Чужая translate Turkish
174 parallel translation
Его рука чужая вырвет, сын мой Не унаследует.
Ben kral babası olamayacağıma göre tacı da asayı da alacaklar elimden.
Наташа тебе не чужая.
Natasha size hiç te yabancı değil.
Она - чужая жена.
O başka bir erkeğin karısı.
Во-первых, не говори, что она чужая.
Bir kere ona elin kızı deme.
И все-таки, чужая душа потемки.
Kimsenin düşüncesinden hala emin olamayız.
- Вы, должно быть, положили ее куда-то. Все-таки чужая квартира.
- Kaybetmiş olmalıyım.
Эта страна чужая, эта!
Bu yabancı bir ülke, bu ilk!
Он не может арестовать вас. Чужая страна.
Sizi burada tutuklayamaz.
Чужая жизнь в твоей власти! - Да!
- Nişangahında bir insanın hayatı!
Если бы это была чужая свадьба.
Başkasının düğünü olsaydı...
Ты не чужая, крошка.
Sen yabancı değilsin.
Чужая форма жизни.
Yabancı bir hayat formu.
Индия - чужая страна для меня.
Hindistan bana yabancı.
Она здесь чужая.
O bizden biri değil.
Меня не понимают те, среди которых я выросла и живу, и такая же я чужая для тех, которые тогда собрались в вашем доме.
Artık birlikte yaşadığım insanlarla konuşamam. Evindekiler gibileriyle de konuşmamam.
Тебя не беспокоит то, что я чужая жена?
Başka bir adamın karısı olmam senin için önemli değil mi?
Для меня чужая добыча священна, я её никогда не возьму.
Dokunmayacağım. Başkalarının tuzağı kutsaldır.
Иногда на меня попадает чужая кровь.
Başkalarının kanı üzerime sıçrar.
Твои холодные глаза и чужая улыбка убили его.
Donuk gözlerin ve soğuk gülüşün onu soldurdu.
Я имею ввиду, это не чья-то чужая вина.
Demek istediğim, bu bir başkasının hatası değil.
Они обе плакали и жаловались. Мама сказала, что Цзинь-Фэн вела себя, как чужая дочь.
Annem, Jin-Feng'in, kendisine, gereken saygıyı göstermediğini söyledi.
Еще одна чужая вещь, которую можно разбить.
Sana ait olmadığı için kıracağın başka bir şey mi?
Не беспокойтесь, в основном, эта была чужая кровь.
Endişelenme. Kan çoğunlukla başkasınındı.
- Когда она чужая - да.
Başkalarının acısı olduğu sürece öyle.
Чужая потеря стала моей шоколадной прелестюлей!
Başkasının kaybı, benim çikolata keyfim.
Вы хотите сказать, что чужая ДНК изменила ДНК Тил'ка в образце крови?
Yani demek istediğiniz, yabancı DNA Teal'c'in DNA'sından mı oluştu?
- Это же чужая тачка.
- Mühim bir malzeme taşıyoruz.
Как говаривал деда Вилли "Если туфля не по ноге, это чужая туфля".
Büyükbaba Willie'nin sürekli söylediği gibi : "Eğer bir ayakkabı ayağına uygun değilse, o zaman o senin ayakkabın değildir."
И не будь здесь как чужая.
Bize kendini yabancılaştırma.
И хотя это чужой дом и чужая бабушка, у меня все еще ощущение гнезда.
Başkasının evi, başkasının büyükannesi olsa bile, yine de kendimi güvende hissediyorum.
И при этом его дела в школе ужасны, у него вечно неприятности, а когда я пытаюсь поговорить с ним, он отдаляется, будто я чужая.
Ama yine de okulda başarısız. Başı sürekli dertte. Konuşmaya çalıştığımda, bana yabancıymışım gibi davranıyor.
Зря вы здесь появились. Это чужая территория.
Bir daha burada iş yapmasın.
Мама, она же нам не чужая.
O yabancı değil ki.
Просто это чья-то чужая жизнь.
Sanki başkasının hayatı.
Очень трудно вынести, когда кто-то другой внезапно... Когда чья-то чужая красота вдруг вторгается в твою жизнь.
Çok zor şey, bir başkasının tesadüfen geri dönmesi bir başkasının güzelliği bir anda hayatınızı mahvediyor.
Как будто это чужая жизнь.
Sanki başka birinin hayatı gibi.
Ты сказал это сам, это чужая планета.
Kendin söyledin, bu yabancı bir gezegen.
Это чужая война.
Bu başkalarının savaşı, sevgili Luka.
Они накинулись на меня, будто я - чужая.
Sanki yabancıymışım gibi bana düşman oldular.
Тут чужая страна, Я не понимаю их языка.
Yabancı bir ülke. Dilini konuşamam.
А еще он думает, что чужая еда всегда выглядит лучше, чем его.
Ayrıca bir başkasının yemeğinin kendininkinden daha lezzetli göründüğünü düşünürdü.
Мне кажется, что это чужая жизнь. Не моя.
Sanki benim değil de başkasının hayatıymış gibi.
Хотел узнать, что чувствует человек, на совести которого чужая жизнь.
Bir insanın, vicdanında ne kadar değerli olduğunu merak etmiştim. Bu kadar.
Она чужая!
Benim değil o.
Потому что она была чужая жена.
Çünkü o, başka bir adamın karısıydı.
- Ничего, но она здесь чужая!
- Ne yapacak, azizenin teki zaten!
Сандалька чужая!
0nun değilmiş.
Я видела, что чужая машина стоит раз в неделю в её гараже.
Bir de yabancı bir arabanın haftada en az bir kere garajına park ettiğini söyleyebilirim.
Чуствую себя, как чужая.
Yabancı değilim.
Но это же чужая власть!
Ama bu yabancıların yönetmesi demek.
То немногое, что они знали, это то, что машина чужая.
Muhabir olan benim.