English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Accuse

Accuse translate English

1,853 parallel translation
Herkesin yaptığı şeyi yapıp hep başkalarını suçlarlar.
Always trying to accuse everybody else of doing the same thing they're doing.
Sizi o kadar savunup arkanızı topladıktan sonra beni suçlama cesaretini de nereden buluyorsun?
After all the times I have defended you guys and covered up for you... How dare you accuse me?
J'accuse!
- J'accuse.
Böylece kimse beni, kıskançlıkla ya da en ufak bir şüphe bile duymakla itham edemez.
That way, no one can accuse me of jealousy or the slightest suspicion.
Zaten Leydi Eleanor, masum olsanız kimse sizi suçlayamaz. Değil mi?
After all, Lady Eleanor, no one could accuse you of being innocent... could they?
Sindona'nın damadı Carlo Bordoni ve bayan Calvi P2 Locası'nın başı'nın Gelli değil siz olduğunu iddia ediyor.
Carlo Bordoni, Sindona's son-in-law, and Mrs Calvi accuse you of being the master of the P2 lodge, not Gelli.
Beni suçlaman için seni kim tuttu?
Who induced you to accuse me?
Neden beni şımarıklıkla suçluyorsun? Sadece farklı şeyler hissediyorum diye mi?
Why accuse me of being a silly brat just because I feel something different?
Oğluma iftira atmaya çalışarak ne yapmak istiyorsun?
Trying to falsely accuse my son... What do you want?
Beni yalancılıkla suçlayacaksan adam gibi yüzüme söyle. Tanrı aşkına.
If you're gonna accuse me of lying', be a man and say it out loud, for Pete's sake.
kendisini saldırı ve tecavüzden dolayı suçluyorum.
I accuse him of rape and assault.
Beni, sana yağ çekmek için şiirini ezberlemekle suçluyorsun.
Well, you accuse me of mugging up on your poetry in order to flatter you.
Ve sen beni ona sarkmakla suçluyorsun!
I tried to be nice. And you accuse me of coming on to her!
ABD, Belucistan'da bir köyü yok etmek için füze atarak sivillerin ölümüne neden olmakla suçlanırken Orta Doğu'da şiddet artıyor.
Violence has broken out in the Middle East as militants accuse the United States of launching American missiles killing innocent civilians.
Öğretmenler acınası halde ama kimseyi suçlamak istemiyorum.
It's a pity that the teachers... I don't want to accuse anyone
Durmayın, bizi suçlayın.
Go on, accuse us.
Masum bir adamı suçlamak iyi değildir!
Not good to accuse innocent men, ese.
Bi kaç konuşma yapıyorsun ve sonra kulaklarım kitleniyor dostum
If you accuse me of giving you a speech, to give my opinion after you talk for so long you make my ears bleed.
birisini kilitlerinin kötü olmasıyla suçlarsanız, size hareket dedektörlerinin yerini söyleyecektir.
Accuse a guy of having bad locks, and before you know it, he's telling you where his motion detectors are.
Sonra onu bir katil olmaklamı suçluyorsun.
Then you accuse her of being a killer.
- Bayım, sizi... - Sabotaj!
- Sir, I accuse you of - - - sabotage!
Eğer evime gelip onu cinayetle suçlayacaksan, savaş kampı rüyalarından daha fazla şeylere ihtiyacım var.
And if you're goingto come to my house and accuse him of murder, I need something more than dreams abouta prisoner of war camp.
Bu yüzden yapmam gereken tek şey seni ispiyonlamak... ve böylelikle hem suçlanabilirim hem de tutuklanabilirim, ve bana itiraf anlaşmasını kabul etmem söylenir.
- So all I have to do is accuse you... - And then I can be indicted and arrested, and I'm told to take the plea or else.
Biliyor musun, sen beni, ihmal etmekle çocuklarımızı, seni, ailemizi mahvetmekle suçlayacak kadar küstahsın.
You know, you... You know, you have the gall to accuse me of neglect, of letting you down, of letting down our kids, our family.
Lung'u mafya üyesi olmakla suçlar.
