009 translate English
100 parallel translation
Evimiz... 009, bu hızla...
Our house. 009, at this rate...
009, Minnesota için,
009, for back in Minnesota, I'd like to apologize.
Seni temin ederim ki 009 önemsiz bir cyborg değil.
I can assure you 009 is no mere cyborg. Oh?
009, o Kutsal'ın peşinden git.
009, go after that Blessed.
İyi şanslar. 009 YANIT YOK
[Françoise] Good luck.
Hoş geldin, 009.
Welcome, 009.
009. Joe Shimamura.
[lenses whir] 009, Joe Shimamura.
Dikkat et 009.
Watch your back, 009.
009!
009.
004 ve 009'a yaklaşmasına izin veremem!
I can't let him get anywhere near 004 and 009.
009, kara kara düşünmeye vakit yok.
[Gilmore] 009, there's no time for brooding.
Dinle 009, o cihazdan gelen oksijen... Görünüşe göre merkez modüle gönderiliyor.
Listen, 009, the O-2 from that device, looks like it's being sent to the central module.
O ses 009'a ait, değil mi?
[Blessed] That voice belongs to 009, right?
009! Hava kilidine git!
[Françoise] 009, get to the airlock.
Biz 009'un yerini bulduğumuza inanıyoruz.
We think we've pinpointed 009's location.
Dürüst ol ve kalbini takip et 009.
Be true. Follow your heart, 009.
Ve eğer... 009.
And if so... [gasps] 009, his power can't be explained simply because he's equipped with an Accelerator.
Demek ki, 009'un hızlandırıcısı insanlığın kurtuluş yolu olabilir.
[thinking] So, 009's Accelerator could be the key to saving humanity after all.
009, bu bir yer çekimi akımı!
009, it's a gravity wave.
004, 009, sizler de keskin nişancılarsınız.
004, 009, you are snipers.
Sana borcumuz var, 009.
[G.B.] Seems we owe you, 009.
Bir başka deyişle, 009 ve 002, bir sürü şok dalgasıyla, düşmanın etrafında küçük, kapalı bir sistem yaratıp, bu kısıtlamanın yerine getirilmesini sağlayarak, saldırıyı durdurdu.
In other words, 009 and 002 blocked the attack with a series of shock waves, creating a small, closed system around the enemy, forcing that limitation to take place.
Belki değil, ama... 009, neden uzaya gidiyorsun?
Maybe not, but... 009, why are you going into space?
Senden bahsediyordum, 009.
I was referring to you, 009.
Ne oluyor?
009! [Heinrich] What the hell?
Bilincini 009'unkiyle eşlemiş olabilir.
[Ivan] She might be linking her consciousness with 009.
Anlaşılan, İmparator düşünce hızıyla onun hamlelerini tahmin ediyor.
It seems the Emperor is predicting 009's moves by eclipsing him in speed of thought.
Yapabileceğimiz tek şey, 009'a inanmak ve savaşmaya devam etmek.
The only thing we can do to assist is put our faith in 009 and keep fighting.
009'un hızlandığı zaman gördüğü şeydi o.
[Ivan] That is what 009 see s while he's accelerating.
Bu 009'un hızlandığı zaman gördüğü şey miydi?
Is that 009's view when he accelerates?
Gücünü benim ve 009'un üzerinde kullandın.
You used your power on me and 009.
Sen de fark etmiş olmalısın. 009'un hızının öncekinden çok daha yüksek olduğu gerçeğini.
[Ivan] You must sense it, too, the fact that 009's acceleration is faster than before.
Hızlandırıcısını her kullandığında, 009 o görüntüyü tek başına görüyor.
Every time 009 uses his Accelerator, he sees that view all alone.
Ama 009 hızlanma gücünü kullanarak senden çok daha uzun süre yaşadı ve her zaman başkalarının ihtiyaçlarına karşılık verdi.
009 has lived many times longer than you and has always accepted the needs of others.
009. Işık hızını aşmayı başarsan bile yine de kolaylıkla değiştiremeyeceğin şeyler vardır.
009, even if you manage to exceed the speed of light, there are some things that happen that you simply cannot change.
Yoldaşlarını bırakıp kaçtın mı, 009?
Did you abandon your comrades and escape, 009?
Hala 009'un varlığını hissedebiliyorum.
I can still sense 009's presence.
1 Milyon Florin, 27 009 Numaralı bilete çıktı.
NO. 27009 WINS 1 MILLION FLORINS
16.009!
16,009!
Nisan için, 4.025.009,00 dolar.
For April, in dollars, 4 025 009.
4.025.009 mu?
4 025 009?
- 6481'den, llyushin 009'a.
- 6481 to Ilyushin 009.
009'un yerine geçeceksin.
You'll be replacing 009.
009 öldüğünde Octopussy Sirki'nin Batı Berlin'de olduğunu teyit ettik.
We verified the Octopussy Circus was in East Berlin when we lost 009.
Ve bu da 009 için.
And that's for 009.
009, 10 : 45'de gidiyor.
Flight 009 at 10.45 am.
009'a bir kişilik yer ayırın, lütfen.
Reserve 009 then one seat, first class.
- 009.
- 009.
009, yeter bu kadar.
[groaning] 009, that's enough.
009.
[Catalina exhales ] [ telepathically] 009...
009!
004!