarını yıkarım.
Буду я ещё ему белье стирать!
Niye çamaşırlarını yıkayayım?
Их стирать как белое или как деликатное?
Bunlar beyazlarla mı yoksa hassaslarla mı yıkanacak?
Знаю, это прозвучит очень глупо но я чувствую, что если смогу это....... если я смогу сама себе стирать то справлюсь и с чем угодно.
Kulağa çok aptalca geleceğini biliyorum..... ama bana öyle geliyor ki kendi çamaşırlarımı yıkayabilirsem yapamayacağım hiçbir şey kalmaz.
Я даже стирать не умею!
Çamaşır bile yıkayamıyorum.
Нужно стирать пыль.
Yapmam gereken işler var.
За деньги готовить еду стирать, мыть посуду, ты называешь это семьей?
Birisine yemeğini pişirsin çamaşırını bulaşığını yıkasın diye para vermek, bu mu oğulluk?
Это было бы полезным для нашего брака. и буду стирать и гладить твою одежду.
Bu evliliğimiz için iyi olacaktır. Ve Elbette, ben senin akşam yemeklerini pişireceğim, ve senin çamaşırlarını yıkayıp ütüleyeceğim.
- Хозяйка будет стирать наше белыё?
Çamaşırlarımı mı yıkamak istiyor?
Ещё я умею шить, убирать дом, стирать.
Dikiş dikebilir, ev temizliği ve ütü de yapabilirim.
А кто будет стирать, готовить?
- Ama çamaşırları kim yıkayacak?
Сказала, что я рожаю одних девочек. Она не хотела помогать мне стирать пелёнки.
Bezleri yıkamayı reddetti.