Шоппинг translate Turkish
141 parallel translation
А теперь шоппинг.
Haydi alış verişe çıkalım.
Шоппинг.
Alış-veriş yaparken.
Мы могли бы лечь попозже, купить газету вместе позавтракать и провести утро вдвоем хорошо прогуляться, возможно сделали бы небольшой шоппинг...
Geç saate kadar uyuyabilir, gazeteyi alırız kahvaltı yapar, sabahı beraber geçiririz uzun bir yürüyüşe çıkarız, belki biraz alışveriş yaparız...
Секс, шоппинг.
Seks, alış veriş.
O, просто пара девушек в городе, шоппинг и болтовня.
Birkaç kız dışarı çıktık. Alışveriş, gevezelik falan.
- Небольшой рождественский шоппинг?
- Noel alisverisi mi yapiyorsun?
Ну так шоппинг помог тебе хоть немного?
Alışveriş Ross konusunda neşeni yerine getirdi mi?
Через полчаса Саманта побежала на работу... а я пошла проверять теорию о том, что... шоппинг помогает раскрыть женщине творческий потенциал.
Kısa süre sonra, Samantha ofise doğru yollanmıştı. Ben de geliştirdiğim şu alışveriş yapmanın yaratıcı bilinç altını çalıştırdığına dair teoriyi araştırmaya karar verdim.
Шоппинг быстро превратился в игру в прятки.
Alışveriş bir süre sonra saklambaca dönüştü.
Праздничный шоппинг-марафон уже начался.
Tatil alışverişi sezonu az önce başladı.
Вот сюда мы пойдем. Будет клевый шоппинг в этой столице!
Başkentte akıllı alışveriş.
Привет, ну как прошел "детский" шоппинг?
Oh, bebek alışverişi nasıl geçti? Oh, harikaydı!
Весь этот шоппинг утомил меня.
Tüm bu alışveriş beni yordu.
У меня уже нет денег на приличный шоппинг. Я должна привыкнуть к тому, что теперь буду дерьмово выглядеть
İndirimli yerlerden alışveriş yapıyorum.Pislik gibi görünmeye alışmalıyım.
Я тут подумала... может мороженое, шоппинг, массаж лица.
Belki biraz dondurma yer....... iç çamaşırı bakar, yüz bakımı yaptırırız.
Знаешь, почему люди так любят шоппинг? Нет.
- İnsanlar neden alışverişe çıkar biliyor musun?
Шоппинг даёт им то, чего они недополучили. Заряжает их энергией.
Eksiklerini alışveriş yaparak tatmin etmeye çalışırlar.
Я люблю шоппинг. Спи.
- Alışverişe bayılırım.
- Сладкий, сладкий шоппинг
- Alışverişe bayılıyorum.
Он ходил с ней на распродажи, при том, что ненавидел шоппинг.
Nefret ettiği halde onunla alış-verişe gitti.
Шоппинг.
Alışveriş.
Эй, если тебе одиноко, поговори с посетителями. Ой! Не могу поверить, что ты считаешь шоппинг более болезненным, чем это!
Alışveriş yapmanın bundan daha acı verici olduğunu düşündüğüne inanamıyorum.
Я ударилась в шоппинг из-за одиночества и скуки... по той же причине я завела роман на стороне.
Alışveriş yapıyordum çünkü yalnızdım ve sıkılıyordum. - Kaçamak yapmamla aynı sebep.
Я не люблю шоппинг.
Ben alışveriş yapmam.
Сперва у нас должен быть нежный, эмоциональный секс, потом объятия, - а уже потом шоппинг. - Хмм.
Ama önce, duyarlı, duygusal seks yapıp, birbirimize sarılıp, sonra ayakkabı alışverişi yapmalıyız.
Добро пожаловать в "Шоппинг с Бобби"!
"Bobby ile Alışveriş'e" Hoş Geldiniz!
Она именно тот, в поисках кого мы находимся. зажиточная, образованная, с кучей времени на шоппинг.
O gerçekten hali vakti yerinde eğitimli ve alışveriş için zamanı olan birisi.
Моя мама взяла меня на шоппинг на прошлой неделе.
Annem geçen hafta beni alisverise götürdü.
Она хочет взять меня на шоппинг.
Beni alışverişe götürmek istiyor.
О, шоппинг.
Demek alışveriş.
Знаешь, я вдохновлена на... шоппинг в GAP.
GAP'te alışveriş yapmak için hep bir arzum olmuştur.
Все, что ты делала... шоппинг со мной, перелет Джейсона сюда, все это было для того, чтобы подставить меня и сорвать мой праздник?
Jason'ı buraya getirmen, bunların hepsi. Benim doğum günümü rezil etmek için mi planladın?
Можешь сводить меня на шоппинг после обеда, если хочешь.
İstersen öğleden sonra beni alışverişe götürebilirsin.
Ты же ненавидишь шоппинг.
Alışveriş yapmaktan nefret edersin.
Шоппинг полезен для здоровья.
Alışveriş sağlıklıdır.
Я никогда не потрачу столько денег на одежду. - Ты обещал, что возьмешь меня на шоппинг.
Alışverişe çıkaracağına söz vermiştin.
Это было весело, шоппинг... примерка одежды... покупка мелочей.
Çok eğlenceliydi, alış veriş yapmak elbiseleri denemek almak.
Он любит шоппинг Но ему нельзя на Ли Роуд. Потому что ему кажется, что за ним следят.
Alışveriş yapmayı seviyor ama Lee Sokağı'na gidemez çünkü onu orada beklediklerini düşünüyor.
Я люблю шоппинг и моду.
Alışverişi ve modayı seviyorum sadece.
Шоппинг : это самое веселое, что ты можешь выдержать!
Alışveriş : Ayakta yapabileceğin en eğlenceli şey.
Как раз вовремя, мы наконец-то сможем устроить шоппинг! К тому же?
Alışveriş için harika bir zaman.
Шоппинг так утомляет.
Alışveriş yapmaktan yoruldum.
А затем еженедельный шоппинг...
Sonrasında haftalık alışveriş var...
А сейчас тебе нужен шоппинг.
Hayır. Şu anda alışverişe gitmelisin.
Мне нравится этот автомобильный шоппинг.
Araba alma işini sevdim.
Знаете, он обещал сводить меня на шоппинг в настоящий американский торговый центр.
Beni gerçek bir Amerikan alışveriş merkezinde alışverişe götürmeye söz verdiğini biliyor musunuz?
Когда он подрастет, я устрою ему самый лучший шоппинг на свете.
Büyüdüğü zaman onu olabilecek en büyük alışverişe götüreceğim.
Ты слышала о шоппинг-терапии?
Alışverişin tedavi edici etkisini duymadın mı?
Шоппинг в Пале Рояль,
Kraliyet sarayında alışveriş.
Я собираюсь в Вашингтон, устроить шоппинг на улице Кристофера, можешь съездить со мной, вместо того, чтобы идти в парк, и обслужить кому-то рот.
Eskiden Washington'a gider, Christopher Caddesi'nde alışveriş yapardım. Senin de o parka gitmek ve başkalarının işini görmek yerine yapabileceğin şeyler var.
Многие девушки любят шоппинг.
Bazı kızlar alışveriş yapmayı sever.