English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Х ] / Хаос

Хаос translate Turkish

1,279 parallel translation
Это Хаос.
Bu tam bir keşmekeş.
"Хотим успокоить тех, кто полагает, что" вирус 2000 года " создаст хаос первого января.
2000 yılının bilgisayarlarda, 1 Ocak tarihinde... kaos yaratacağını düşünenlere bir uyarı :
Если узнают о произошедшем нынче, то во дворце начнётся хаос.
Yaşadığımız olaylar duyulursa gerçekten de yer yerinde oynar.
Я смотрела "Хаос" миллион раз.
Sprawl'i binlerce, milyonlarca kez izledim.
Миссис Эпнер-Грин, кто отвечает за этот хаос?
Madam Epner Green, bu bir felâket. Sorumlu kişi kim?
Это твой хаос, Ана.
Bu senin kaosun Ana.
Ну и хаос.
Yapma be oğlum. Yanlış hedef.
На улицах царит хаос, Бобби.
Caddelerde inanılmaz bir kaos var Bobby.
Это был ответ моей матери на хаос.
Annemin kargaşaya tepkisi bu olurdu.
Несколько убито, другие страдают, она сеет хаос и человеческое отчаяние.
Bazılarını öldürür, bazılarını da delirtir. Kaos ve umutsuzlukla beslenir.
Мы называем это... Хаос Гольф.
Biz buna...'Kaos Golfu'diyoruz.
Хаос, в иллюзии которого мы живем, на самом деле аккуратно и однозначно связан.
İçinde yaşadığımız kaos fikri bir yanılsama ve aslında her şey düzenli ve birbirine bağlı.
Необходимось привносить порядок в хаос, посредством устремлённости, познания, борьбы...
Düzeni kaosa çevirme ihtiyacı, kararlılık, araştırma, mücadele ihtiyacı...
Чтобы спровоцировать открытие Разлома. Чтобы начались хаос и разрушения.
Kaos ve yıkım başlatmak için yarığı provoke ediyor.
Будет огромная толпа, много шума. Хаос.
Büyük bir kalabalık olacak, çok fazla da gürültü...
Если его не остановить, скоро весь город погрузится в хаос и голод! А винить все будут, я боюсь - тебя!
Durdurulmazsa, tüm şehre hızla kaos ve açlık çökecek ve korkarım ki, siz suçlanacaksınız.
ѕотом перебрось их через стену тюрьмы, чтобы вызвать хаос и замешательство!
Sonra da bu topları bir hapisane duvarından içeri at ve böylece bir kaos ve şaşkınlık ortamı oluşsun.
Город уже как на иголках - будет хаос.
Kasaba zaten diken üstünde, bu anarşiye sebep olur.
Ими руководит хаос, шанс, совпадение...
Şans eseri ya da tesadüfi olarak hareket ederler...
Конечно же, это неприятно Но будет еще хуже, если мы отпустим ее, вызвав панику и хаос
Elbette arzu ettiğim bu değil... ama sebep olacağı panik ve kargaşadan daha iyidir.
Хаос дестабилизировал страну, вызвал ужасные вещи, изолировал экстремистские партии и укрепил центральные, такие как Христианские Демократы... Это было названо "стратегией укрепления".
Havoc ülkenin istikrarını bozuyordu,... terörü provoke ederek radikal... partileri soyutluyordu... ve birilerinin öne sürdüğü Hristiyan Demokratlar'ın "gerilim stratejisi" tezini güçlendiriyordu.
Мы все ждем только тебя, здесь полный хаос.
Ortalık karman çorman, herkes seni bekliyor.
Тогда я должен сообщить тебе, что я собираюсь создать свою собственную команду и уничтожить молекулярные связи, которые связывают твою сущность вместе, и ослабить итоговый корпускулярный хаос, что приведет к разрыву материи.
Bilgin olsun, şu anda kendi ekibimi kurmayı ve seni oluşturan atomları bir arada tutan moleküler bağları yok edip, gözyaşı dökmene neden olacak parçacık kaosunu azaltmayı düşünüyorum.
Скорее, некий хаос.
Travma odasına da götürdü mü?
Мне не нравится хаос.
Kaos bana işlemez.
На самом деле это хаос и ужас.
Sadece korkunç bir karmaşa var.
Хаос и разрушение.
Büyük bir kaos ve yıkım vardı.
Когда один человек получает желаемое, это проблема, - но когда исполняются всеобщие желания... - Это хаос.
Yani bir kişinin dileğinin yerine gelmesi sorun çıkarıyor herkesinki yerine gelince ise kaos oluyor.
Хаос лично, это Гадфавер.
Gerçek Kaos, burası Baba.
Сэр, Хаос на проводе.
Komutanım, Kaos hatta bekliyor.
Хаос, это Гадфавер.
Kaos, Baba konuşuyor.
Хаос ждёт.
Kaos, beklemede.
Если наши глаза подтвердят эту информацию Хаос прервёт штурм британцев.
Eğer istihbarat doğrulanırsa Kaos, İngiliz saldırısını iptal etmek zorunda kalacak.
Хаос направил все три полка для штурма с востока здесь.
Kaos, her üç alayın da, doğu güzergahından şuraya doğru saldırıya geçmesini öneriyor.
Что в этой вселенной существует беспорядочность и хаос.
İşte evrendeki kaos ve rastgelelilik.
Несмотря на то, что вирус поверг в хаос ее иммунную систему, она продолжала убивать зараженные клетки.
Virüs onun bağışıklık sistemini mahvetmesine rağmen bulaşan hücreleri yok edebildi.
За окном всё еще хаос.
Dışarıda hâlâ kaos var.
Если с этим ящичком что-то случится, мир, каким мы его знаем, погрузится в хаос.
Eğer bu kutuya bir zarar gelirse içinde yaşadığımız Dünyamız kaosa sürüklenirdi.
который может остановить хаос воцарившийся в Единой Армии.
Birleşik Shinobi Güçleri'ndeki kaosu azaltabilecek yegâne shinobi sensin.
Весь этот хаос...
Eğer geçmişte budalalık yapmasaydım şimdi bu lanet olasılarla uğraşmıyorduk hatalarımı düzeltmeliyim Tüm bu kormaşa...
Великанский хаос!
Ogrest'in tufanı!
Хаос Великанский!
Ogrest'in tufanı!
Великанский Хаос!
Ogrest'in Kaosu.
Ты, вошедшая в хаос моей жизни...
Hayatım acı ve zorluklarla dolu. ( bu titis ağacı Yong-ee'ye aittir, kimse giremez )
Эти экспонаты - всё, что осталось от "Контроля" - сверхсекретной шпионской организации, когда-то сражавшейся против криминального синдиката, известного как "Хаос".
KONTROL'den geriye kalan bu sergi. Bu ultra gizli ajan servisi bir zamanlar KAOS adıyla bilinen suç karteliyle mücadele etmiştir.
Благодаря докладу Макса, нам удалось внедрить агента 38 в Хаос.
Max'in istihbaratına dayanarak Ajan 38'i KAOS'un içine soktuk.
Видимо, он сумел узнать что-то важное, и Хаос решил нанести ответный удар.
Bir şeyi açığa çıkarmaya yaklaşmış olmalıyız ki KAOS bizi vurdu, hem de fena.
Я принимаю хаос.
Kaosu kabul ederim.
Рим погружен в хаос.
Roma parçalara ayrılıyor.
мы должны принять хаос. как пролить ещё больше.
Sağol.
А там просто хаос.
Bezi açınca içi tam bir kaostur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]