Щадит translate Turkish
26 parallel translation
За исключением тех случаев, когда, как мне кажется, он щадит меня.
Sadece bana karşı kibar olduğu durumlar hariç.
Как поэты скорбно пели... смерть не щадит молодых... кто со смеху умирает, кто в золоте купается, и тех, у кого ниже колен.
Ölürken masum gençler Para içinde yüzenler Ne de iyi giyinirler.
Время, оно никого не щадит.
Zaman hepimizi bir gün yakalayacak.
Этот город никого не щадит, а сейчас он стал особенно жестоким.
Bu şehirde bir zamanlar var olan merhametten eser kalmadı.
Смерть никого не щадит.
Ölüm kimseye cömert davranmaz.
Если ты смел, Твой... печален удел - Не щадит никого!
Böyle yaparak gücünü artırdığını sanıyor.
Ваш черный юмор ничего не щадит?
Hiçbir şey acımasız esprilerinizden kurtulamıyor mu?
Горячка страсти никого не щадит, ни молодого, ни старого.
Aşkın harareti. Kimse yedek parça değil, genç ya da yaşlı.
Горячка страсти никого не щадит, ни молодого, ни старого.
Aşkın harareti. Kimsenin canını bağışlamaz gencin ya da yaşlının.
Потому что красная смерть не щадит никого.
Çünkü kızıl ölüm kimseye kıyamaz.
Вся еда из креветочного грузовика Камеконы хорошо путешествует и всего 9.99 баксов за тарелку, щадит бумажник.
Kamekona'nın karavan karidesleri kolaylıkla taşınır ve tabağı sadece 9.99 dolara, cebinizi de yakmaz.
Но война не щадит картофилов.
Ama savaş, haranlarına sert davrandı.
Война не щадит детей.
Savaşta çocuklara merhamet göstermez.
Время вообще никого не щадит.
Zaman hepimize farklı davranıyor.
Время не щадит.
Hayat pek de nazik davranmadi.
Время никого не щадит.
Zaman nazik davranmadı.
Она никого не щадит.
Herkesi cezalandırır.
Хоть это и деревянный пол, французский дуб никого не щадит.
ahşap zeminler, hatta Fransız meşesi bile hiç bağışlayıcı değil.
Война не щадит никого. Никто...
Kumlar savaş süresince yön değiştirir.
Но время не щадит никого.
Ama zaman çoğu insan bir şeyler çalıyor.
Потому как если их король не щадит жизнь свою, они будут знать, насколько победа в этой битве важна.
Kralları hayatını feda etmeye hazırsa, kazanmanın çok önemli olduğunu anlarlar.
Ты говоришь, что живешь по моей милости, потому что это щадит твое самомнение.
Şahsi itibarından kaçındığın için benim insafımda olduğunu kendin söyledin.
Время не щадит.
Zaman yorar...
Время не щадит никого.
İnsanı zaman kadar ağır siken bir şey yok.
... зато не щадит ни женщин, ни детей.
Ama ne kadınları affediyor ne de çocukları.
Война никого не щадит.
Korkunç durum.