Хвалил translate Turkish
41 parallel translation
- Профессор хвалил Хенрика.
- Profesör, Henrik'i övdü.
Он блестяще сдал экзамен, профессор его хвалил.
Profesörü, sınavlarında oldukça başarılı olduğunu söyledi.
- Он меня хвалил?
- Merhaba. - Umarım iyidir.
Я знаю, это не совсем по вашей части но капитан мне вас так хвалил.
Sizin bölgeniz olmadığını biliyorum ama yüzbaşı sizi çok övdü. - Evet, ama...
никто не хвалил и не признавал меня.
Ailemin ölümünden sonra, Beni övecek ve kabul edecek kimse yoktu.
Я ведь однажды хвалил тебя за прямоту?
Seni hiç pervasız halinden dolayı övdüm mü?
Но, по сравнению с теми двумя парнями, которые всегда грубили мне, он только хвалил меня.
Ama o iki iğrenç herif bana sürekli aptalca şeylerden bahsederken, o, bana güzel şeyler söyledi.
По-моему, я недостаточно тебя хвалил за твою работу.
Çalışmaların için yeterince iltifat etmiyorum sanırım.
- Знаешь, папа ни одной из них не хвалил. - Есть ещё кое-что.
Biliyorsun, babam o fikirlerin hiçbiri için övgüde bulunmazdı.
Первый учитель игры на пианино хвалил ее ловкость.
İlk piyano öğretmeni, el becerisini övmüştü.
Если бы я, простой кардинал, не хвалил тебя иногда, твоей головы уже не было бы на плечах!
Eğer bana kalsaydı çoktan kelleni uçurtmuştum!
А я хвалил твои взгляды.
Orada senin muhakeme yeteneğinle övünmüştüm.
Он никогда меня не хвалил.
Hiç övmezdi beni.
Я... же... тебе... ещё не хвалил гениальный план.
Ben... sana... söylemiştim... planın dahiceydi!
Кристина сказала, что ты хвалил меня, так что...
Cristina Şef'e güzel şeyler söylediğini anlattı.
- Он хвалил меня?
Hakkımda iyi şeyler söyledi mi bari?
Значит все эти годы, Гиббс хвалил меня.
Demek bütün bu yıllar boyunca Gibbs bana iltifat ediyordu.
Двое мужчин, которых ты так часто хвалил.
İki adamın da övgüye değer.
Твой папа всегда хвалил своего сына, который учится в медицинской школе.
Baban sürekli oğlunun tıp okuduğunu söylerdi.
Я только что хвалил детектива Коркорана за хорошо сделанную работу.
Ben de Dedektif Corcoran'ı harika bir iş çıkardığı için övüyordum.
В первый раз отец похлопал меня по спине, но я так и не понял, так он меня хвалил или ругал, или собирался обнять.
Babam ilk defa sırtımı sıvazlamıştı. Fakat bu hareketinin anlamının sırtımı temizlemek mi, kızmak mı yoksa bir nevi sarılmak mı olduğunu bilmiyordum.
Джордж очень её хвалил.
Onu işe almamı George söyledi.
Я только что хвалил его за то, как искусно он смешался со стаей диких псов.
Ben de fark edilmeden yabani köpeklerin arasına sızma yeteneği için onu övüyordum şimdi.
Что, я просто улыбался и хвалил её внуков, и мы заключили сделку?
Yani, sadece gülümsedim, torunlarına iltifat ettim ve işi aldık mı?
Бен всегда тебя хвалил, Микки.
Ben hep övgüyle bahsederdi senden, Mickey.
Мои портреты хвалил сам Король
Bizzat Majestelerinden özel mükâfatlar aldım.
Я хвалил твою прическу.
Sadece saçlarını biraz övmek istedim.
- Он хвалил тебя. Говорил, ты толковый.
Seni severdi, zeki olduğunu düşünürdü.
Знаешь что? Я сильно хвалил Трейси, чтобы доказать, что она не права.
Haksızlığını kabul ettiği için de Tracy'ye hakkını vereyim şimdi.
Он вас хвалил.
- Övgüyle bahsetti.
Микки хвалил тебя.
Mickey senden çokça bahsetti.
- Мой муж хвалил тебя.
- Kocam harika bir iş yaptığını söylüyor.
Мне не нужно, чтобы ты хвалил мой русский.
Rusça'mın iyi olduğunu söylemene gerek yok.
Мой лучший в мире друг, который всё время хвалил меня, убит, так что, экстренное сообщение.
Sen nasıl hissettiğimi düşünüyorsun, Chanel? Dünyadaki en iyi arkadaşım, sürekli bana iltifat eden dostum, öldürüldü!
Сол хвалил тебя.
Saul senden övgüyle bahsediyor.
Лоренс заходил утром и очень тебя хвалил.
Laurence sabah ne kadar iyi olduğunu söyledi.
Почему Марко хвалил тебя в тронном зале?
Marco ne diye taht odasında seni övdü?
Вчера вечером он хвалил мою речь в суде о том, как мы открыты к отклонениям.
Dün gece mahkemede sapıklığı sahiplendiğimiz o konuşmamdan bahsetmişti.
Она постаралась доказать, что я неправ, и директор ординатуры Фостера её хвалил, и я подумал, что она достойна второго шанса.
Çünkü yanıldığını kanıtladı. Foster'ın ihtisas müdürü mükemmel bir asistan olduğunu söyledi. İkinci bir şansı hak ediyor bence.
Тебя никто не хвалил за убийства?
Haydutluğun için kimsenin sana madalya vermemesi mi?
Его милость весьма хвалил твой Лапсанг Сушонг.
Kokusunu çok sevdi.