English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Т ] / Твоему

Твоему translate Turkish

10,645 parallel translation
Как это звучит по-твоему?
Kulağa nasıl geliyor?
Во что, по-твоему ты играешь?
Sen ne yaptığını sanıyorsun?
Священник обратился к твоему отцу и уговорил его забрать тебя.
Bir rahip babana yaklaştı ve seni evlat edinmeleri için ikna etti.
- То есть, по-твоему, тут есть кто-то еще, кто вырезает сердца девушкам?
Ne yani, kızları öldürüp kalplerini söken bir katil daha mı var diyorsun?
Дорогой мальчик, любому твоему другу тут рады!
Sevgili oğlum, senin arkadaşlarının başımızın üstünde yeri vardır.
Прощай врагу твоему.
Düşmanını affet.
- Я сказал твоему другу быть внимательным и осторожным.
Arkadaşını uyarmıştım. Dikkatli olması konusunda.
- Я дал твоему другу тридцать тысяч долларов.
Arkadaşına $ 30,000 verdim evlat.
Будем рады любому твоему появлению.
Olduğu kadarıyla yetinmesini biliriz.
Настучать? Если я заложу Туко, кого, по-твоему, заподозрит картель?
Tuco'yu ispiyonlarsam Kartel kimin peşine düşer sanıyorsun?
И чем же мне, по-твоему, заниматься, Джейми?
Ne yapmamı isterdin Jamie?
Послушай, парень, я знаю, что ты пытаешься сделать так, как лучше, по твоему мнению, но я учил мужчин сражаться, пока ты еще пил материнское молоко. Господь упокой ее душу.
Dinle delikanlı, en iyisi olduğunu düşündüğün şeyi yapmaya çalıştığını biliyorum ama huzur içinde yatsın, sen daha annenin memesini emerken adamlara savaşmayı ben öğretiyordum.
- Фрэнк, какой, по-твоему, сейчас год?
- Siktir, Frank hangi senede olduğumuzu düşünüyorsun? - 2006.
Значит моих налогов тебе и твоему племени уже недостаточно?
Yani vergilerim sana ve küçük kabilene yetmiyor, öyle mi?
По-твоему, шторм – тоже дело рук Флинта?
O fırtınayı Flint mi çıkarttı?
Что, по-твоему, будет с твоими детьми?
Çocuklarının başına ne geleceğini sanıyorsun?
Ты же знаешь, как я отношусь к твоему брату.
Kardeşinle ilgili hislerimi biliyorsun.
Мой совет твоему брату уехать на время куда-нибудь.
- Kardeşine tavsiyem : bir süreliğine bir yerlere gitsin.
По-твоему, он у себя дома на полу с сердечным приступом или чем-то ещё?
Kalp krizi geçirip yere yığıldığını falan mı düşünüyorsun?
Горячими яйцами прижимаясь твоему бедру.
Sonra taşaklarım kalçanı görünce kalkardı.
По-твоему, можно сказать, что твоё сознание превосходит наше?
Bilinç düzeyinin bizimkinden üstün olduğunu söyleyebilir miyiz?
По-твоему, они относятся к тебе как к другу?
Sence sana dostça mı davranıyorlar?
По-твоему, нормально, запирать друзей в клетку?
Sence insan dostunu... kafese kapatır mı?
По-твоему, какую эмоцию ты проявила по отношению к Кэти?
Kathy'ye karşı hangi duyguyu gösteriyordun Morgan?
- Как по твоему, эта жидовка тоже так думает?
Peki ya yanı başında oturan yahudi? Onun da bu işi ciddiye aldığını düşünüyor musun?
- По-твоему, она красивая?
Güzel olduğunu düşünüyor musun?
По-твоему ребенок, который общался с ней, общался и с тобой?
Sence onunla iletişime geçen bebek seninle de mi konuştu?
Так что я... Я наконец-то последовал твоему совету и попытался -... разобраться с отцом.
- Ben de sonunda tavsiyeni dinleyip babamla işleri yoluna koymayı denedim.
Я вижу это по твоему лицу.
Yüzünden okunuyor.
Что по твоему это значит?
Sence bu ne anlama geliyor?
- Сколько, по-твоему, будет честно?
- Kaç verirsin? - Bak şimdi ya.
Твоему отцу нужно было на работу.
Babanın işe gitmesi gerekti.
По-твоему, я бы пошёл в СКБМ, если бы так не думал?
Öyle düşünmesem SFO'ya ile konuşur muydum?
Джордж, вероятно, знает судью по твоему делу...
George duruşmana çıkacak yargıcı tanıyor.
А зачем, по-твоему, я хочу, чтобы там было тихо?
Niye sessiz ve güzel bir yer dedim sanıyorsun?
А, это звучит как ребёнок по твоему?
Sana bebek sesi gibi mi geldi?
И если ты находишься там среди шайки преступников, кем по-твоему это делает тебя?
Orada, bütün o suçlularla birlikte oturup, çalışırsan bu seni ne durumu sokuyor, hiç düşündün mü?
Это по-твоему мой диагноз?
Tanın bu mu yani?
Я звонил твоему другу Джею.
Robert yeni bir avukat bulmuş.
Я звонил твоему другу Джею, я хочу, чтобы ты исчезла из нашей жизни, Фрэнсис.
Arkadaşın J'yi aradım, çocuklar seni hayatımızda istemiyor, Frances.
Похоже, что мой адвокат должен позвонить твоему адвокату?
Avukatım seninkini arasın mı?
Что, по-твоему, я делаю?
Ben ne yapıyorum?
И всё равно не понимаю, зачем твоему недоделанному муженьку искать себе бабу, если дома есть такое.
Yine de geri zekâlı kocan, evde senin gibi biri varken niye ava çıkmış anlamıyorum.
Скучаю по твоему лицу. По рукам, по твоим обьятьям.
Yüzünü özlüyorum, beni sarmalayan o kollarını özlüyorum.
Мы готовились твоему приходу веками.
Asırlardır işleri senin için yoluna koyuyorduk.
С кем, по-твоему, ты разговариваешь?
- Sen kimle konuştuğunu sanıyorsun?
Сдержи Зверя, чтобы мы сломали цепи, что положит начало твоему тысячелетнему царствованию.
İblis'i uzakta tut. Biz zincirleri kırdıkça binlerce yıllık saltanatın başlasın.
- А по-твоему, за что?
Bunun ne olduğuna inanıyorsun?
Судя по твоему виду, я решил правильно.
Sana bakınca, doğru düşünmüşüm diyorum.
- А я, по-твоему, что делаю, Мак?
Ne yapmaya çalıştığımı düşünüyorsun, Mac?
К твоему покорному.
Saygılarımla.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]