Щиплет translate Turkish
67 parallel translation
Наш сторож Мак - может, принц, а дядя Вилли щиплет девчонок.
Gece bekçisi Mac bir prens, Willie Amca ise eli uzunun teki.
- Он щиплет не сильнее других.
- Herşey gibi kokuyor.
Потом она снова чувствует, что кто-то ползет... и снова щиплет ее.
Sonra bir şeyin tekrar gezdiğini hissediyor ve onu tekrar ısırıyor.
Твой дым мне глаза щиплет.
Duman bana dokunuyor.
Щиплет?
Acıyor mu?
Но если голос говорит : "Иди сюда, я люблю тебя", а потом протягивается рука и щиплет тебя больно вот так, то... то любовь испорчена этой рукой, правда?
Ama eğer bir ses sana "Buraya gel, seni seviyorum." derse ve bir el uzanıp seni sert bir şekilde çimdiklerse, sevgi o el tarafından bozulmuştur, değil mi?
Оно щиплет и воняет.
Yakar ve kötü kokar.
Это невыносимо. Эта дрянь ужасно щиплет!
Daha fazla katlanamıyorum Julia.
- Щиплет?
- Biraz yanacak.
- Хоть немного тебя щиплет?
Dur! Dur!
Моё лицо щиплет и оно начинает деревенеть.
Cildim kaşınıyor ve geriliyor.
- Она щиплет язык.
İnsanın dilini ürpertiyor.
- Щиплет язык?
Dilini mi ürpertiyor?
- В таком случае, здорово щиплет.
- Çok acımaya başladı.
Да, прямо невозможно щиплет.
Feci acıyor. Başka bir şeyi düşünmeye çalış.
Больше щиплет, чем печет.
- Ateşten daha çok karıncalandırıyo gibi.
- Мне губы щиплет
- Kusura bakma, unuttum.
Все вы, наконец, почувствуете, как пот щиплет глаза.
En sonunda alın terinin göz yakan tatlılığını hissedeceksiniz...
Он щиплет нос.
Burun deliklerimi sızlatıyor.
Щиплет, но вылечит.
- Canını yakar ama yaranı iyileştirir.
Утром в спешке надела, а он такой гадкий, в боках так щиплет и бретельки ужасно врезаются.
Bu sabah hazırda bir tek bu vardı. Gerçekten berbatmış, sırtımı cimdikleyip duruyor. Askıları da omuzlarımı mahvetti.
Я помню, как жутко щиплет спирт!
Alkolün bir sürtük gibi canımı acıttığını hatırlıyorum.
Дайте ей воздуха! Щиплет?
Üzgünüm, bu biraz yakacak.
У меня глаза щиплет и кашель какой-то неприятный.
Gözlerim acıyor. Öksürüğüm de tuttu.
И щиплет лицо мороз,
Soğuk hava burnunuzu donduruyor.
Лично я чувствую, как кто-то щиплет меня слева.
Sol tarafımdan bir şey batıyor bana. Tek hissettiğim bu.
У меня от дыма в носу щиплет.
Duman da sinüslerime iyi gelmiyor.
О, аж глаза щиплет.
Gözlerim yanıyor.
Щиплет.
Yakıyor.
Да ещё и лимонный сок щиплет...
Üstüne de limon suyu değdi.
Это похоже на дерьмовый энергетический напиток, который щиплет твой язык.
Dilinde kurdeşen döktüren berbat bir enerji içeceği ismine benziyor.
Ай, щиплет!
Yanıyor!
Он щиплет, но это нормально.
Biraz acır ama bu normaldir.
Он щиплет, но это нормально.
Canın yanar ama bu normaldir.
Черт, глаза щиплет!
Lanet olasıca, gözlerimi yakıyor!
Съебись! Еще щиплет?
Siktir git! - Hâlâ acıyor mu?
Разумется, блядь, щиплет.
- Hem de nasıl acıyor.
Щиплет?
Acıtıyor mu?
.. Почему лицо щиплет?
Ahjussi, iyi misin?
Щиплет!
Baba, hadi yürüyelim.
Да, я знаю. У меня глаза щиплет. Есть такое.
Evet biliyorum, gözlerim yanmaya başladığında fark etmiştim bunu.
Щиплет.
Acıttı.
Что у тебя там щиплет?
Ne yaktı?
Ничего не щиплет.
Sıcak değil.
Моя кожа... ее щиплет.
Vücudum sızlıyor.
- Руку щиплет.
- Kolum uyuşuyor.
... хотя он щиплет меня за зад и постоянно задает вопрос, почему я одинока.
Bir yandan kıçımı mıncıklarken kendisine "amca" dememi isteyen... ve bütün bekar kızların nefret ettiği soruyu soran biri,
- Правда, немного щиплет.
Biraz acıyor gerçi. - Evet, öyle oluyor.
- Сара сказала, что она щиплет
- Sakal?
- Щиплет?
- Sara batıyormuş diyor.
Щиплет, щиплет!
Yaktı!