English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Ч ] / Читаю

Читаю translate Turkish

1,486 parallel translation
Нет-нет-нет. Давай так - я читаю твои, а ты - мои.
Ben seninkileri okuyayım, sen de benimkileri, tamam mı?
Читаю по ладони, не желаете?
El falını okumamı ister misin?
Никогда не читаю.
Hayır, ben hiç okumam.
Я читаю газету.
- Evet, gazete okuyorum.
Я пойду возьму огромный жирный кусок пиццы, чтобы было чего в рот пихать, пока я читаю USA Today.
Büyük kocaman bir pizza alacağım ki... böylece ABD'de Bugün okurken... suratımı kaplayacak bir şey olsun.
Простите, я не читаю не заказанные рукописи.
İstemeden verilen senaryoları okumam.
И ничто не может развеселить меня, мне скучно, то ли я читаю газету, то ли сбриваю баки у своего интерна, потому что на его номерах написано "врач вечеринок".
Kendimi eğlendirmek için ne yapsam da... Hala sıkılıyorum. İster gazete okumak olsun, isterse de plakasında "Parti Doktoru" yazan asistanın favorilerini kesmek olsun.
Он сидит рядом, когда я читаю.
Okurken yanımda duruyor.
- Не читаю книг в оранжевых обложках.
- Ders kitapları ile aram iyi değildir.
- Я читаю, Хэнк.
- Okuyorum, Hank.
Я всего лишь хотел попросить тебя заткнуть хлебало, пока я читаю газетку, так что все в выйгрыше.
Ben de gazetelerimi okurken, çeneni kapamanı isteyecektim böylece ikimiz de kazandık.
Я наверное ужастно читаю по губам, потому что они не могут говорить про кислый мяч, когда здесь больной ребенок.
Dudak okumam çok kötü olmalı, çünkü odada hasta bir çocuk varken acı şekerlerden bahsediyor olamazlar.
Я читаю газету.
Gazete okuyorum.
Я много читаю.
Çok okurum.
Я тебя читаю, как открытую книгу.
Seni bir kitap gibi okuyabiliyorum. Öyle mi?
- Нет, я себя виню, что прихожу домой после работы и читаю по 40 сценариев за ночь.
- Hayır, tüm gün çalıştıktan sonra, eve elinde 40 senaryoyla gelen kendimi suçluyorum.
Читаю карту Мр. Гуднера, но если хочешь, что бы я был более конкретен, я так же стою, дышу, думаю и сейчас... говорю, что мешает мне делать то, чем мне действительно надо заниматься.
Bay Goodner'ın dosyasını okuyorum, ama daha kesin olmamı istersen, ayakta duruyorum, nefes alıyorum, düşünüyorum ve şimdi de konuşuyorum, bu da asıl yapmakta olduğum şeyi yapmamı engelliyor.
Я не читаю текст, мне просто нравится, когда он бьет кого-нибудь!
Ben yazılanları okumuyorum. Sadece millete yumruk atışına bayılıyorum.
Я их регулярно читаю. Ничё такого не видел.
Ben okuyorum, hiç öyle bir şey görmedim şahsen.
Я читаю новости.
Haberleri okudum.
- Я читаю, ты говоришь, что делать. - Хорошо.
- Pekâlâ, sırayla okuyacağım ve sen de ne yapacağımı söyleyeceksin.
И если я правильно читаю Вашу карту, Вы пару раз пытались расстаться с жизнью. Вы от всего уходите.
Sen sevgilini bıraktın ve hastane çizelgeni yanlış okumadıysam fırsatını buldukça bir anlığına da olsa hayatını bırakıyorsun.
Это не вопрос, я просто читаю вслух.
Sana sormuyorum, sadece yüksek sesle okuyorum.
Не говорите Джоржан, что я читаю ее дневник это одно их самых успешных моих решений в жизни
Jordan'a günlüğünü okuduğumu söylememek şimdiye kadar verdiğim en iyi kararlardan bir tanesi.
Шти — второй язык! Читаю, пишу, говорю, а?
Ch " timi ikinci dilim!
Я всего лишь сказал, что читаю мысли, а ты начала копаться в себе.
Burada düşünce okuyabildiğimden bahsediyorum, sen ise bende bir sorun mu var, diyorsun.
Я читаю его мысли.
Düşüncelerini okudum.
Вот... я здесь читаю.
Şu bölümler... Şöyle devam ettim..
Навожу порядок, читаю... У меня есть маленькое радио с наушниками.
Etrafı temizliyorum kitap okuyorum hoparlörleri olan küçük bir radyom var.
Я её как раз читаю.
- Hiç gerekmez. Başucumda var zaten.
Я не читаю.
Ben okumam.
- Не читаю.
- Okumadım.
Но я не читаю.
Ama ben okumam.
Очевидно, что я читаю.
Doğal olarak okurum.
Я читаю о музыке, инструкции, новости, но я просто...
Müzik, el kitapçıkları, gazete başlıklarını ama...
Я читаю книгу, а Эми перебивает, пытаясь объяснить ему, что испытываешь во время секса, используя такие смешные метафоры чтобы описать, что женщина чувствует во время секса.
Ben kitabı okuyordum ve Amy araya girip duruyordu seksin nasıl hissettirdiğini ona tarif etmeye çalışıyordu Saçma sapan metaforlar kullanarak seksin bir kadına ne hissettirdiğinden bahsediyordu.
Это я - читаю Гинзберга.
Resimdeki benim, Ginsberg okurken.
Сестры, я читаю у него в уме...
Rahibeler, zihnini okuyorum.
Читаю сначала... здесь говорится, если Датч умрёт по естественной причине... будет сделана выплата.
Dutch doğal sebeplerle ölürse, hemen hemen hiç ödeme yapılmayacağını söylüyor.
Кларк, ты же знаешь, я по-криптонски не читаю.
Clark, Kryptonca okuyamadığımı biliyorsun.
Привет. Итак, я читаю это, и, я должен сказать, Мне становится не по себе.
Bunu okuyordum da, şunu söylemeliyim ki bu beni biraz aşacak gibi duruyor.
А этим утром я читаю эту.. эту ужасную статью о том, что..
Çünkü bana Ben'in öldürüldüğünü söylediniz. Sonra bu sabah, okuduğum şu korkunç yazı...
У меня мягкое одеяло и уютные подушки. Обычно я читаю главу из книги... И в 8 : 30 гашу свет.
Güzel bir yorganım ve bir sürü yastığım var, kitabımın bir bölümünü okurum ve ışıklar 8 : 30'da söner.
Ты же знаешь, что я не читаю тексты без фотографий звёздного целлюлита.
Bir ünlünün selülitinin fotoğrafı olmayan hiçbir şeyi okumadığımı biliyorsun.
Читаю интервью с Джимми Киммел, спасибо бабушке.
büyükannem sayesinde (! ), Jimmy Kimmel'ın röportajını okuyorum..
Я не читаю санитарные лекции.
Tıp fuarıyla işim olmaz.
Ты делаешь вид, что читаешь спортивную рубрику? Нет, я читаю.
- Burada oturup spor haberi okuyormuş gibi yapmayı mı tercih edersin?
Я никогда не читаю романы.
Hepsini Isabella'ya bırakıyorum.
- Я читаю.
- Kitap okuyorum.
Читаю книжку с картинками.
İşten sonra ne yapıyorsun? Resimli kitabımı okuyorum.
Читаю.
Okuyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]