Фигово translate Turkish
242 parallel translation
Мне очень фигово, вот что.
Berbat hissediyorum, sorun bu.
Я хочу тебя огорчить, но ты годишься мой сучке, псине. Фигово.
Seni halledebilirim iyi çocuk ama sen ancak köpeğimin fahişesi olabilirsin.
Я значит вхожу, а они стоят как солдатики и пялятся на меня. - Фигово.
İçeri girdiğimde hepsi konuşmayı bırakıp bana baktılar.
Быть Шотландцем... фигово!
- İskoçyalı olmak boktan bir şey.
Фигово тут, пошли.
Partide iş yok, sıvışalım.
Фигово, брат.
Pislik, moruk.
- Вот, кстати, это тоже в "Тусовщиках" фигово было.
Biliyor musun, "Eş Değiştirenler" in iyi olmayan bir yanı da buydu.
Это было бы фигово.
Bu berbat olur.
Чёрт. Фигово.
Üzgünüm.
- Это фигово.
- Bu çok kötü.
Фигово.
Beni yakaladın.
Чёрт, фигово.
Bu kötü işte.
Это было фигово.
İğrençti.
Так фигово... Погода, ты же знаешь.
Ne kötü... hava, biliyorsun
Эй, ты, со своей газонокосилкой фиговой!
Sen ve senin kahrolası çim biçme makinen!
У меня с ушами... эти полые трубочки внутри, у меня они очень тонкие, и их буквально разорвет, если я услышу что-нибудь громкое и музыкальное. - Фигово. - Я знаю.
Yüksek sesli bir şey ya da müzik dinlediğimde kelimenin gerçek anlamıyla patlarmış.
Сзади они фигово смотрятся.
Savunmaları çok adam kaçırıyordu.
что я фигово покрасила волосы!
# Sapıklığımdan nefret ettiğini söylemiştin
О, чувак, это фигово
Aw adamım, bu çok kötü Token.
Фигово.
Zor anlar.
Фигово.
Siktir!
Фигово.
Bombok.
- Фигово.
- Gıcık herifler.
Все равно фигово.
Tam olmadı ama.
А сегодня мне фигово, поэтому шли бы вы домой.
Bugünse hiç havamda değilim. Güle güle.
Фигово!
Kötü!
Как-то во рту фигово...
Birden ağzımın tadı kaçtı.
Фигово...
Bu çok kötü.
Фигово.
Çok kötü.
Бобби, прости меня засранца, я должен был позвонить, но мне было так фигово...
Üzgünüm, Bobby. Aramalıydım. Bayağı dağılmıştım.
Ты спала? Выглядишь фигово.
Kötü görünüyorsun.
Фигово ты заменяешь Наоми.
Naomi'nin yerini tutmuyorsun.
Фигово! Такими темпами Треххвостого запечатают!
Bu gidişle, Üç Kuyruklu mühürlenecek!
Нет. Это фигово конечно, но я говорю не об этом.
Bu kötü, ama bahsettiğim şey bu değil.
Вообще-то, фигово.
Bu çok kötü işte.
- Настолько фигово?
- Bu çok üzüntü verici.
Мне фигово.
İyi hissetmiyorum.
Фигово.
Hic hos degil.
Вы фигово играете, да?
Bu oyunda berbatsın değil mi?
это фигово, потому что я могла бы... попросить о помощи
Tanrı'yla hiçbir bağım yok. Kim olduğumu bile bilmiyordur. Böyle olması çok kötü, çünkü biraz yardım iyi gelebilirdi.
А теперь превратить сестру из фиговой в офигенную.
Şimdi, kız kardeşimi zavallıdan asile dönüştürme zamanı.
Знаешь ли... фигово жить без денег, а здесь я могу заработать намного больше, чем танцами.
Parasız olmak berbat, ve bu işi yaparak dans ederek kazandığımdan çok kazanıyorum.
- Фигово. - Ага.
- Çok kötü.
- Да, фигово.
- Bu berbat.
Не фигово.
Fena değildi.
- Фигово.
Anne-babası çok korktu.
Фигово.
- Çok iğrenç değil mi?
- Фигово.
- Yazık.
Конечно это фигово, что их время такое отстойное, но горькая правда как раз в том, что если мы примем их всех в наше время, то мы его тоже засрем.
Bakın, göçmenlerin zamanının bu kadar boktan olması çok kötü, ama acı gerçek şu ki eğer hepsini bizim zamanımıza kabul edersek, bizim zamanımızı da boktanlaştıracaklar.
Фигово тебе, чувак.
Yazık sana, dostum.
Да брось ты, это всего лишь видео-игра. И мы в нее играем фигово.
Yapma, bu sadece bir oyun.