Afghanistan translate English
2,782 parallel translation
Bu doğru olandı
Isn't violence the official solution of our government in Iraq, Afghanistan?
Niye Julie hakkında bir hikaye yapmıyorsun Afganistan'a göreve gidiyor ve geri gelmiyor?
Why don't you make up a story about Julie going on a mission to Afghanistan and not coming back?
- Afganistan.
- Afghanistan.
- Afganistanda bir çatışmada. - Decker!
- in a firefight in Afghanistan.
Afganistan ile o kadar sık konuşuyoruz ki!
I have been calling him in Afghanistan so much, you guys.
Bir haber sitesinin sayfasını gördüm. İkimizin ve babamın Afganistan'da çekildiği bir fotoğrafı vardı.
I saw- - I saw a news webpage, and there were pictures, our pictures were next to pictures of my dad in Afghanistan.
Afganistan'da iki devir yapıp hayatta kaldım ben.
I survived two tours in Afghanistan.
Afganistan'dayken bana bu ufak hediyelik paketlerden yollardı.
She used to send me these... These little care packages when I was in Afghanistan.
Wade yarın Afganistan'dan dönüyor sonunda.
Wade is finally coming back from Afghanistan tomorrow.
Son turumda, beni Irak'tan Afganistan'daki Begram hava üssüne nakil ettiler.
On my last tour, so, they transfer me from Iraq to Bagram air base in Afghanistan.
Birkaç yıl sonra bir sürü adam başa çıkmanın yollarını aramaya başlar ama Irak'ta bulamayacakları, Afganistan'da buldular.
A lot of guys, a few years in, looking for ways to cope, but what they can find in Afghanistan that they did not find in Iraq...
Eroin, afyon Afganistan'dan gelen.
Heroin poppies from Afghanistan.
Paris'ten Afganistan'a, Hatta Rusya'ya kadar.
From Paris, to Afghanistan, to Russia.
- Ben Afganistan'daydım.
I was in Afghanistan.
Afganistan diye adlandırılan orta doğunun cennetine gittiniz.
You went to that Middle Eastern paradise called Afghanistan.
Kocam Afganistan'da öldü.
My husband died in Afghanistan.
Operasyon sırasında Wallace öldü. Ama polis Afganistan'da savaş gazisi olan Kıdemli Başçavuş Karl Simmons'un hayatını kurtardı.
Wallace was killed in the operation, but police managed to save the life of his next victim, army staff sergeant Karl Simmons, a veteran of the war in Afghanistan.
Sıradışı bir Amerika ve İngiliz askerleri ekibi oluşturduk..
Well be looking at the war against extremism waged by British and American troops over the border of Afghanistan...
İlk uçağa binişimde Afganistana gidicem
Not even Wales! The first time I step on a plane, it'll be to Afghanistan.
- Afganistanda biz bunun için savaştık
For Daddy. You know, that's exactly what were fighting for in Afghanistan.
Afganistanda içiyor musun?
Can you drink in Afghanistan? No chance.
Görevde olmak güzel Afganistanı sevdim
I love being out on patrol. I love Afghanistan.
Afganistandaki savaş sona yaklaşıyor 11 yıllık anlaşmazlıktan sonra.. ne pahasına peki? !
The war in Afghanistan is coming to an end, but after 11 years of conflict, at what price?
Oliver, Ted Gaynor afganistandaki ilk saha görevimde. benim komuta subayımdı.
Oliver, Ted Gaynor was my commanding officer on my first tour in Afghanistan.
bu adamı benim tanıdığım kadar iyi tanımıyorsun afganistandayken bazı özel alanlarda eğitim görmüştü özellikle m-32 çoklu bomba atıcı, bu soygunlarda kullanılan silahın tıpatıp aynısı bu şey kesinlikle kasabanın yerel spor salonunda bulabileceğin bir şey değil iki ay önce, bunun babanın kitabı bile olmadığını öğrenmiştik
I know in Afghanistan his training specialty was M-32 multiple grenade launchers, the exact same weapon used in these heists and not exactly something that you find at your local sporting goods store. Two months ago, we found out this wasn't even your father's book, that it was written by whoever hired the other archer.
burası afganistan değil.
