English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Aden

Aden translate English

184 parallel translation
Aden Allen.
Radio Voice : Aden Allen.
Aden nerede?
Yeah. Where's Aden?
görüntü yönetmeni DMITRİ FELDMAN yapım VİCTOR ADEN
Cinematographer DMITRI FELDMAN Production designer VICTOR ADEN
"Kabil oradan ayrıldı. Aden bahçesinin doğusundaki Nod topraklarına yerleşti."
"And Cain went away and dwelt in the land of Nod, on the east of Eden."
"Kabil rabbin huzurundan ayrıldı..." "... ve Aden bahçesinin doğusunda... " "...
"And Cain went out from the presence of the Lord and dwelt in the Land of Nod, on the east of Eden."
St. Aden'in is kokulu ormanının arkasında oturdum.
Sat round the back of Saint Aden ´ s smoking Woodies.
Saat 06 : 00 da ayrılacaksınız ve yakıt için Aden'e ineceksiniz.
You'll leave at 0600 hours and land at Aden to refuel.
Tanrı, doğuya doğru, Aden'e bir bahçe dikti.
Eastward, in Eden, God had planted a garden.
Ve Kain Tanrı'nın huzurundan ayrıldı ve Aden'in doğusuna Nod diyarına yerleşti.
And Cain left the presence of the Lord... and dwelt in the Land of Nod, east of Eden.
Romanlarından birinin adı "Aden Arabistan" dı.
He wrote a novel, Aden Arabia.
- Aden Arabistan Hücresi olsun o zaman.
Cell Aden Arabia. Right.
4. Diyalog : Aden Arabistan Hücresinden Atılmasının Ardından Henri
DIALOGUE 4 HENRl AFTER his EXCLUSION
Gerçek Aden cenneti, Jim.
It's a true Eden, Jim.
... Rab Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için... insanı oraya koydu. ... böylece insanoğlunu yaşayan,... ama ölümlü olarak yarattı.
And God put the man he created in the Garden of Eden so that Man would till the earth and tend the Garden.
Argyll Alayı, Aden'de ne yedi sanıyorsunuz?
What do you think the argylls ate in aden?
Öldürülen kadının oğlu Aden Rey, gizemli bir şekilde ortadan kayboldu.
The dead woman's son, Aden Re y, has mysteriously disappeared.
Aden Rey'in son fotoğrafı.
A re cent picture of Aden Re y.
Aden Rey'i bulmalıyız.
We must find Aden Re y.
Aden Rey olabilir.
It could be Aden Re y.
Aden Rey çok izole biriymiş, hiç arkadaşı yok.
Aden Re y is v ery res erv ed, he has no friends.
Aden!
Aden!
Aden'in ülkesine gidiyorum.
I'm going to Aden's land.
O, Aden Rey.
It's Aden Re y.
Cineyet şüphelisi Aden Rey hakkında... bilgi verebilecek kişilerin... polisle temasa geçmesi istenildi.
Anyone able to giv e information concerning murder suspe ct Aden Re y is requested to contact the police.
Aden Rey bir jeep kullanıyor.
Aden Re y is driving a jeep.
Burada hazır bulunan Aden suçlandı.
Aden stands accus ed.
Evet, Aden, Her parçanı yiyeceğim.
Yes, Aden, I will eat e v ery bit of you.
Yılanı ve diğer avcıları da içeren Aden Bahçesi.
A year-round Garden of Eden, complete with serpent and other predators.
Dünkü toplantıdan sonra, Koloni Bakanı Aden'de bağımsızlığının hızlanmasını umduğunu söyledi.
After yesterday's session at the conference, the Colonial Secretary commented that he hoped for a speedy transition to independence in Aden.
Ey kutsal yaratık "dedim," uğursuz kuş ya da şeytan! Azalt biraz kederimi, söyle ruhum cennette mi Buluşacak o Lenor'la, adı meleklerce konan. "
Prophets still of bird or devil, by that heaven that bends above us, by that God we both adore, tell this soul with sorrow laden, if within the distant Aden, it shall clasp a sainted maiden
Eğer ilgilenirseniz, annem, bugün öğlene doğru Aden'e varmış olacak.
If the point is of any interest, my mother should be reaching Aden at noon today.
Msabu, ben, Farah Aden.
Msabu, I am Farah Aden.
İyi misin, Farah Aden?
Are you well, Farah Aden?
buradan Filistin'e gittik, Sonra Kahire ve buradan Aden'e ulaştık.
So we forged through Palestine, and then from there on into Cairo, and finally from there, we went on into Aden.
Bay Garrad Aden'de bulunmuş.
Mr. Garrad's been to Aden.
Aden?
Aden?
Siz Aden'e hiç gittiniz mi Bay Anson?
Have you been to Aden, Mr. Anson?
Ee, hiç Abyssinia'da bulunmadım... Veya Aden'de... keza Sebastopol'da, ve uzun süre de şık aksanla konuşamam.
Well, I've never been to Abyssinia or to Aden, or Sebastopol and I can't speak with a posh accent for long.
Aden Drive 232'de bir cinayet işendi.
There's been a murder at 232 Alden Drive.
- Terry, Arap Denizinde Aden Körfezine gitmek üzere emir aldık.
Terry, we've been ordered to the Arabian Sea, Gulf of Aden.
- Aden?
- Aden?
- Bana yardım etmelisin Aden.
You have to help me, Aden. What? Are you joking?
- Sen de Aden.
- You too, Aden!
Ben Aden Corso, Sebrus'un kaptanı.
I'm Aden Corso, captain of the Sebrus.
- Bana Aden de.
- Call me Aden.
Aden Amca'mın adını vermişler, cesaretle nehri sarhoş geçmeye kalkışmış ve ölmüş.
I was named for my Uncle Aden who died swimming drunk across a river on a dare.
Aden...
Aden...
Gerçekten şu ünlü yarışa atınızla katılmak için Aden'e gittiğiniz doğru mu?
Is it true that you're en route to Aden to enter your horse in the famous race?
Aden kervanı ulaştı.
The Aden caravan has arrived.
Doğu yolundan Aden'e geri dönmenizi tavsiye ederim.
I suggest you take the east road back to Aden.
Aden.
Aden.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]