Abed translate English

Abed geldi!

Abed in the house!

- Abed?

- Abed?

Sanırım, Abed onları "Sarı Sayfalar" dan bulmuş.

I think Abed took out a page on Craigslist.

- Abed.

- Abed.

Arap Abed.

Abed the Arab.

Ve Abed.

And Abed.

Abed bir şaman.

Abed's a shaman.

Abed daha iyidir.

Abed is better.

Ben de Abed'e bu akşamın özel olduğu konusunda katılıyorum.

I agree with Abed that tonight has been very special.

Abed.

- abed.

Abed'in babası fanatik bir Müslüman değil mi?

- isn't abed's dad a hardcore muslim?

Fakat Abed yetişkin bir Amerikalı.

And your family's privacy. But abed is an adult and a u.s. citizen.

Abed'in yarıyıl masrafını hesaplıyorum.

- i am calculating abed's expenses For the semester.

Britta, Abed için inanılmaz şeyler yapıyorsun.

- britta, um, it's amazing what you're doing for abed.

Abed, nasıl gidiyor, dostum?

- abed, how's it going, buddy?

Bak, seninle Abed hakkında konuşmalıyım.

- look, i really need to talk to you about abed.

Abed normal biri değil.

- abed is not normal.

Pizza için teşekkürler, Abed.

- thanks for the pizza, abed.

Ben ödüyorum, Abed, Her şeyi ben ödüyorum.

I got it, abed. i got everything.

Bence gerçekten çok tuhaf birisin, Abed.

- i think you are really weird, abed.

Abed'le tanıştın mı?

have you met abed?

Tamam, bunca saçmalığın tek nedeni ikinizin de Abed'in iyiliğini istemenizdi.

All right, now, the only reason Why this whole mess got started Is because both of you wanted the best for abed.

Abed harika bir film yapımcısı olmayabilir.

- abed may not be a great filmmaker,

Abed'le tanıştın mı?

Have you met abed?

Bence tuhaf birisin, Abed.

I think you are weird, abed.

Tamam, bak, Abed hakkına konuşmamız gerekiyor.

- okay, look, i need to talk to you about abed.

Bence tuhaf birisin, Abed.

- i think you are weird, abed.

- Abed.

- abed.

Abed'in yanında o kelimeyi kullanma.

Don't use that word around Abed.

Kusura bakma, Abed.

Sorry.

Şansla oynamadığına emin misin? Abed'in 3 haftadır o gömleğe baktığını biliyorum.

I know Abed's been eyeing that shirt for three weeks.

Abed'e gömleğimi verdim, çünkü bencil biri değilim. Bu ödevi yaparken bunu kendin de keşfedeceksin zaten.

I gave Abed my shirt because I'm not selfish, which is something you'll discover while we are working on this.

Abed, ben kilisedekilere senin şirin bir deve yavrusu olduğunu söylüyorum sense kalkmış ırkçılık yapıyorsun.

Abed, have you been racist this whole time while I'm telling everybody at church what a sweet little caramel angel you are?

Abed, bundan böyle arkadaşlar birbirleriyle dalga geçmeyecek.

From now on, Abed, friends don't mess with each other.

Abed, grup da bulunan hiç kimse.. ... bizlerle izlediğin bir filimin karakteri gibi konuşmandan hoşlanmıyor.

It makes the group uncomfortable when you talk about us like we're characters in a show.

Öğrencilerin dikkatine. - Abed konuşuyor...

- Attention, students, this is Abed...

Peki sen, Abed?

- How about you, abed?

Bu benim için çok önemli, Abed.

- This is really important to me, abed.

Merhaba, Abed.

Hi, abed. - Hi.

Abed, al.

- Abed, here.

Hayır, Abed!

No, Abed.

Abed'in bütün filmleri bizle ilgili.

All of Abed's films are about us. What?

Evet, ama Abed bu videoyu 2 hafta önce yayınladı.

Yeah, but Abed posted this video two weeks ago.

Abed nerede?

♪ Wah-waah! ♪ Where's Abed?

- Abed?

- abed?

Abed sinema okumak istiyor.

- abed wants to study film.

Abed, sinema dersi nasıl gidiyor?

[britta clears throat ] [ clears throat louder] - so, abed, how's film class?

Merhaba, Abed.

Greetings, Abed.

Teşekkürler, Abed!

Sure, i'll do it, chandler.

Britta'yı şu heriften kurtaracağım.

- Oh, thank you, abed. - Oh!

Abed, Yarasa Adam falan değilsin.

Abed, you're not Batman.