English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Я ] / Ядовитый

Ядовитый translate Turkish

254 parallel translation
Моя первая идея : подсыпать ядовитый сумах в платье.
İlk düşüncem elbisedeki zehirli meşeydi.
Где можно купить ядовитый сумах, тот вид, от которого всё зудится?
Bir insan meşe zehrini nereden alabilir? Ve hangisi kızarıklık yapar?
Сумах ядовитый, вызывающий зуд.
Meşe zehri... Kızartıcı tür.
Ну, может быть, это ядовитый плющ.
Tabii, belki de yalnızca zehirli sarmaşıklardan olmuştur.
Это ядовитый плющ.
- Olmaz. Bu bir zehirli sarmaşık.
Она бы не стала цепляться за ядовитый плющ, если бы увидела его.
Bahse girerim Bayan Swallow zehirli sarmaşık gördüğünde onu tanırdı.
Да уж, ядовитый плющ сбежал бы, если б увидел ее.
Bahse girerim zehirli sarmaşık da onu gördüğünde kaçardı.
Мы только что изобрели совершенно удивительный, изумительный ядовитый газ.
Biraz önce dünyanın en harika gazını keşfettik ekselansları.
Я бы хотел, чтобы он использовал пулемет, динамит или ядовитый газ.
Keşke makineli tüfek, dinamit ve zehirli gaz kullanmış olsaydı.
Чего ты боишься? Я не ядовитый плющ.
Hastalık mı var bende?
Это, наверно, ядовитый плющ на пикнике, немного больно.
- Affet beni. O piknikte biraz zehirli sarmaşık toplamam gerekirdi, bu... birazcık acı verdi.
Вы знаете, что если выпустите какой угодно ядовитый... кал, люди в очередь выстроятся и будут платить за просмотр!
Bombok bir is de ortaya koysaniz insanlarin kuyruga girip izlemek için para verecegini biliyorsunuz.
Папа, а ты когда-нибудь брал ядовитый гриб?
Hiç zehirli mantar topladın mı?
Самый ядовитый.
En zehirlisi.
Что мы вдыхаем ядовитый воздух но что ты превратишь его в бальзам.
Zehirli hava soluduğumuzu, ama senin, zehiri rayihaya çevireceğini söylüyor.
- Ядовитый газ.
- Zehirli gaz.
Земля должна была пройти сквозь этот ядовитый хвост.
Ve Dünya bu zehirli kuyruğun içinden geçecekti.
А это - ее ядовитый глашатай.
Bu da onun zehirli sözcüsü!
А это - ее ядовитый глашатай.
Bu da onun zehirli sözcüsü.
Там ведь есть ядовитый пончик правда Смитерс?
Zehirli olan bir tane var değil mi, Smithers?
Здесь растет ядовитый плющ, много комаров, но мне тут нравится.
Biraz zehirli sarmaşıklar ve aşırı derecede sivrisinek var ama yine de seviyorum.
Ядовитый плющ. очень неприятный случай.
Zehirli sarmaşık. Oldukça kötü.
Помнишь, когда Салли привела сюда своего, а тот притащил ядовитый сумах.
Sally'nin, zehirli sumaklı çocuğunu buraya getirdiğini unuttun mu?
Плющ ядовитый Плющ.
Adım Sarmaşık Zehirli Sarmaşık.
Ядовитый Плющ.
Zehirli Sarmaşık.
Ядовитый Плющ... зачем ей помогать Фризу?
Neden Zehirli Sarmaşık Freeze'e yardım etsin ki?
- Ядовитый поцелуй?
- Zehirli öpücük ha?
Этот парень может даже ядовитый плющ заставить нервничать.
Kılını bile kıpırdatmadan karşısındakini küplere bindirir.
В тот день Эдди угодил в ядовитый плющ.
O gün Eddie zehirli sarmaşıklara dolanmıştı.
Блядь, кругом ядовитый плющ.
Lanet olası zehirli sarmaşık!
Неуравновешенная смесь может создать ядовитый газ.
Dengesiz bir karışım zehirli gaz üretebilir.
- Смешно, потому что он ядовитый.
- Komikti çünkü aslında zehirliydi.
Ядовитый плющ?
Zehirli sarmaşık mı?
Ядовитый снаряд. Стоять.
Toksik silah kullanıyorlar!
В радиусе трёх километров людей накрыл ядовитый дым.
Kaza yerinin 3 kilometrelik yarıçapındakiler zararlı dumanlar içinde kaldı.
Вы полагаете, что у нас здесь смертельно ядовитый иностранный вектор?
Tehlikeli bir yabancı taşıyıcı mı... olduğunu söylüyor sunuz?
По радио сказали, у них есть ядовитый газ.
Zehirli gazları olduğunu söylediler.
Может быть это какой ядовитый паук.
Bir seferinde onunla iletişim kurmak istedim, dürüst olmak gerekirse başaramadım, çok isteksizdi.
Бод думает, что Тик, должно быть, работал облизывателем конвертов, но ему не повезло, и он лизнул ядовитый конверт.
Pod'a göre Tick zarf kapatma işi falan yapıyordu herhalde ama kör talih sillesini vurmuş ve zehirli bir yapıştırıcıya denk gelmişti.
Он вроде как ядовитый.
Isırığı zehirlidir.
Это ядовитый дуб.
Zehirli sumak kapmışım. *
"Ядовитый змей машет хвостом."
Savulun!
Как ученый, он знал о многофункциональности, многих формах фосфора, которые все ядовиты.
Bilim adamı olduğundan fosforun kullanım şekillerini ve zehir ürettiğini biliyordu.
Насколько я могу судить, местные растения ядовиты.
Anladığım kadarıyla gezegendeki bitkiler de zehirli.
Они разве не ядовиты?
Bu zehirli değil mi?
Эта штуковина на моей руке утверждает, что они не ядовиты.
Bilekliğime göre bu şey zehirli değilmiş.
Египетские гадюки очень ядовиты.
Mısır yılanları oldukça zehirlidir.
Только они ядовиты
Zehirli olmalarını saymazsak.
... ядовитый газ
Karım.
- Да, ядовитый газ.
- Tanrım!
По-настоящему они ядовиты, когда напоены чужой кровью. Подумайте, убить Адама можно и без пистолета.
Sigara sadece kan dökmeyle sonuçlanırsa zehirli olur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]