English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Abbe

Abbe translate English

63 parallel translation
Trende her zaman annem, rahip ve o kafa kafayaydılar ve biz geldiğimiz zaman, " Shh.
On the train, whenever he and the abbe and Mama had their heads together and one of us came, they'd say, "Shh. The children."
Büyükbaba Sebastiani geldiğinde o ve rahip
Ever since Father Sebastiani came, he and the abbe.
Bu sabah günah çıkarmaya gittiğimde rahip söyledi...
This morning when I went to confession, the abbe said...
Ama peder korkman gerektiğini kastetmedi canım.
But the abbe didn't mean to frighten you, darling.
Gelmesini istedim ama büyükbabanız ve pederle Paris'te kalmayı tercih etti.
I asked her to come but she preferred to remain in Paris with your grandfather and the abbe.
Tanrı aşkına, bize şu an Abbe'i anlatmayın.
For God's sake, don't speak to us about Abbés now.
Ama Abbe'nin onlara göz kulak olacağını biliyorum.
But I know the Abbé will take care of them.
Bu rahip ilginç bir adam ama olayları yanlış değerlendiriyor.
This abbe is an interesting man, but he sees it in the wrong light.
- Ben başrahip Faria, İtalya'da doğdum
I am the Abbe Faria. Born in italy.
- Rahip Faria, dinle - Senin tünel lağım dışındaki yöne gidiyor
Abbe Faria, listen, your tunnel runs in the same direction as the outer gallery.
Şimdi, şu basamaklarda, o sevgili İspanyol can, şu yorgun Abbe Lane * drag rolünün bütün hakkını veriyor, ve bu dünyada yapayalnız.
Now, on those steps, that dear little Spanish soul, working that tired Abbe Lane drag for all it's worth is all alone in this world.
Abbe de Damas, bana sık sık bir kaçağa yardım için hayatınızı nasıl tehlikeye attığınızı ve zavallı bir prense iyi bir öğüt verdiğinizi anlatırdı.
Abbé de Damas often told me of how you risked your life to help a fugitive and of the good advice you gave an unfortunate prince.
Ben Abbe Faria. 11 yıldır Chateau d'lffteyim.
I am Abbe Faria. I have been a prisoner in Chateau d'If for 11 years.
Abbe, kaç!
Abbe, run!
Sanırım flep yapabiliriz.
I Imagine we'd do an abbe flap.
Abbé Samson'ın altında evde kalıyorlar o çok eğitimli bir adam.
They stay at home, under the Abbé Samson a very educated man.
Tımarhanede tek bir tür kuş olur.
There's but one kind of bird in a madhouse, abbé.
Evet.
Yes, abbé?
Biraz şarap ister misin papaz?
Care for a splash of wine, abbé?
Lütfen.
Abbé, please.
Söylesenize, neden o sizin yanınızda kalıyor? Neden hapiste değil?
Tell me, abbé, why is he in your care and not a proper prison?
Nedir konu?
What is it, abbé?
O senin görevin papaz. Benimkisi değil.
I'd have thought that was your duty, abbé.
Garip arkadaşlarınız var papaz.
You keep strange company, abbé.
Papaz de Coulmier, seni kereta.
Abbé de Coulmier, you rascal!
Kahrol papaz!
Goddamn you, abbé!
Her şeyi alıyoruz.
Clearing everything, abbé.
Ayaklarımızın altından kan nehirleri akıyor papaz.
The rivers of blood are flowing beneath our feet, abbé.
- Papaz hayır.
- Abbé, no!
Kendini kurban edeceksen bunu Tanrı adına yap. Bir hizmetçi için değil.
If you're going to martyr yourself, abbé do it for God not a chambermaid.
Papaz. Beni göndermeyin.
Abbé.
Yaklaşma papaz.
Don't come any closer, abbé.
Papaz beni gönderiyor.
The abbé's sending me away.
Özür dilerim papaz.
I'm sorry. I'm sorry, abbé.
Kızın adını söyleyin papaz.
Her name, abbé.
Tanrı önüne çıktığınızda Madeleine'in ölümü için nasıl cevap vereceksiniz?
Tell me, abbé when you are called before God how will you answer for Madeleine's death?
- Tanrı aşkına papaz!
- For fuck's sake, abbé!
- Papaz de Coulmier.
Abbé de Coulmier.
Beni gönderme papaz.
MADELEINE : Don't send me away, abbé.
Papaz.
Abbé. Abbé.
Papaz.
Abbé!
Papaz
Abbé.
Papaz.
Abbé.
Papaz.
VALCOUR : Abbé! Abbé!
Hemen gelmelisin.
You'd best come quick, abbé.
Charenton Matbaasına hoş geldiniz.
The "Charenton Press," abbé.
Beni dinle papaz. İyi dinle.
Listen to me, abbé and listen well.
Görmüyor musun papaz?
- Do you not see, abbé? - Do you not see, abbé?
Özür dilerim. Kahrol papaz.
Oh, goddamn you, abbé!
Papaz De Coulmier'in yazdığı bir hikâyeyle bırakayım sizi. Özgürlüğü en olmayacak yerlerden birinde buldu o. Bir mürekkep şişesinin dibinde.
I leave you with a tale penned by the abbé de Coulmier a man who found freedom in the unlikeliest of places at the bottom of an inkwell on the tip of a quill.
Abbé!
Abbé!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]