Я уйду translate Turkish
4,362 parallel translation
Можете делать все что захотите, когда я уйду, но не смейте следовать за мной или чинить мне препятствия.
Benden sonra dilediğinizi yapabilirsiniz, lâkin, önümüzdeki yıllarda ne beni takip edecek, ne de engel olacaksınız.
И если ты будешь тратить всё свое время пытаясь унизить меня делая эти занятия излишне сложными то я уйду
Bütün zamanını dersi gereksizce zorlaştırıp beni aşağılamaya çalışarak geçireceksen ben yokum.
Оставайся, я уйду.
Ben giderim.
Можно я уйду на пару часов в среду?
çarşamba günü birkaç saat izin almamın mahsuru var mı?
Только попробуй помешать этому браку, и я сама от тебя уйду, вот тогда будет настоящий скандал!
Bu evliliğe engel olacak tek bir şey yaparsan, seni terk ederim ve o çok değerli adın bir skandala karışır!
Я уйду в течение часа.
Bir saat içerisinde ayrılacağım.
- Кто сказал, что я уйду?
- Öyle yapacağımı nereden çıkardın?
Я уйду пораньше, чтобы попасть к окулисту.
Göz doktoru için erken çıkacağım.
Хочешь, я уйду...
Yalnız bırakmamı...
Я уйду.
Ben giderim.
Я уйду через задний выход.
- Arka kapıdan çıkarım...
Если ты не проявишь немного сострадания к парнишке, выросшему без каких-либо преимуществ, которые ты ежедневно принимал как должное, тогда я уйду отсюда, удивляясь тому, где я сплоховала как мать.
Eğer bu çocuğa biraz olsun insanlık gösteremiyorsan senin hayatın boyunca yararlandığın imkanlardan hiçbirine sahip olamadan büyüdüğünü anlayamıyorsan bir anne olarak nerede hata yaptığımı düşünüyorum.
Скажи, что я сошёл с ума, и я уйду. Сделаем вид, что этого разговора никогда не было.
Bu konuşmayı hiç yapmamışız gibi davranacağım.
Я уйду.
Gideceğim.
Я чувствую как ты хочешь, чтобы я исчез столбом пламени загоревшимся на другой стороне кровати, так что я уйду.
Gitmemi istediğini yatağın diğer tarafından bile hissedebiliyorum. İçin için yanan bir ateş gibisin.
Потому что я уйду на моих условиях.
Çünkü ben şartlar yüzünden dışarı çıkıyorum.
Но я теперь менеджер и, если я уйду из-за стойки, босс меня уволит.
Ama artık yöneticiyim ve eğer görev yerimi terk edersem patronum beni kovar.
Подожди пока я уйду.
Ben gidene kadar bekle.
И я уйду, прежде чем ты осмыслишь это предложение.
Senden çok iyi bir anne olur.
Но я говорю тебе, я зайду так далеко, ка могу чтобы относиться к этой... c-у-ч-к-е, как к Одри.
Ama sana söylüyorum, elimden geldiğince o k-a-l-t-a-ğ-a Audrey gibi davranacağım.
Я не уйду.
Gitmeyeceğim.
Если я сейчас уйду, вы умрете к моему возвращению.
Sizi bu halde bırakırsam ben dönene kadar ölmüş olursunuz.
Если у меня не выйдет связаться со штабом для координации, я самостоятельно перейду к Плану B.
Bu süreyi aşarsa, geç kalmış olacaktır. Dr. Woods, buyrun.
Если Джон не уходит, то и я не уйду.
Uyandıracağıma yemin ettim.
Я без него не уйду.
Bulana kadar hiçbir yere gitmiyorum.
Я не уйду, пока ты не поговоришь со мной!
Sen benimle konuşana kadar gitmiyorum!
Я пойду первым и скажу им, что оно почти у них, а тем временем, весь город покинет купол. Ты пойдешь последняя с яйцом.
