English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Х ] / Халяву

Халяву translate Turkish

140 parallel translation
Еще увижу, как ты пьешь на халяву - уволю. Теперь пошли.
Gelecek sefer içkilerden otlanırsan, kovulursun.
Хотите поесть на халяву?
Bedava mı yemeyi bekliyordun?
Сейчас прокатимся на халяву.
Etrafınızda dönün.
- Я не люблю халяву! Тихо!
Yine de yeteneğim boşa harcanıyor.
Это на халяву.
Sonra görüşürüz.
Даром, на халяву, по-дружески, понимаешь?
Tamamen bedava, arkadaşlığın hatırına, bak?
Ехать ли Чарли Симсу в Гарвард на халяву или нет?
Charlie, Harvard'a bedavaya gitsin mi, gitmesin mi?
- Все твои приятели пьют на халяву.
- Tüm dostların bedava içiyor.
Он застрял и когда вы покупали свой "Твикс" получили второй на халяву и не позаботились разыскать его законного владельца.
Makinede asılı kalmıştı, Twix'i aldığında diğeri de bedavadan düştü... Neden diye sormadın. ... ya da kime ait olduğunu araştırmadın.
Есть на халяву у своих соседей заниматься сексом без свиданий.
Komşuların yemekleriyle beslen. Kimseyle çıkmadan seks yap.
Убила бы за такую халяву.
Öyle bir iş için canımı veririm.
Очередной шарлатан пришел поесть на халяву.
Sıcak yemek ve rahat bir yatak arayan bir üçkağıtçı.
Вы поели на халяву, вы испортили всем веселье.
Bedava yemek yiyorsun. Herkesin eğlencesini mahvediyorsun.
Ох, и любит этот парень жить на халяву.
Bu adam da sürekli beleşe konmaya çalışıyor. Evet.
Не могу спокойно смотреть на то, как бедняки едят на халяву!
Bedava yemek yiyen fakirlere tahammül edemem.
- Мало того, что она живет на халяву, - так еще и на доме нажиться хочет.
Kira vermeden yaşaması ona yetmiyor. O evi de sıkıp suyunu nakit olarak alacak!
Чувак, добавлю на халяву "Мосты округа Медисон".
- Sana yanında Madison County'nin Köprülerini veririm.
И это завершает мою карьеру как профессионального осведомителя. Хорошо? Считай, что это - на халяву.
Profesyonel bilgi kaynağı olarak kariyerim sona erdi.
- Ты мелкий воришка. Ты только и ищешь, как бы получить что-то на халяву.
Çünkü sen indirimleri bekleyen bir bozuk para dolandırıcısısın ve ben gözlerimi üzerinde tutmak zorundayım.
Там меня хоть накормят на халяву.
Beni hapse götür ki, böylece gidip komiserimi bulup da kahrolası işimi yapabileyim.
Сегодня всех девушек пропускают бесплатно! Мы все попадем туда на халяву!
Evet, bu gece kadınların gecesi, hepimiz bedavaya gireceğiz!
- Она обслужила его на халяву,... а он закрыл её дело.
Raquel onunla birlikte olacaktı,
Вы, парни, халяву ищете?
Bağış falan mı isteyeceksiniz?
Всё на халяву.
Herşey bedava.
Вода на халяву кончилась!
Su bedava değil!
Той ночью в баре, мне казалось, я смог получить кое-что на халяву.
Bardaki o gece, önemsiz şeyler yaptığımı sanmıştım.
Я хочу сказать, что ты думаешь, что если сделал нас богатыми то ты можешь музыку на халяву качать после этого?
Siz kim oluyorsunuz? Bizi zengin ettiniz diye beleşe mi konacaksınız?
Дэйв, пойди, зажги с Вандой на халяву?
Dave, git Wanda seninle bedavaya ilgilensin.
Говорят, что для сладостей у людей есть "второй желудок", а у меня есть "второй желудок" для еды, которая достается мне на халяву.
Güzel şeylerin farklı bir yere gittiği sık sık söylenir, ama benim durumumda, farklı bir yere bedava gitmek için birşeyler vermem gerekiyor.
Что ж, проскочила на халяву.
İçim rahatladı.
Получилось на халяву.
Çok kolay oldu.
А, в нашей клинике нет времени на халяву.
Oh, ev-içi bedava şeyler için zamanımız yok.
Ну? А ты, мудак, хотел на халяву подкатить?
Şimdi ona sen mi asılıyorsun?
Никаких обид, а тебе - бухло на халяву.
Böylece kimse zarar görmez, üstelik bedava içkini de almış olursun.
На халяву и уксус сладок.
İçkileri bir erkek aldığı sürece her şeyi içerler.
10 штук на халяву.
Hayatımın en kolay 10.000 doları olacak.
Знаешь что, я собираюсь учиться на халяву!
Sadece şunu söyleyeceğim ; senden bedavaya öğrenmeyi düşünmüyorum.
Я же говорил, что не буду учиться на халяву.
Söylemiştim değil mi? Bedavaya senden bir şeyler öğrenmeye niyetim yok diye.
Ты думал сигарета на халяву?
O sigara beleş mi sanıyorsun? Öyle mi sanıyorsun?
Я вот что тебе скажу, а пойдем-ка мы с тобой Кока-Колу на халяву попьем!
Bak ne diyeceğim, haydi gidip kola alalım.
Да ладно, малыш, он же не раздавал подарки на халяву?
Hadi ama Chuck. Bunu karşılıksız yapacak birine benzemiyordu değil mi?
Как у вас называлась та штука, которая на халяву, если съесть ее быстро?
Hani hızlı yiyince beleş olan şu şeyin adı neydi?
Эй, ну добавь немного на халяву!
Biraz da ücretsiz ekleyemez misin ya?
Я это делаю, чтобы повеселиться, поесть на халяву, и помочь несчастному мужчине преодолеть кризис среднего возраста.
Amacım sadece biraz eğlenmek, bir süre takılmak ve orta yaş krizi geçiren, mutsuz bir adama yardımcı olmak.
Ее не интересует поесть на халяву. Ей нужно большее.
İstediği sadece takılmak değil, onu tamamen kendine almak.
Майк, без труда не выловишь рыбку из пруда, хоть я и сам любитель рыбки на халяву.
Mike, yapılmaya değen şeyler kolay değildir,.. kimse kolayı benim kadar sevemez, ama bu böyle
Безработным дивам, живущим в стеклянных домах на халяву, не стоит кидаться камнями.
Bedavaya altın tepside sunulan güzel bayanları geri çevirmek olmaz.
И жрут все на халяву, за мой счёт.
Hepsi bedavacı. Başımın belaları.
На халяву, как сейчас говорят.
Yiyici bunlar yiyici! Matilde, şarap!
Ты че, черномазый, хотел тут на халяву пожить?
Benim İçkimi içerken yakalamayım seni.
Я обожаю халяву!
Bedava şeylere bayılırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]