This isn't Afghanistan.
- Kuzey İrlanda, Afganistan...
Northern Ireland, Afghanistan.
- Afganistan demiştin.
Afghanistan, you said.
Afganistan'dan buraya tek başına tehlikeli bir yolculuk yapan 10 yaşındaki Latifahla tanıştım.
I met ten-year-old Latifah, who had made the dangerous journey from Afghanistan alone.
Bebeğim, bunlar ne?
'Afghanistan has cost 382 British lives.'Babe, what are these?
O Afganistan'da öldü.
He died in Afghanistan.
Savunma Bakanlığı, Afganistan'da bulmuş.
MoD found him in Afghanistan.
Afganistan'dayken Sovyetlerden kalma Slav alfabesiyle yazılı çok şey gördüm.
I've seen a fair amount of Cyrillic back in Afghanistan left over by the Soviets.
Jesse Afganistan'daki görevinden döndükten sonra birkaç ay bizimle kaldı.
Jesse stayed with us for a few months after he got out of the service in Afghanistan.
Biliyorsun ki görevden düşen askerler arasında mesleki stresin yarattığı rahatsızlıklar çok yaygın,... özellikle de Afganistan'dan dönenler için.
You know that occupational stress injuries are common among vets returning, especially from Afghanistan.
Afghanistan'da mıydın?
You were in Afghanistan?
Elini iki yıl önce Afganistan'da kaybetmiş.
Lost his hand in Afghanistan two years ago.
Afganistan'da bir, iki, üç tur.
One, two, three tours in Afghanistan.
Afganistan'da beraber görev yapmışlar.
They served together in Afghanistan.
2 gün öce afganistanda öldüldü.
He was killed in Afghanistan two weeks ago.
Denizciler kocamın cesedini soydular, Sonrada afganistanda o ne olduğunu sakladılar.
The Marines had the morgue strip my husband's body, so that they could hide what happened to him in Afghanistan.
Ben Kent Shocknek, Los Angeles'dan canlı yayın, Afghanistan'da öldürülen teğmen Edwin Prietto'nun cesedi Los Angeles devlet Morg'da dokuların çalındığı gazilere destek grubu tarafından, bilgilendirildi.
This is Kent Shocknek, live in Los Angeles, where a veterans support group has informed us that the body of Lieutenant Edwin Prietto, killed in Afghanistan, was harvested for tissue at the Los Angeles County Morgue.
Ben araştırdım, ve Eric veritabanını hackledi ama... teğmen Prietto's birimi hala Afghanistan'da çatışıyor, ama bir asker onun öldüğü gün yaralanmış.
I researched it, and Eric hacked the database but... Lieutenant Prietto's unit is still in combat in Afghanistan, but another Marine was injured the day he died.
Gizlenmeyi Afganistan'da istemiştim, ama şimdi buradayım, Kimseyle konuşmayacağım.
All I wanted in Afghanistan was some privacy, but... now that I'm here, I'll talk to anybody.
Teğmen Prietto'ya Afghanistan'da ne olduğunu araştırmak için tutulmuş.
He was hired to investigate what happened to Lieutenant Prietto in Afghanistan.
Kabil, Afganistan. Saat sabahın 4'ü.
Kabul, Afghanistan, 4 : 00 in the morning.
Evet Keith Kabil, Afganistan'dan selamlar. Amerikan elçisi Karl Eikenberry...
Well, Keith, greetings from Kabul, Afghanistan, where the U.S. Ambassador Karl Eikenberry...
On yıldan uzun bir süredir savaş muhabiri olarak çalışmaktayım. Yugoslavya, Irak ve şimdi Afganistan.
I'd been working as a war reporter for more than a decade in Yugoslavia, Iraq, and now Afghanistan.
POLİS MERKEZİ CELALABAD AFGANİSTAN
POLICE HEADQUARTERS JALALABAD, AFGHANISTAN
Afganistan'dan kurtarıldıktan sonra.
After his rescue in Afghanistan.
Seni seviyorum anne
Soldiers killed in Afghanistan... I love you, Mum.