English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Т ] / Тюрьму

Тюрьму translate Turkish

6,351 parallel translation
Бабушку, которую сажают в тюрьму, люди могут пожалеть.
Tutuklu büyükannelere insanlar acıyabilir.
С белыми парнями, которых сажают в тюрьму, люди могут себя идентифицировать.
Tutuklu beyazlarla insanlar kendilerini özdeşleştirebilir.
Это после того, как я чуть не попал в тюрьму на 6 лет?
Neredeyse 6 yıllığına hapse girecek olmamdan sonra mı?
Не хочет попасть в тюрьму, чтобы быть рядом с сыном.
Hapse girmek istemiyor, böylece ona babalık yapabilir.
Ну, если ты бабушка – идешь в тюрьму.
Büyükanne misin, hapse giriyorsun.
Ваша цель — проникнуть в советскую тюрьму и вызволить голодающего диссидента или...
Sovyet hapishanesine sızıp, açlıktan ölmek üzere olan muhalifi kurtarmak görevimiz.
Арика на пути в тюрьму.
Arika da hapishaneye girme yolunda.
В случае сделки его посадят в тюрьму?
Bu anlaşma altında hiç yatacak mı?
Я хотел быть героем, а не быть арестованным, посаженным в тюрьму.
Kahraman olacaktım. Onun yerine tutuklanıp içeri tıkıldım.
А ты обратно в тюрьму. И всё.
Sen de hapse gidiyorsun.
Это значит, что я не возвращаюсь в тюрьму?
- Bu, hapse dönmüyorum mu demek oluyor?
- Я отправила ее в тюрьму, Ханна.
- Kızı hapse yolladım, Hanna.
Вас посадят в тюрьму, агент Кин.
Hapse gireceksiniz, Ajan Keen.
Если вы мне солжёте, сядете в тюрьму.
Bana bir daha yalan söylersen, hapse girersin.
Ладно, я соглашусь, они оба не должны были садиться в тюрьму.
İkisinin birden hapse girmemesini sağladığını kabul ediyorum.
С новым теплым местечком библиотекаря, когда сядешь в тюрьму.
- Mahkum olduğunda alacağın rahat kütüphanecilik işi için.
Так мой отец пил здесь эспрессо, перед тем как его посадили в тюрьму и отправили в ГУЛАГ.
Demek babam Gulag'a yollanmadan önce burada Espresso içti.
За кражу кактуса вас посадят в тюрьму.
Birini çalacak olursanız hapse gidersiniz.
Но ты не сказал, за что попал в тюрьму.
Neden hapiste olduğunu söylememişsin.
Каждый Божий день, ты ждешь, что люди вломятся к тебе, пустят пулю тебе в лоб или увезут в тюрьму.
Her gün, birinin kapını kırıp seni kafandan vuracağından veya seni hapse tıkacağından korkarak yaşıyorsun.
Расскажите про тюрьму Стрэйнджвэйз...
Strangeways konusunu bana söyleyebilir misin? - Ne hakkında?
Я не приведу детей на свидания в тюрьму.
Çocuklarımız seni hapishanede ziyarete gelmesinler diye her şeyden vazgeçmeyi göze alıyorum.
Если они натравят на тебя достаточно копов, спецназовцев и маршалов... И они будут... ты будешь поймана и сядешь в тюрьму. и они выкинут ключи до суда.
Bütün polis teşkilâtını peşine takar, yakalayıp hapse tıkarlar mahkemeye kadar da anahtarını alırlar.
Т.е. Эмили взяла вину на себя, чтобы её перевезли в тюрьму строгого режима?
Emily üst derece güvenlikli hapishaneye girebilmek için mi itiraf etti?
Я не собираюсь сажать Виктория в тюрьму.
Victoria'yı hapse göndermeyeceğim.
Он проносил в тюрьму для них контрабанду, устраивал на хорошие места.
Onlar için East Orenge daki bir hapishaneden... kaçak mal getirip götürüyormuş ve en iyi işleri onlara ayarlıyormuş.
Мы собирались отдать им еще одну тюрьму.
Başka bir eyalet hapishanesini daha onlara verecektik.
Кто ещё хотел получить тюрьму?
Hapishaneyi almak için başka şirketler teklifte bulundu mu?
Получить тюрьму не просто, особенно, если учесть связь губернатора с "Реформ-энтерпрайзес".
Ve New Jersey'de yeni bir hapishane almak özellikle de valinin Reform Girişimle olan bağı düşünülünce oldukça göz korkutucu bir görev olmalı.
Я не хочу за это попасть в тюрьму.
Hapse girebilirim.
Если это случится, ты вернешься обратно в тюрьму, и ему все это.
Eğer böyle bir şey olursa, sen de hapse girersin ve herşey yanına kar kalır.
Но ты отправишься в тюрьму.
Ama hapse gideceksin.
У тебя было полно советов, когда настало время отправить воплощение Мары обратно в тюрьму.
Mara'nın varyasyonlarını o hapishaneye geri sokmaya gelince bir sürü tavsiyede bulunuyordun.
Я приходил к Эй Джею в тюрьму, чтобы поговорить, и я...
Yani... Um, ıslahevine A.J ile konuşmaya gittim ve ben... koruyucu ailesi olmama karar verdik.
Это первый случай проникновения в тюрьму. Нет.
Hapishaneye zorla giren ilk adam olmalısın.
Закройте тюрьму.
Hapishaneyi kilitleyin.
То же самое ты говорил о "Либерти Рейл", но вместо прибыли Донна чуть не села в тюрьму.
Liberty Rail içinde aynısını söylemiştin ama para kazanmak yerine neredeyse Donna'nın hapse girmesiyle son buluyordu.
Я не знал, что ты заскочишь в тюрьму, чтобы посетить её.
Ziyaret saatlerinde cezaevine uğruyor olacağını düşünemedim.
Но они также заключили нас в тюрьму, обратив нас друг против друга.
Fakat duvar aynı zamanda bizi hapse attı ve bizi birbirimize düşürdü.
Я не собираюсь в тюрьму сегодня.
Bu gece hapishaneye geri dönmeyeceğim.
"Если вы сможете поймать меня за воровством, я отправлюсь в тюрьму".
"Eğer beni suçüstü yakalarsan hapse düşerim."
Он отправится в тюрьму.
Hapse gidecek.
У меня есть подруга, Халима, её посадили в тюрьму в Маане за то, что она говорила против Калифата.
Ma'an'da Halifeliğe karşı söz söylediği için tutuklanan Halima adında bir arkadaşım var.
У нас есть доказательства арестовать вашего клиента, но вы действительно хотите, чтобы он попал в окружную тюрьму?
Müvekkilinizi tutuklamaya yetecek kanıtımız var ama ilçe hapishanesine götürülmesini cidden ister misiniz?
Она упекла в тюрьму брата.
Kendi kardeşini hapse yolladı.
Они поехали в тюрьму на севере штата.
Onları bir hapishaneye bırakmış.
Позвоню в тюрьму, пусть пришлют записи камер наблюдения.
Tamam, hapishane ile görüşür, dış kamera görüntülerini isteyeceğim.
Я не пойду в тюрьму!
- Hapse girmeyeceğim, dostum.
И вы отправитесь в тюрьму, мы просто решаем, куда именно и насколько
Hapse gireceğiniz kesin. Sadece yeri ve süresi belli değil.
Я не вернусь в тюрьму.
Asla olmaz!
Её тюрьму.
Hapishanesinin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]