Хлыст translate Turkish
61 parallel translation
у меня есть любовный хлыст, полученный мной от божественного могущества.
Benim Yüce Tanrı'dan aldığım bir aşk kırbacım var.
На кость сверчка накручен хлыст из пены,
Kamçısının sapı cırcır böceği kemiğinden. kamcı ince zardan.
Мы можем дать этой стране такой хлыст, которого мир еще не видел.
Bu ülkeye, oyun alanındaki en büyük sopayı verebiliriz.
Давай сюда хлыст!
Kamçıyı at!
Аттракионы "Хлыст".
Sarsıcı duyguların mekanı!
Хлыст...
Kamçıla!
Я завещаю свой хлыст бабуину, он извращенец и любит такие штучки.
Oh hayır, şimdi hatırladım, kamçıyı babuna bırakmak istiyordum. Bazı hayvanlar bu tür şeylerden hoşlanıyor.
Хлыст звучит не так.
Kırbaç efekti o değil.
Прямо как хлыст, правда?
İyi vuruyor, değil mi?
Хлыст для моей госпожи.
Başı dönen dişi efendi için kırbaç.
Я с ума от тебя схожу, хлыст.
Sana çok kızgınım, sersem.
Когда он поймает, кого ему нужно, в дело пойдет хлыст.
Adamını yakaladığında, at kırbacını çıkaracak.
Хлыст?
- At kırbacı mı?
- Миленький хлыст.
Güzel kırbaç.
Это сбруя и хлыст в дополнение к качелям?
Askıyla kullanmak için koşum takımı mı aldın?
Как и мой воображаемый хлыст. Телочки!
Bunlar gerçek.
Чего смешного, Крутой Хлыст?
Komik olan ne, havalı kırbaç?
Бейб и Мегги собираются сделать "хлыст", и это может сработать!
Fıstık ile Maggie fırlatmayı deniyorlar ve işe bu yarıyor.
Ничто так не увеличивает скорость, как "хлыст"!
Hiçbir şey sizi fırlatma kadar hızlandıramaz.
О, и они снова сделали "хлыст"!
Onu fırlatıyorlar.
Бейб и Мегги делают "хлыст" и он срабатывает.
Fıstık ve Maggie fırlatmayı deniyor ve işe yarıyor.
Ничего так не придает скорости, как "хлыст", у Бейб появились крылья...
Hiçbir şey sizi fırlatma kadar hızlandıramaz. Acımasız'ın uçuşuna bakın.
Они готовятся сделать "хлыст", и, видимо, у них получится.
Arkadaşlarını ileriye doğru fırlatmaya niyetliler ve yapmaları an meselesi.
Они задумали "двойной хлыст"!
Çift bacak fırlatışı!
Нет, ну вы видели этот двойной хлыст?
Bacak fırlatmasını gördünüz mü?
Как-то раз спинка стула треснула и в тот же момент хлыст был в полёте
Bir akşam sandalyenin arkası kırıldı. Tam da kamçının yola çıktığı anda.
Это, мой друг, Доминатор 8000, лучший хлыст на рынке, если верить моему консультанту по хлыстам.
Arkadaşım, bu "Dominator 8000". Benim kırbaççıma göre, marketteki en iyi kırbaç.
Хлыст - это тебе не игрушка, Тед.
Hayır, bu bir kırbaç, Ted, oyuncak değil.
А если ты профессор, где твоя шляпа и хлыст?
Eğer sen bir profesörsen şapkan ve kırbacın nerede?
Он худ как карандаш, хитер как хлыст и наверное самый жуткий человек из ныне живущих.
Kalem kadar sıska, cin gibi zeki ve muhtemelen yaşayan en korkutucu adamdır.
Положи хлыст.
Kamçıyı yere bırak.
Значит мне пора применить свой грёбаный хлыст.
O zaman bir kırbaç kullansam iyi olur.
Перчатки и хлыст положу в холле.
Eldivenler ve kırbaç salonda.
Думаю, я забыл свой хлыст в морге.
Sanırım kırbacımı morgda unuttum.
Я купил у него настоящий хлыст Индианы Джонса.
Ben de ondan Indiana Jones'un gerçek kamçısını almıştım.
Не заставляй меня применить хлыст.
İyi seçim. Bana kırbacımı çıkarttırma.
Хлыст Сесиля Б. Демилля.
Cecil B. Demille'in at kırbacı.
Хлыст позволят подчинить действия человека твоей воле, но не дает власти над его сознанием.
İnsanların hareketlerini kontrol etmeni sağlar. Ama zihinlerini kontrol edemezsin.
Это хлыст ДеМилля.
DeMille'in kırbacı.
Хлыст оставит от них мокрое место.
- Havalı, bunları çerez niyetine yer.
Я Хлыст.
Adım Havalı.
- Хорошо. Он любит хлыст и хочет знать, любит ли хлыст она
Bence kırbaçlama konusunda fikrini almaya çalışıyor.
Вставай, возьми хлыст!
Kalk, kamçıyı al!
У него есть хлыст, и он жестоко избивает им детей.
Yanında sopa taşır ve çocukları acımasızca döver.
Думаете, хоть для кого-то жизнь станет легче, пока Том Вестон держит хлыст?
Tom Weston ipleri elinde tuttuğu sürece sizce hayatımız kolaylaşacak mı?
Готов поспорить на деньги, что в шкафу у нее спрятан хлыст.
Eminim gizli dolapta bir şeyler saklıyordur.
— Используй хлыст!
Yapıştır! - Yardır!
Хлыст у меня уже есть.
Ben de bir tane kırbaç var.
Ему нужен хлыст.
- Bunun için kırbaca ihtiyacı var.
Вы взялись за хлыст, но вы должны показать морковку.
Ödül vermen gerekirken ceza veriyorsun.
Тут нужна морковка, а не хлыст.
Sopayla değil, havuçla yaklaşmalıyız.