Уродлив translate Turkish
99 parallel translation
Ты уродлив, ты мне противен.
O kadar çirkinsin ki midemi bulandırıyorsun.
Уродлив, исковеркан и до срока я послан в мир живой ;
Yamuk yumuk, noksan, günüm gelmeden, hazır olmadan yollanmışım bu canlılar dünyasına.
Ваш рот раздут и уродлив.
Ağzın şiş ve çirkin.
Они говорили, что он уродлив и все в таком духе. Но я не слушала.
Onlar, onun çirkin olduğundan ve filanca şeylerinden bahsedip durdu, ama dinlemedim.
И ты все таки хотела с ним спать, несмотря на то что он был уродлив?
Çirkin olsa da, onunla birlikte olmak mı istedin?
Ты слишком уродлив! Ты страшнее войны!
Çok çirkinsin, korkunçsun!
- Потому что он уродлив.
Çirkin olduğu için mi?
Никто тебя не любит. Ты стар и уродлив.
# Kimse seni sevmiyor Yaşlı ve çirkinsin. #
Ты мне завидуешь, потому что я уродлив от природы а ты должен носить маску!
Beni kıskanıyorsun, çünkü ben hakiki bir ucubeyim! Sense maske takmak zorundasın!
Но к тому моменту, ты уже будешь стар и уродлив, и навсегда останешься простой посудомойкой.
O zamana dek artık ne gençliğin, ne de yakışıklılığın kalır. Bulaşıkçıdan başka hiçbir şey olamazsın.
" Я прекрасен, но уродлив,
Güzelim, ama çirkinim.
"лишь потому прекрасен, что уродлив."
Güzelliğimin tek sebebi çirkin olmamdır. "
- Я считаю, что ты чрезвычайно уродлив.
- İğrenç derecede çirkinsin.
Конечно, теперь, когда оно поднялось, я могу видеть, насколько уродлив мой маленький дом.
Tabii, güneş çıktığında, yeni evimin ne kadar çirkin olduğu da meydana çıktı.
Он так же туп, как и уродлив.
Çirkin olduğu kadar aptal.
Может, я не так глуп, как уродлив, Командор.
Belki çirkin olduğum kadar aptal değilim, Komutan!
Что я так уродлив?
Bu kadar çirkin olmamın?
Он так красив, а я так уродлив.
O çok yakışıklı ben de çok çirkin...
Я так уродлив, а ты так прекрасна. Разве могла бы ты полюбить меня?
Ben bu kadar çirkin ve sen de Bu kadar güzelken beni nasıl sevebilirsin?
Он уродлив.
Çok çirkindi.
Потому, что слишком уродлив для бородавки.
Çünkü siğil olmak için çok çirkinsin.
Этим утром моя жена сказала, что я стар, лыс и уродлив.
Bu sabah karım bana yaşlı, kel ve çirkin olduğumu söyledi.
- Он просто уродлив!
- Böylesi çirkin bir ev hiç görememiştim.
Он был уродлив как мул.
Katır kadar çirkindi.
- Ты вполне уродлив для дальнобойщика.
- Kamyon şoförü olabilecek kadar çirkinsin.
- Спасибо. - потому что он был просто чертовски уродлив.
- Çünkü oldukça çirkin görünüyordu.
Ты уродлив в делах своих.
Fiiliyatın çirkin.
А я думаю, твой галстук уродлив.
Neden bir, ikiden basitmiş?
Я уродлив?
Ben - - çok mu çirkinim?
Нет, ты совсем не уродлив.
Sen kesinlikle çirkin değilsin. Teşekkürler.
Уродлив, как всегда.
- Ne yazık ki her zamanki gibi çirkinim.
А я, к сожалению, уродлив и холоден
Şey demek ki ben çirkin ve soğuğum.
Если он был слишком мал, тщедушен, болен или уродлив от него избавлялись.
Küçük veya çelimsiz ya da hastalıklı veya şekilsiz olsaydı çürüğe çıkarılırdı.
Думаешь, я уродлив?
Cirkin oldugumu mu dusunuyorsunuz?
Он слишком уродлив, чтобы заинтересовать меня.
Öyle iğrenç şeylerle alakam olmaz.
Этот бизнес с ябедами весьма уродлив, не так ли, Дэннис?
Bu ispiyonculuk da çok çirkin bir olay, değil mi Dennis?
Ты знаешь, Авраам Линкольн был сверх уродлив тоже, но посмотри, что он совершил.
Abraham Lincoln'da oldukça çirkindi, ama neler başardı.
Ты думаешь, что'тебя избегают'потому что ты уродлив, но я здесь, чтобы показать тебе иное. Пойдём!
Çirkin olduğun için kendini kandırılmış hissediyorsun, ama sana öyle olmadığını göstereceğim.
Потому что он уродлив, он не получает похвал.
Çirkin olduğu için, bedavadan birşeyler kazanamadı.
Первое - пусть ты очень уродлив, внутри ты очень силен, как воин.
Bir, çirkin olmana rağmen... bir savaşçı gibi içten içten çok güçlüsün.
Ты... уродлив.
Sen... çirkinsin.
Уродлив?
Çirkin mi?
Ты говоришь мне, что я уродлив, с твоим-то носом муравьеда.
O karıncayiyen burnunla sen mi bana çirkin diyorsun?
Он по-любому уродлив.
Kesinlikle çirkin.
Над этим нам придётся поработать, потому что ты невероятно уродлив.
Bunun üzerinde biraz çalışmamız gerekiyor, çünkü aşırı derecede çirkinsin.
Мир не так уродлив, как ей кажется.
Dünya düşündüğü kadar çirkin değil.
Я говорила Хелен, ты бы не был так уродлив, если бы постригся.
Helen'a, saçını kesseydin o kadar çirkin görünmeyeceğini söyledim.
Я сейчас так уродлив?
Şimdi çok mu çirkin görünüyorum?
А он уродлив?
Çirkin biri mi?
- Я не уродлив.
- Ben çirkin değilim.
Мир уродлив.
Dünya çirkin bir yer.