To accuse Lung as a Triad member.
Ama sakın... Amca Yu'yu öldürmekle suçlama.
But you can't wrongly accuse me forkilling Uncle Yu.
Biliyordu ki, Casey'nin onu suçlaması için ailesine tekrar kaçtığı ve onları dinlemediği ile ilgili herşeyi anlatması gerekiyordu.
He knew the only way that Casey could accuse him of anything would be for her to tell her parents, to admit to them that she snuck out again, that she disobeyed them again.
İlk olarak Hemşire Taggart'ın seni suçlamaya hakkı yoktu.
First of all, Nurse Taggart, she had no right to accuse you.
Bir polis memurunu tecavüzle suçlayıp da çekip gidemezsiniz.
You can't accuse a police officer of rape and just walk away.
Suçlamak için kimse yoktu kısmı hariç.
Except for the part where there was no one to accuse.
Ne cürretle beni suçlarsınız?
How dare you accuse me?
Eğer sırf sevdikleri için onu bu yüzden suçlamasalardı, birisi ölebilirdi.
And if they don't accuse him of that because they like him, someone could die.
Hayır, bekleyin. William Flynn size yakın birini yalan yere suçladı mı? Evet.
- No, wait... did William Flynn false accuse someone close to you?
Beni bu tür şeylerle itham etmeye nasıl cüret edersiniz?
How dare you accuse me of such things?
Notu yükseldi diye Josh'u kopya çekmekle suçlayamazsınız.
You can't accuse Josh of cheating because his score has improved.
Eğer onları bir cinayetten dolayı suçlayacaksam Bu cesede Lassiter'e götürmeliyiz.
We gotta get this body to lassiter if I'm gonna accuse them of the crime.
Burada durup beni cinayetle itham etmenize izin veremem.
I'm not gonna let you stand here and accuse me of murder.
Her iki taraf da diğerini kendilerini gözetlemekle suçlayacak ve diplomatik bebek arabalarından oyuncaklar fırlatacaklardır.
Each side will accuse the other of spying on them and toys will be thrown from diplomatic prams.
NCIS'in müdürünü cinayetle suçlayacaksan çok sağlam kanıtın olmalı.
You gonna accuse the director Of NCIS of murder That evidence must be damn good
Mahkemede suçladıklarım tarafından veya kaderin bir oyunu ile öldürülebilirim.
I'll be killed by those I accuse during the trial or if fate chooses.
Beni cinayetle suçlamak, kabalık.
It's just rude to accuse me of murder.
Ama bunun üstüne hâlâ, bizi kendimizden fazla emin olmakla şüphe etmeyi bilmemekle suçlayacak kadar yüzsüz olabiliyorlar.
Yes. In precise detail, and yet, they have the gall to accuse us of being overconfident and of not knowing what it is to doubt.
Kendin davalının oğlu ile iş pişirirken beni buraya sürükleyip tanığın fikrini değiştirmekle suçlamakta ciddi misin?
Seriously, you drag me down here and accuse me of witness tampering when you're involved with the defendant's son?
Fifi'yi itham ediyorum!
- Yes! J'accuse Fifi.
Kuzey Holywood'a gidip onları suçlamak mı istiyorsun?
You wanna go to NoHo and accuse them, be my guest.
Bizi tekrar suçlamadan önce örgütündeki deliği bul.
You got a hole in your organization you better plug before you accuse me again.
Sarhoşken annemi başka adamlarla buluşmakla suçlayıp döverdi.
When he drank, he'd accuse my mom of seeing other men, and then he'd hit her.
Sonra sınıfa dönünce yanlışlıkla başka bir kızı suçluyorum.
I had this whole thing where I go back to class, wrongly accuse another girl.
Ben buraya sevgilimi teşhis etmeye geldim ama siz utanmadan beni onu öldürmekle suçluyorsunuz.
I came down here to ID my girlfriend, and you've got the nerve to accuse me of her murder?
- Eğer onu herhangi bir şeyle suçlayacak olursanız- -
If you accuse her
- Kimseyi suçlamadım.
I didn't accuse anybody.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]