Хомут translate Turkish
27 parallel translation
Не забудь подтянуть хомут, им будет легче на поворотах.
O zaman boyunduruğu kısalt. Virajlarda yardımı olur.
Да вон, выжимной хомут.
Burada bir debriyaj plakası var.
Еще совсем немного - наденешь ты хомут.
"Birkaçsaat o kadar " Sonra doğruca kiliseye "
Вот настанет день, и черные сбросят этот хомут.
Ama siyahların bu boyunduruğu başlarından atacağı zaman gelecek.
Наконец, я сбросил ваш хомут, Маменька. С Божьего слова помощью и вспоможением ангелов!
En sonunda zincirlerini kırdım, anne, meleklerin ve Tanrı'nın kelamı sayesinde.
Ты же не хочешь попасть в хомут молодым.
Çok genç bağlanmak istemezsin.
Это хомут, способный выдержать большой вес.
Bu bir koşum takımı, büyük ağırlıklar çekilebilir.
- Вообще-то хомут. - который мог быть сделан сто лет назад для.. для существ, которые может быть, исчезли или вымерли давным-давно.
-... hem de uzun süre önce yok olmuş olabilecek bir yaratık için yapılmış olabileceği halde, öyle mi?
- Хватит спекулировать ее смертью, чтобы надеть на меня хомут, Таня!
- Ama daha benim biletimi almadık. - Sen de beni sağmayı bırak, Tan! Annenin ölümünü kullanarak benden faydalanmaya kalkma artık.
Окажется, что мы приносили жертвы только ради того, чтобы обменять британский хомут на крепкие вожжи других завоевателей.
Büyük Britanya'nın hafif boyunduruğunu yabancı bir gücün çok ağır hakimiyetiyle değiştimek için çok fazla şey feda edilecek ve çok kan dökülecektir.
Я же не должен одевать этот хомут любви?
- Ne? Aşk tıkacı takmam gerekmiyor, değil mi?
Если средств действительно нет, мне придется надеть себе на шею этот хомут.
Bir çözümü yoksa, boynumu bu evlilik boyunduruğa koymam gerekecek.
Гэйл. Хомут на член. The Inevitable Hulk.
Seks hiçbir zaman Olimpiyatlarda olmayacak, Çin yüzünden.
- Надо надеть хомут.
- Takım kuşanmalı.
У меня тоже хомут!
Koşumu taktık!
Мне нужно то, что можно использовать как хомут.
Hadi, iyice bağlamak için bir şeye ihtiyacım olacak.
Наступает момент, когда система подводит тебя когда законы больше не действуют стягивая тебя словно хомут, позволяя преступнику уйти.
Öyle bir an gelir ki kurumlar seni yüzüstü bırakır kurallar artık silah değil, kötülere avantaj sağlayan prangalar olur.
Э-э, ваша Ruger 0,204 Эээ, то есть Винчестер 0,243-хомут, если вы ищете, чтобы пойти с более высоким калибра. Э-э...
Ruger.204'lüğü bir de Winchester.243 var yüksek kalibreli bir şey arıyorsanız tabii.
Из желания увидеть и снять хомут позора с ваших плеч.
Omuzlarından akıp giden bir utanç duygusu aşılama isteğiyle.
Я - лошадка, а ты - мой хомут.
Eğer ben gözsem, gözyaşı da sensin.
Ещё как, и это кольцо - как мини-хомут для твоего пальца.
Tabii ki, oradaki şey de parmağın için minik bir tasma sayılır.
Видишь, что получается, когда ты снимаешь с пальца мини-хомут?
Eğer o tasmayı parmağına takmazsan...
Развлекись напоследок, пока хомут на шею не повесил.
Boğa çayırlara dönmeden son bir boynuzlama.
Мужчины всегда хотят женщину, которая их понимает, а когда получают такую, они осознают, насколько это тяжелый хомут.
Erkekler hep kendilerini anlayacak bir kadın istediklerini düşünüyorlar, ama bir tane bulduklarında da, anlaşılmanın ne ağır bir yük olduğunu öğreniyorlar.
Освободи хомут.
Kıskaçla bağlantısını kes.
Когда покупатель увидел это, надел хомут на него и отдал обратно торговцу.
Yeni hayvan çevreye bir göz attı ve hemen ahırdaki en tembel, hırslı hayvanın yanını seçti. Sahibi onu gördü, boyunduruğunu taktı ve onu tüccara geri götürdü.
"Я видел, как даже самые свободные из вас носят свободу свою, как хомут и наручные цепи."
Hükümdar her ne kadar onları aşağılasa da aralarında en özgür olanlarını gördüm. Özgürlüklerini bir kelepçe gibi takanlarını.