Чудачка translate Turkish
52 parallel translation
Тони, ты чудачка, славная чудачка.
Toni sen kaçıksın. Ama tatlı bir kaçıksın.
- Я выгляжу как старая чудачка.
- Yaşlı birine benziyorum.
- А ты и есть старая чудачка.
- Sen zaten yaşlı birisin.
Не бойся, чудачка, я только задую одно деревце. Задую, как свечку на твоем торте.
Komik suratlım benim, şu ağacı söndürüp... doğumgünün için bir dilek tutacağım.
Это сразу было ясно. Она ж чудачка.
Ben olduğunu hiç düşünmemiştim zaten.
Проснись, чудачка.
Uyan, geri zekalı.
Проклятая чудачка совсем с катушек слетела
Gorram ona her türlü acayipliği bahşetmiş.
- Ты не думаешь, что я совсем чудачка? - Нет.
Benim tamamen kaçık olduğumu düşünmüyor musun?
Странная чудачка, чел.
Kaçık kız.
Ты такая чудачка.
Çok ödleksin.
"Ты меня уже достала, чудачка"
"Kapa çeneni, seni can sıkıcı manyak"
- Понятия не имею, но она еще та чудачка!
Tuhaf, değil mi? Şey gibi... - "Merhaba" gibi yani.
- Ты странная маленькая чудачка.
- Sen boğazlanacak küçük bir insansın.
Привет, Чудачка! Привет!
Deniz bacaklarını kaptanın masasına koy.
Боже, смотри куда прешь, чудачка.
Tanrım, nereye gittiğine bir bak, ucube.
- Чудачка?
- Salak mı?
Мне все равно, что говорит твоя сестра чудачка, я хорошо о тебе позабочусь.
Çatlak kardeşinin ne dediği umrumda değil, sana gerçekten iyi bakacağım.
Ты чудачка.
Çok korkunçsun.
Она чудачка!
Tam bir ucubedir!
Тебе не обязательно шептать, чудачка.
Fısıldamana gerek yok, kaçık.
Вот такая я чудачка.
Çok aptalım, değil mi?
Не думаю, что они придут в восторг от известия, что психованная чудачка вернулась в город.
Onların psikozlu manyağın şehre döndüğünü öğrendiklerine heyecanlanacaklarını sanmıyorum.
Вот она, наша сладкая чудачка!
- Tatlı küçük kaçığım mı gelmiş? - Peki.
Она, конечно, чудачка, но всë-таки твоя сестра.
Ne kadar tuhaf olsa da, sonuçta o senin kardeşin annenlerin de kızı.
Чудачка. Я бы не стала слишком переживать.
Ben olsam onun hakkında fazla telaş yapmazdım.
Как дела, чудачка?
N'abersin ucube?
Да, где наша маленькая чудачка? Ох...
Evet, küçük kaçığımız nerede?
Никакая ты не чудачка.
Ucube değilsin.
Нет, я... я просто чудачка,... что ставит людей в неловкое положение.
Hayır, ben... ben sadece bir kaçığım insanları rahatsız ediyorum.
Знаешь, ты действительно чудачка.
Biliyor musun, hakikaten bir kaçıksın.
- Но чудачка.
- Ama kaçık.
Эта чудачка?
Ucube mi?
Только когда ты прекратишь стучать по моей стене, чудачка.
Duvarıma vurmayı kesmediğin sürece olmaz, ucube.
Ух ты! А это что за чудачка?
Bu çok ürkütücü.
Нет, это чудачка, ищущая опеки.
Hayır, eğitim isteyen bir manyak.
Я скажу им, что последние три года ты был идеальным джентльменом и мыслителем, а я - просто психованная чудачка, которая, несмотря на то, что сама является единственной причиной, по которой мы вообще когда-либо дружили,
3 senedir beyefendiliğin kitabını yazdığını anlatırım. Öte yandan ben de deliliğin kitabını yazmışımdır. Ki bu deli olmasa bir kere bir tanecik bile arkadaşın olmazdı.
Ты долбаная чудачка, ты испугала долбаного уродливого мудака.
Sen ucubelerin ucubesisin, cıldırmış ucubelerin ucubesi yüzü.
Отличные планы, чудачка.
Güzel planlar, ucube.
Что делает эта чудачка?
Ucube ne yapıyor?
Ну, если даже чудачка его слышала, тогда...
Eh, ucube duyduysa, sanırım...
Ты серьезно думаешь, что чудачка знает, где Уилл?
Sence gerçekten ucube Will'in yerini biliyor mu?
Она не супергерой. Она чудачка.
O süper kahraman değil.
Ты спрашиваешь, ведёт ли себя эта чудачка странно?
Ucube tuhaf mı davranıyor diye mi soruyorsun?
- Серьёзно, кто эта чудачка?
- Gerçekten, kim o tuhaf?
Ты хотел сказать сторонница, ученица, зомби-чудачка?
Taraftarını, müridini, beyni yıkanmış ucubeni mi kast ettin?
Чудачка.
Tuhaf kız.
Ладно, чудачка.
Pekala ucube.
Я не бегаю, чудачка.
Ben koşamam psikopat.
Я чудачка.
Ben ucubeyim.
Пойду оденусь. Чудачка.
Üstümü giyeyim.
- Чудачка? Нет.
Hayır.