Упало translate Turkish
519 parallel translation
И все упало на голову к свирепой фее прямо посреди сада.
Kötü Cadı altında kaldı Bir hendeğin ortasıydı Sağlıklı bir durum değildi Kötü Kalpli Cadı için
И когда тело упало вперед, оно закрыло сливное отверстие.
Vücut yere düşünce de giderin kapağı kapandı.
И оно упало на меня.
- Tam da benim üzerime geldi.
- Что-то упало.
- Bir şey düştü.
Говорят, что Ньютон открыл закон притяжения, когда яблоко упало ему на голову.
Derler ki, Newton kafasına elma düşünce yerçekimini düşünmüş.
Упало недавно.
Ben yokken devrilmiş.
Через секунду на пол упало тело.
Birkaç saniye sonra birinin yere düştüğünü işitti.
Старик, который живет внизу, слышал, как парень крикнул : "Я убью тебя", и через секунду упало тело.
Alt katta oturan yaşlı adam çocuğun "Seni öldüreceğim." diye bağırdığını duymuş. Bir saniye sonra da adamın yere düştüğünü duymuş.
Женщина видела последние два вагона. Значит, тело упало на пол сразу, как прошел поезд.
Kadın cinayeti son iki vagonun arasından gördüğüne göre,... cinayetin tren oradan geçerken gerçekleştiğini anlayabiliriz.
Потом лег, услышал, как упало тело и вскрикнула женщина, кое-как доковылял до двери, услышал шаги и решил, что это мальчик.
Yatağındayken cesedin yere düştüğünü duydu,... kadının çığlığını duydu, elinden geldiğince hızlı bir şekilde kapıya gitti,... birinin kaçtığını duydu ve onun çocuk olduğunu varsaydı.
Ожерелье упало в воду.
Kolye suyun içine düştü.
— Мне показалось, что-то упало.
Bana bir düşme sesi gibi geldi.
Однако за последний год количество груза резко упало.
Fakat, geçen yıl nakliyatlarda büyük ölçüde azalma olmuş.
Я помогала ему распаковывать чемоданы после поездки, когда что-то упало на пол.
Yolculuğundan sonra bavullarını açarken yere bir şey düştü.
Мое золото упало в яму.
Altınım çukura düştü.
Ипполит, подожди! На меня что-то упало!
Yatağına giriyor ama adının ne olduğunu bilmiyor?
Она сказала, что однажды, когда она шла через стройку, что-то упало внутрь блузки.
Bir gün dedi ki... Bir inşaat sahasından geçerken, bluzunun içine bir şey düşmüş.
В первую неделю июля "Шоу Говарда Била" упало на 11 пунктов.
Temmuz ayının ilk haftasında Howard Beale Show 11 puan daha düştü.
У меня что-то упало.
Açılış fiyatını veren olmadı.
Когда Солнечная система конденсировалась из межзвездного газа и пыли, Юпитер захватил львиную долю вещества, которое не было выброшено в межзвездное пространство и не упало в центр, где формировалось Солнце.
Güneş sistemi gaz ve toz bulutlarıyla genişlerken Jupiter uzaya dağılmayan ya da Güneş tarafından emilmeyen tüm parçacıkları kendine çekiyordu.
У нас жалоба, что где-то разбилось окно, и стекло упало вниз на мостовую.
Kırık bir camla ilgili bir şikayet aldık. - Bunun için mi geldiniz?
Как будто кнутом хлестнуло. У меня тут же всё и упало.
Aletim bir anda indi.
Давление резко упало. Комплексные показатели ухудшились.
Yaratığın tansiyonu en düşük seviyede.
В то же время, когда мы читаем в газете в колонке происшествий о том, что, ну, "дерево упало и задавило человека", трагедией это называть нельзя.
Böyleyken, gazetelerde trajedi olarak okuduğumuz şey - er, "Düşen bir ağaç adamı öldürdü" - trajedi değildir.
- На твою шею упало перо!
- Boynunda kuş tüy var!
- Что упало?
- Ne düştü?
Что-то упало на аэропорт, я думаю.
Hava alanında da bir şey var, sanırım.
Из вашего облака упало всего 5 капель.
İşte ancak beş damla düşürebildin. Vay senin Şıhlığına.
Качество у них сильно упало.
Kaliteyi düşürmüşler.
Если бы это не упало с неба, никто бы никогда не поверил в Лапуту.
Bu arkadaş gökten düşmemiş olaydı kimse Laputa'nın varlığına inanmayacaktı.
Тут у вас что-то упало.
Bu yere düşmüş.
Великое дерево упало, и обезьяны рассеялись по всему свету.
Ama bir gün rüzgâr geldiğinde... her zamankinden daha öfkeli ve güçlüymüş.
Как будто что-то упало в листья рядом.
Yanımdaki yaprakların üstüne bir şey düşmüştü.
Мое сердце упало к ногам, как мокрые штаны.
Kalbim ıslak bir pantolon gibi omuzlarımın arasından düşüyor.
Поле удержания упало до 16 %. Я пытаюсь.
Koruyucu alan % 16'ya düştü.
Говорит, на него упало дерево.
Bir ağacın altında kaldığını söylüyor.
Бревно упало рядом со мной.
Bir kalas çok yakınıma düştü.
Разрешение его сигнала упало до 55 %.
- Çözünürlük yüzde 55 de.
Упало до 30.
30'a düştü.
Все в порядке, просто что-то упало!
Tamam. Sadece bir şey düştü.
Его тело упало на меня.
Cansız bedeni üzerime düştü.
Когда яблоко упало мне на голову произошел важнейший момент в истории науки.
Kafama elma düştüğü gün, bilim tarihinin en önemli günüydü.
Хэзер, ты была в полудрёме... и увидела, как я порезал пальцы, когда зеркало упало.
Heather, tahminen yarı uyanıktın ve ayna düştüğünde parmaklarımın büküldüğünü gördün.
- Оно упало мне в блузку.
Bluzumun içinde. Anladım.
Что с возу упало, то на фиг пропало!
Sahibi bulandır, kaybeden ağlaktır.
что-то упало на заднее сиденье.
Galiba arkaya birşey düştü.
Похоже на то, как упало дерево.
Sanki, bir ağaç devriliyor gibi duydum.
Упало напряжение на шине Б.
B barasında düşük voltaj ikazı var.
Ты так вбивал гвоздь в стену, что у меня упало зеркало.
Elbette. Nerdeyse kapımı kıracak kadar öfkeliydin.
И всё упало.
Evet. Her şey düştü.
- Шина A упало напряжение до - показывает 25 с половиной.
- A de gerilim düşümü- - 25,5 okuyor.