English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Ф ] / Фигню

Фигню translate Turkish

529 parallel translation
О Кармен. А потом - всякую фигню, типа...
Carmen, sonra da saçma şeyler, mesela...
Да бросьте вы эту фигню.
Önemli değil.
И кто-то еще может дать деньги за эту фигню?
Birilerinin bunlara para ödediğini düşünsene?
О, да вы двое поверите в любую фигню!
Siz ikiniz her şeye inanıyorsunuz.
- Убери эту фигню от моего лица.
Şu lanet şeyi gözümden çek.
Я отдал им старый сценарий, непропущеннию директорскую версию и эту фигню, ну ты знаешь, 3D со стереофоническим звуком.
Tüm senaryo'yu. Onlara ben verdim. Kesilmemiş.. yeni bitti.
И они схавали эту фигню без намека на новую идею.
ve... ikramlar için de ara verilmedi!
Нет, нет - фигню! Председателя? Нет, фигню.
Bu korkunç, mahvedici toplumsal hastalıkla savaşmanın tek yolu halka sonuçları hakkında bilgi vermektir.
Ах, фигню.
Genç insanlara gösterip...
Ты порешь фигню, ты не сможешь сделать это.
Saçmalık bu. Becerebilmen mümkün değil ki.
Он даже рисует всякую фигню.
Şuna bak. O bile karalamış.
Ты таки влез ногой в эту фигню.
Seksek mi oynuyorsun, canım?
Ту фигню я выдумал.
Bu bütün o zırvalar uydurmaydı.
Отнести туда какую-то фигню.
- Bir şeyler alacağım.
Любую чёртову фигню для него.
Ne olursa olsun, onun için.
[Хутримансион Бамбриар...] — Что за фигню вы несете?
# Hootrimansion Bambriar... # Ne halt ediyorsunuz? !
Я вижу тебя ставящей свои золотые стены и турецкие подушки... и всю эту фигню в отелях, посольствах и вообще.
Sen banliyölerdeki küçük evlerin dışında malikaneleri ve otelleri de dekore edebilecek yeteneğe sahipsin. Oralarda Türk işi yastıklar ve altın yaldızlı duvar kağıdı kullanıp onlara can verebilecek birisin.
Не неси мне эту самодовольную фигню.
Benimle bilmiş bilmiş konuşma.
Вам нужно залезть туда и вытащить эту фигню!
O yere erişmeli ve o şeyi oradan çıkarmalısınız.
"Понюхай-ка эту фигню у него сзади!"
"Arkadaki diğer şeyi de kokla." "Nedir bu?"
Терпеть не могу эту фигню.
Böyle boklardan nefret ederim.
Я буду делать всю эту Зен фигню.
Tüm şu Zen olayı ile ilgileneceğim.
– Я не ем эту желейную фигню!
- O yapışkan boku yemem!
Да... люди всякую фигню несут : "Эй, бросай курить, к тебе вернётся обоняние"
İnsanlar size en aptalca şeyleri söyler : "Sigarayı bırak, koku alma duyun geri gelecek."
Xвaтит, идeм! " нac нeт вpeмeни нa эту фигню!
Bunun için vaktimiz yok.
- Почини эту фигню в прихожей!
- Ne? - Koridordaki şeyi tamir et.
Я слышал всю эту фигню насчет "Быть собой".
"Hep şu kendiniz olun zırvalarını duyuyorum."
Весь этот фон, вот эту фигню я засунул сюда.
Tüm bu arka plan, bu gibi şeyleri buraya ben koydum.
Не тебе. Я тут слушаю всю эту фигню о мастерстве. Если ты так хороша, почему все еще работаешь в этой чертовой дыре?
Eğer bu kadar iyiysen, neden o bok çukurunda çalışıyorsun?
Я предлагаю вам изобрести способ впихнуть квадратную фигню в круглую дырку.
Hemen yuvarlak bir deliğe kare bir... filitre uydurmanın yolunu bulmanızı tavsiye ederim.
- Не могу я делать эту фигню. Я...
- Bu saçmalığı yapamam.
Достану результаты экспертиз и всю фигню.
Bütün adli tıp raporunu falan öğrenirim.
Я занята - пытаюсь придумать какую-нибудь фигню о гималайских полуботинках.
Himalaya yürüyüş ayakkabısı için bazı saçmalıklar bulmak zorundayım.
Пара сотен баксов за эту фигню.
Bu bebek birkaç yüz papel eder.
Давайте, снимите эту фигню со своих рук и перестаньте рвать друг друга на части.
Hadi, kollarınızdaki bantları çıkarın ve bu ayırımcılığa bir son verin.
Нет, я не выношу эту фигню.
Yok. O boku hiç sevmiyorum.
Она сейчас начнет какую-то фигню.
Bir pislik çıkarmak üzereydi.
Кто пишет эту фигню?
Kim yazıyor bunları.
Что за фигню ты творишь?
Sen ne halt ediyorsun?
Я заметил, что вы серьезно воспринимайте эту фигню с яйцами.
Yumurta meselesini ne kadar ciddiye aldığınızı fark ettiniz mi?
Найлс, по-моему у меня какая-то странная реакция на эту спа-фигню.
Niles. Yüzüme tuhaf şeyler oluyor.
Почему мы всё время смотрим эту фигню?
Neden hep bunu seyrediyoruz?
Записали эту фигню?
Anlıyor musunuz?
Только заброшу это фигню, и можно сказать я... готов к употреблению.
Bunları bırakacağım sadece. Ondan sonra kendimi "gözden çıkarılabilir" görüyorum.
- Мы просто оживляем... кое-какую фигню.
- Şeyleri uyandırıyorum. Bir şeyleri.
- Ты же не веришь в эту фигню.
— Sakın bu saçmalığa inandığını söyleme.
Эй, девочка, что за фигню ты ешь?
Ufaklık, ne yiyorsun öyle?
- Опять смотришь фигню о природе?
Yine mi o doğa programını izliyorsun?
- Айриш продал внуку Капри эту фигню.
Capri'nin torununa hapı Irish satmış.
Но вы же не предлагаете, чтобы мы обложили налогом... фигню?
Aceleye getirmek istemiyorum.
Мы покупали тут конфеты, всякую фигню и комиксы.
Şeker, çizgi roman falan alırdık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]