English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Т ] / Толпу

Толпу translate Turkish

645 parallel translation
Взгляни на эту толпу!
Şu kalabalığa bak!
Я бы предпочла подождать там ненавижу толпу.
İçeride beklemeyi tercih ederim. Kalabalıktan nefret ediyorum da.
Мы находимся на аэродроме Ла Бурже, пробираемся через толпу, собравшуюся приветствовать известного летчика Андре Журье, который только что совершил потрясающий подвиг :
Şu anda Le Bourget havaalanındayız. Ve ünlü pilot André Jurieux'ye... hoşgeldin demek için kalabalığın arasından ilerlemeye çalışıyoruz.
- Он шмыгнул в толпу и исчез.
- Kalabalığa karıştı ve yok oldu.
Удержите толпу!
Onları uzak tutun çocuklar.
Здесь мистер Тейтам, который пробирается через толпу людей прямо к скальному городу.
Mağara girişine doğru ilerleyen Bay Tatum'u görüyorum.
Ты сошел с ума, раз пришел сюда набирать толпу.
Ekip kurmak için buraya geldiğine göre delirmiş olmalısın.
Здесь всё держится на мне. Мое пение собирает толпу.
Buranın ilgi odağı benim, insanları buraya çeken de benim şarkılarım.
Как брошенная искра зажигает спелое жнивье, так рыдания Розы и ее товарок мгновенно заразили всю толпу.
Ekili araziye ateşi yayan bir kıvılcım gibi Rosa ve arkadaşlarının göz yaşları da kalabalığa hızlı bir şekilde yayılmıştı.
Поезжайте лучше в разных машинах, чтобы пробиться сквозь толпу фанатов.
Kalabalığı dağıtmak için, ayrı arabalarla gitmek daha iyi olacak. Hadi, tatlım.
Облава недавно закончилась, привели целую толпу.
Dragnet epeydir dışardaydı, bayağı bi kalabalık toplamış.
И разгони эту толпу.
Şu kalabalığı buradan uzaklaştırın.
Как вам удавалось сдержать толпу?
Kalabalığı nasıl geride tuttular?
Можно перестрелять небольшую толпу. Может, всех и не убьёшь,
Bu silahla bir oda insanı bile halledebilirsin.
Почему же ты отошёл от нас, променяв на Гракха и толпу?
Niçin bizi terk edip Gracchus ve ayaktakımının yanına geçtin?
Ты бы видела эту толпу.
Kalabalığı görmeliydin.
Вы ожидаете большую толпу зевак?
İzdiham bekliyorsunuz her halde?
- Давайте, разгоните толпу.
- Kalabalığı yar.
Ты собрал толпу.
Kalabalığı topladın.
- Позднее мы докажем, что этот человек подстрекал толпу вернуться в парк и драться с полицией.
Daha sonra bu adamın kalabalığı parka sevk ettiğini ve polisi saldırmaya kışkırttığını kanıtlayacağız.
Хочу приблизиться к нему, если сумею пробраться сквозь толпу, чтобы услышать его последнее слово.
Kalabalığın içinden sıyrılıp başkana ulaşmaya çalışacağım. Ölmeden önce son sözlerini alacağım.
Мы проходим сквозь толпу.
Şimdi oraya yaklaşıyoruz. İşte geldik.
Если, конечно, мне удастся пробраться, сквозь эту шумную и неспокойную толпу.
Tabi önce bu gürültülü kalabalıktan sıyrılmamız gerekiyor.
Если мне это удастся, я попробую пройти сквозь толпу фанатов, и поговорить с ними.
Mümkün olursa taraftarları ayırıp geçmeye çalışacağım. Afedersiniz.
Соберите вместе толпу преступников, и что получится?
Suçluları bir araya tıkarsan ne olur?
Я люблю толпу, как люблю море.
Kalabalığı, denizi sevdiğim gibi severim.
Толпу натравили, а ты - взял свой куш!
Herkez ona sırtını döndü, doğru ata oynadın
Два человека постоянно двигаются по кругу, заходят в толпу и выходят.
İki kişi sürekli daireler çizerek yürüyor kalabalığın içine ve dışına.
Наверное, он сильно притомился, зазывая сюда такую толпу гостей.
Bu konukları toplayabilmek için epey uğraşmış olmalı.
Ты когда-нибудь видел такую толпу?
- Hiç bu kadar kalabalık gördün mü?
- Только послушайте толпу!
- Kalabalığı dinle!
Потом ты смотришь в толпу.
Ve kalabalığa bakıyorsun.
Но я также готов поклясться перед Богом, что идя сюда по набережной, я видел толпу людей, которые радостно приветствовали всё тот же " Фараон который, с вымпелом вашего дома, величественно прибыл на рейд в Марсель,
Ama yine yemin ederim ki rıhtımın yakınlarına geldiğimde bir kalabalık bağırıyordu. Sizin renklerinizi dalgalandıran aynı Firavun görkemli şekilde İtalya'dan Marsilya'ya geldiğini.
А армия с дубинками разгоняет толпу.
Ordu, halka, sopalarla saldırıyor.
Кому интересно смотреть на толпу задротов, разбивающих машины?
Bir avuç otuzbircinin arabaları çarpıştırmasını kim izlemek ister ki? Ben isterim mesela.
Люблю толпу.
İnsan kalabalıklarından hoşlanıyorum.
Вы только посмотрите на эту толпу!
Şu kalabalığa inanabiliyor musun?
Как думаешь, чем можно еще прокормить такую большую толпу?
Bu kalabalığı bir şeylerle beslememiz gerekiyor, öyle değil mi?
Переселил целую толпу на свою землю, они считают его чуть ли ни князем.
Topraklarında bir sürü Somali var, onun bir prens olduğunu sanıyorlar.
Я могу нанять целую толпу охотников на вампиров.
İstersen senin için bir avcı kiralayabilirim.
Днём, я заходил туда поболтать, выпить кофе... и посмотреть на толпу.
Orada öğleden sonra kahvemi içip, yoldan geçenleri izlerdim.
Они скорее похожи на чокнутых фанатиков, чем на толпу зевак.
The rest are... Well, they're more like some crazy cult than onlookers.
И мы приглашаем эту толпу трупов на обед.
Akşam yemeğinde kadabralı hemoroidlerimiz var.
А когда я дома, то обычно собираю довольно шумную толпу гостей.
Evdeyken de sürekli gelip giden ürültücü bir kalabalık var.
Он завел толпу.
Kalabalığı coşturdu.
Толпу легче контролировать, чем одного человека.
Halkı kontrol etmek, bireyi kontrol etmekten daha kolaydır.
Я смотрел на нее сквозь толпу...
# Panayırın içinde gezinirken
Нет-нет, Гастингс, Вы не понимаете, посмотрите на толпу.
Hayır hayır Hastings anlamıyorsun. Kalabalığa bak!
Где Вы взяли эту толпу манекенов?
Bu cansız mankenleri nereden buldunuz?
Он каждый день перевозит целую толпу женщин.
Peki, gidelim.
" олько посмотрите на эту толпу?
Piç kuruları adamı hep gecenin bir vakti haklar. O saatte hastanede elinde kör bıçakla bir Çinli stajyer olur ancak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]