Часок translate Turkish
206 parallel translation
- Я отлучусь на часок.
Bir saat sonra dönerim.
Может тормознем здесь, поспим часок-другой? Как ты?
Ne dersin, durup birkaç saat kestirelim mi?
Но если ты мне подаришь часок, Об этом деле на досуге мы
Bir boş vakit bulunca, seninle konuşalım biraz bunun üstüne.
Если вы хотите погостить ещё часок...
Burada bir saat geçirmek istersen...
Лили, как насчет того, чтобы часок поразвлечься в Кёрки?
Albuquerque'de bowling oynamaya ne dersin?
Лично я очень часто остаюсь на работе на лишний часок - другой.
Bana gelince ofiste kalıp sık sık bir iki saat daha çalışırım.
Ты можешь остаться ещё на часок? Осторожно...
Bir saat daha kalamaz mısın?
Я бы лучше порыбачил еще часок.
Bir saattir balık tutuyordum!
Когда у контроля находится свободньiй часок,.. они регистрируюттакие штуки, они их классифицируют,..
Kontrol mekanizması bir saat kala veya onun gibi birşey, bu tip şeyleri kodlar.
Вы правы. Ну можно хоть часок ещёпоспать
Elbette ama en azından bir saat daha dinlensek- -
Нет, правда, я мог бы приходить на часок-другой.
Bir iki saat sürer.
Час вашего времени... Всего часок... Наедине.
Diğerlerinden uzak seninle bir saat geçirmek.
- На часок-другой.
- Birkaç saatliğine.
Только час! Один часок!
- Bir saat daha kal.
Я верну её через часок.
Bir saat sonra gelsem, olur mu?
Ну, может, еще часок.
Pekala, belki bir saat daha izleyebilirim.
Часок, слышал?
Bir saat, duydun mu?
- Простите, вы не могли бы помолчать хотя бы часок, мне нужно работать.
- Biraz konuşmadan durabilir misiniz? - Sürdürmem gereken bir hayatım var.
Подождал бы ещё часок, а потом бы сменял на твою.
Ama seni görmedim.
Дадим ребятам поспать еще часок.
Bir saat daha uyusunlar.
Я живу через улицу. Я просто хочу часок побыть рядом с вами обнаженной... и притвориться, что этого никогда не было, и запомнить это навсегда.
Caddenin karşısında oturuyorum ve sadece bir saatliğine seninle çıplak olmak istiyorum ve sonra bu hiç yaşanmamış gibi davranıp sonsuza kadar hatırlamak istiyorum.
Знаешь, я бы специально выделил часок, уйти от шума и всего этого безумия.
Yerinde olsam bu telaş ve gürültüden bir saatte olsa uzak kalırdım.
Спасибо, что уделил нам часок своего времени.
Zamanınızdan bir saat ayırdığınız için teşekkürler.
Но сначала позволим ей посидеть там часок, чтобы она поняла, что это все по-настоящему.
Ama önce bir saat orada kalmasına izin verelim. Gidip onunla konuşacağım. Böylece bunun gerçek olduğunu anlar.
Через часок вернусь, ладно?
bir saate dönerim, tamam mı?
Пришли бы вы на часок пораньше.
Bir saat önce gelmiş olsaydınız...
Я мог бы урвать свободный часок.
Toplantılar arasında belki bir saat bir boşluk yaratabilirim.
- Я сказал, попробую вырваться на часок.
Bir saat için kaçabileceğimi söylediğimi sanıyordum.
Ќу ладно. — ейчас подремать часок - другой просто необходимо.
Tamam. Bence birimizin biraz uyumaya ihtiyacı var. Uyan artık!
Нет, я оставил бы её здесь еще на часок.
Hayır. Bence bir saat daha burada kalmalı.
Хотят провести в моем обществе часок-другой.
Grinch'le hoşça vakit geçirmek istiyorlar.
Как бы я хотела, чтобы эти ребята из Совета оставили меня с ней на часок наедине.
Keşke konseydekiler onunla odada bir saat baş başa kalmama izin verse.
- Ну Арти, часок еще.
Hadi ama Artie, bir saat daha.
Сходи хоть на часок? Попрощайся с Баком.
Neden bir saat sonra gelip Buck'a veda etmiyorsun?
Побыть хотя бы часок в 50 ярдах от передовой — это очень много для восстановления духа у солдата.
Bir saatliğine bile olsa, cepheden 50 metre geriye gitmek bir askerin kafasını çok rahatlatabilir.
Я могу и сам себя занять на часок.
Bir saat kendimi oyalarım.
Присмотри часок за Беном.
Ben'e bir saatliğine göz kulak olabilir misin?
Ты остаёшься с тётей Рэйчел на часок.
Seni bir saatliğine Rachel Teyze ile bırakacağım, olur mu?
Ты можешь заехать на часок попозже?
Yarım saat sonra desek?
"Не могли бы вы выкроить часок, пожалуйста?"
"Bir saat çalabilir misiniz, lütfen?"
Отключись, я часок посплю.
Sessiz konuş. Bir saat önce uyudum.
Приглядите за магазином. Часок.
1 saatliğine dükkana göz kulak ol.
Да, но только ещё где-то часок.
Bir saat daha çalışacağım.
На меня сейчас столько всего навалилось мне надо пойти к себе и часок поплакать.
Şu sıra her şey üstüme üstüme geliyor. Odama çekilip bir saat ağlamak istiyorum.
Может, ещё часок?
Belki bir saat daha.
Я ложусь обычно на часок после обеда.
Genelde öğleden sonra bir saat uyurum.
Я заеду к Труви на часок.
Truvy'den bir saate kadar dönerim.
Мэгги ложиться спать сейчас, а Барт и Лиза могут часок пободрствовать.
Maggie'yi hemen yatırmanız gerek.
- Повиси часок. Я сбегаю за "скорой".
Bir saat daha dayan!
- На часок, не больше. - Сегодня вечером...
Bu akşam...
- Еще часок.
Bana bir saat daha ver, olur mu? Tamam.