English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ 3 ] / 30 dakika

30 dakika translate English

2,262 parallel translation
Marty Deeks, 30 dakika evvel öldü.
Marty Deeks died 30 minutes ago.
Dur sana 30 dakika vereyim de öğlen yemek alırsın.
Let me give you 30 minutes so you can have a decent lunch.
Ama 30 dakika içinde gidiyoruz.
But we're leaving here in 30 minutes.
Patlamadan 30 dakika önce güvenlik kartını Julia'nın binasına girmek için kullanmışsın.
We checked. You used your key card to enter Julia's building 30 minutes before the explosion.
Perde 30 dakika sonra açılacak. Yani o yüzden tiyatro şuan açık.
Curtain is in 30 minutes, so the house is open.
Dostum, bugün öğle yemeğinde Domingo 30 dakika falan gecikti.
Dude, so today at lunch Domingo runs in, like, 30 minutes late.
Bu e-postayı alan kitle iletişim şirketleri, içeriği değiştirmeyin ve... 30 dakika içinde şirketinize ait internet sitesinin ana sayfasına yerleştirin.
To the mass communication companies which received this mail, do not change the contents, In 30 minutes, put these up in the top page of your own company's website.
Birkaç yıl önce Shaw'ın Pygmalion oyunu izledik ve 30 dakika daha kısa olabilirdi.
We saw Shaw's Pygmalion a few years back, and it felt about 30 minutes too long.
Yaklaşık 30 dakika önce.
About 30 minutes ago.
İki 30 dakikadan, 1 saat, artı ara, tren istasyonuna 15 dakika kalır.Mükemmel, yetişeceğim.
Two 30 is an hour plus plus the break, plus 15 minutes to the train station. Very well, I will succeed.
- Size 30 dakika kazandırır.
Save you almost 30 minutes.
Pekâlâ, 30 dakika diyelim öyleyse.
All right, well, I'll give you 30. Agh! OK?
Kavga ederdik yaklaşık 30 dakika sonra, kapımı çalardı. "Selam, bir sandviç ister misin?"
We'd get in a huge argument, and then, like, 30 minutes later, he'd knock on my door and be like, "Hey, you want a sandwich?"
30 dakika içinde geri dön.
Be back in 30 minutes.
30 dakika vaktin var.
Good morning, Danny. Come on, you've got 30 minutes.
30 dakika kadar.
30 minutes or so.
Yaklaşık 30 dakika önce.
About, uh, 30 minutes ago.
30 dakika.
30 minutes.
Evet efendim, 30 dakika önce başladım.
Uh, yes, sir, about 30 minutes ago.
Bak, keşke böyle olmak zorunda olmasaydım, ama ben kabus gibiyim ve 30 dakika içerisinde dizimi getirmezsen, sahneye çıkmayacağım. Kusura bakma, Larry.
Look, I wish it didn't have to be this way, but I'm a nightmare, and if you don't get it to me in 30 minutes, I'm not going on, so... sorry, Larry.
Ama onumuzdeki 30 dakika icin de guclu olmani istiyorum, sonra hepsi bitecek. Tamam mi?
But I need you to stay strong for the next 30 minutes and it'll all be over, OK?
30 dakika diyebilirim.
I'd say in about 30 minutes.
Alfredo'ile konuştum fazladan bir 30 dakika masayı bekletecekler.
I spoke with Alfredo's and they said they may be able to hold our table for an extra half an hour.
Onu görünce söyle 30 dakika daha bekler giderim
If you see him, tell him I'll wait another thirty minutes... and that's it... I got to go.
Şimdi sana 30 dakika dayanacak kadar lidokain veriyorum.
Now we've given you enough Lidocaine to last 30 minutes.
Hapla. - Bizden 30 dakika sonra öleceksin.
You're still only 30 minutes after our death.
30 dakika beyler bayanlar, 30 dakika kaldı.
Thirty minutes, ladies and gentlemen, 30 minutes.
Herkesin stüdyoda olması gerekiyor. 30 dakika sonra canlı yayındayız!
Everyone needs to get to the studio, we're live in 30 minutes.
Tüm aramalar katil, mekanda görünmeden önceki 30 dakika içerisinde yapılmış.
Every call was made within 30 minutes of our killer being at the crime scene.
Size kısacık 30 dakika veriyorum.
I'll walk you through it in 30 short minutes.
- 30 dakika.
- 30 minutes.
30 dakika kadar.
Around 30 minutes.
30 dakika sonra bu adam geliyor.
30 minutes later... This man arrives.
- Çocuklar, önümüzdeki 30 dakika boyunca ben Sting'in yeğeniyim.
Boys, for the next 30 minutes I am Sting's nephew.
Çığ düştükten 30 dakika kadar sonra cansız bedenlerini buldular.
was found, it has been buried in the snow 30 minutes of
Muhtemelen 30 dakika içinde New York'tayız.
We can probably be in New York in 30 minutes.
30 dakika içinde orada olacağım.
I'll be there in 30 minutes.
Tahmini varış zamanı 30 dakika.
E.T.A.'s about 30 minutes.
Yirmi dakikaya bir randevum var. Otuz dakika geçti bile.
I have an appointment in 20 minutes that's 30 minutes away.
3 dakika 30 saniye kaldı.
Three minutes, 30 seconds.
2 dakika 30 saniye kaldı.
Two minutes, 30 seconds remaining.
- Bir dakika 30 saniye kaldı.
Boss!
30 dakika kadar önce.
Thanks.
30 en fazla, 45 dakika.
Half an hour, 45 minutes, tops.
Onu götürecek araç 30 dakika içinde gelecek.
Transpo will be here for him in 30 minutes.
Çıkış için iki dakika ekliyoruz hâlâ 30 saniye zamanımız kalıyor.
We add two minutes for evac, we still have a 30-second cushion.
Bize 30 dakika içinde hava desteği lazım.
- We need to be airborne in 30.
30-40 dakika içinde orada olmalıyız. - 50-60 km yolumuz kaldı.
We have 30 - 40 minutes to arrive there.
23 dakika, 30 saniye geciktin.
23 minutes, 30 seconds late.
Bir dakika 30 saniye kaldı.
One minute and thirty seconds left.
30, belki 40 dakika önce.
30, m-maybe 40 minutes ago.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]