Abs translate English
1,120 parallel translation
- Abs, çalışmaya çalışıyorum.
- Abs, I'm trying to work.
Görüntüyü başlat Abs.
Patch in the video, Abs.
Abs, Yüzbaşıyı bağla.
Abs, get the Captain up on the feed.
Bütün bina değil Abs.
Not the whole building, Abs.
Bu dünyada adalet yok, Abs.
There is no justice in this world, Abs.
Abs, bana bir kimlik lazım.
Abs! Need an ID.
- Burun kıvırıyorsun ama bu bilimsel- - - Gümüş iyidir, Abs.
You scoff, but there's scientific ev - Silver'll be fine, Abs.
Abs, bir iki boşluk bırak.
Abs, leave a few gaps.
Teşekkürler Abs.
Thanks, Abs.
Abs, benim, Gibbs.
Hey, Abs. Gibbs.
Abs, uyuyabildin mi?
Abs, you get any sleep?
"Parmak izlerini iyi hallettin Abs."
"Nice work on those prints, Abs."
Böyle karın kasları olan bir erkekle birlikte olduğunu düşünebiliyor musun?
I mean, can you imagine being with a guy with abs like that?
Karın kaslarım kadar...
As my abs.
Doug bu karın kaslarını ne zaman yaptı?
How did Doug get such incredible abs?
Şimdi kaslı ahmaklara bira partileri veriyorum.
I almost took bullshit beer basher bunch of kids with six pack abs. (? )
Bacaklarım muhteşem, karın kaslarım harika, popom kusursuz...
My legs are fantastic, I have killer abs... my ass is perfection...
Kim tanıyor ki? "Erkeğin Şişmanlığı : 6 haftada kötü ABS" Homer Simpson.
Who knew? Homer Simpson.
Üzerine kas çiziyorlar.
They just draw his abs on.
Connor'ın gülüşü bir milyon dolar eder mi bilmiyorum ama karın kasları kesinlikle iki katı eder.
I don't know if Connor's smile cost a million... but his six-pack abs are worth at least double that.
Al sana bir dolar Abby.
Here's a dollar, Abs.
AB'ler gizlice göz atar.
ABs take a peek in.
Kasların çelik gibi.
Abs of steel.
Benim karın kaslarım bu adamlarınkinden daha belirgin.
My abs are way more ripped than that guy's.
- Sorun nedir, Abs?
What's the problem, Abbs?
Ne var ne yok, Abs?
What do you have, Abbs?
Seninle iş yapmak güzeldi, Abs.
Pleasure doing business with you, Abs.
Ne buldun, Abs?
Okay, what do you got for me, Ab...?
- Bilmeleri gerekmiyor bence Abs.
I'll be beneath * * * * * * * * *.
- Dava için Abs. - Doğru ya.
For the case, Abbs.
Hallediyoruz Abs.
We got it, Abbs. Thanks.
Sen bir şey yapmadın Abs.
You didn't screw up, Abs.
- Ne buldun, Abs?
What do you got, Abbs?
- "Ne buldun, Abs?" diye sormalar.
"What do you got, Abbs?"
Ne buldun Abs?
What do you got, Abbs?
- Abs, vaktim yok.
- No. Abbs, I don't have time.
- Bir ihtimal şoförün yüzünü çıkarabilir miyiz, Abs?
Any chance we can make the driver, Abbs?
Abs, bana iyi haberler ver.
Abs, give me good news.
Yaklaştır Abs.
Zoom in, Abs.
Çok ısrarcıydın Abs.
You were persistent, Abs.
Müdüre hanım. Abs.
Director.
Emin misin Abs?
Are you sure about that, Abs?
Hadi ama Abs.
Oh, come on, Abs.
Orada birşey yok Abs.
It's not there, Abs.
İkna olmuş görünmüyorsun Abs.
You don't sound convincing, Abs.
Biraz karın kası görmek istiyorlar.
They'll want to see some abs.
Hızlı sar, Abs.
Speed it up, Abbs.
- Eline sağlık Abs.
Good work, Abbs.
- Pardon Abs ama bu çok önemli.
- Sorry, Abbs, but this is big.
Ölmediler Abs.
They're not dead, Abs.
Tony.
Abs.