İlk ben gideceğim ve "yumurta sizin" diyeceğim, bütün kasaba o kapıdan geçecek ve son olarak sen de yumurtayla çıkacaksın.
Без тебя я не уйду.
Sen olmadan buradan gitmiyorum.
- Я не уйду без тебя, папа.
- Sensiz bir yere gitmiyorum baba.
Я не уйду отсюда вместе с тобой.
Seninle bu kapıdan çıkıp gitmeyeceğim.
И я не уйду отсюда, пока не получу ответы, хоть от тебя, хоть от этой штуковины.
Ya senden ya da şu zımbırtıdan cevap alana kadar gitmiyorum.
Не уйдешь ты – уйду я.
- Sen gitmiyorsan, ben giderim.
- Нет, я не уйду!
- Hayır, gitmiyorum.
Но я поднимусь наверх и пожелаю тебе спокойной ночи перед тем, как уйду.
Fakat gitmeden önce yukarı gelip sana iyi geceler diyeceğim.
Можно, я пораньше с английского уйду?
Kusura bakmayın fakat Perşembe öğleden sonra İngilizce'den erken çıkabilir miyim?
Мне пришлось наклоняться над кучей коробок, которые я должен был промаркировать, прежде чем официально уйду из ФБР.
FBI'dan resmen emekli olmadan önce tüm kutuları tek tek etiketleyip saymakla uğraşıyordum.
Я не знаю, что с тобой случилось, не знаю, кто заморочил тебе голову, но с тобой что-то происходит, и я не уйду, пока не узнаю, что.
Sana ne olduğunu bilmiyordum aklını kim çeldi bilmiyorum ama bir şeyler oluyor ve bunu öğrenmeden gitmiyorum.
Тогда я никуда не уйду.
O zaman hiçbir yere gitmiyorum.
Я не уйду, пока мне не объяснят, как это мой муж умер посреди пустыни, решая физические уравнения.
Birileri kocamın çölün ortasında fizik problemleri çözerken nasıl öldüğünü açıklamadan hiçbir yere gitmiyorum.
Здесь гражданская часть посёлка, и я отсюда не уйду до тех пор, пока не покажете ордер от городских властей.
Burası kasabanın sivil tarafı. O yüzden, sivil belediye meclisinden gelen emri göstermediğiniz sürece buradayım.
Я не уйду.
Hiçbir yere gitmiyorum.
Если я найду его там, может, у меня получится его перехитрить.
Eğer orada onu bulabilirsem, bir ihtimal onu tuzağa düşürebilirim.
— Я не уйду.
- Çıkmayacağım.
Я никуда не уйду.
Hiçbir yere gitmeyeceğim.
Я никуда не уйду.
Hiçbir yere gitmiyorum.
И я никуда не уйду только потому, что ты так сказала!
Sırf bana öyle dedin diye gidecek değilim!
Думаете, что ваши угрозы пойти к судье заставят меня уйти до того, как я найду, что ищу? Можешь остаться.
İstediğim şeyi bulmadan önce beni bir hakimle tehdit etmeniz vazgeçirecek mi sanıyorsunuz?
У меня свидание, Харви. И если Говард, Миллер и Кляйн не грозятся уйти от нас, я пойду.
Bu gece bir randevum var, Harvey Howard, Miller, ya da Klein'ı kaybedeceğimizi düşünmüyorsan ben gidiyorum.
Я не уйду, пока не поговорю с ней
Onunla konuşmadan gitmeyeceğim.
Нет продолжаем загрузку. Если я сейчас уйду, мы все умрем. Я могу все это исправить.
Şimdi bırakırsam hepimiz ölürüz, hâlâ halledebilirim.
Полицейские уже ищут меня так что приготовься к развязке, потому что я не уйду без боя.
Polisler çoktan aramaya başlamıştır. Hayatının gösterisini izlemeye hazır ol. Çünkü kavga etmeden teslim olmayacağım.