English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Ahlâki

Ahlâki translate English

228 parallel translation
Belli ki, ikimizin arasında 15 Ocak'ta biraz bir ahlâki ikilemi meydana çıkaran bir şey var.
Obviously, between the two of us, onjanuary15th, there was something a bit... It presents a real moral dilemma.
Evet, artık bir şekilde, benzer ahlâki ikilemle karşı karşıyayım.
Yes, all the more so as I'm faced with a similar moral dilemma.
Bu iftira ve nefret fırtınasının kasabamızı sarsmasından beri tüm ahlâki değerler mahvedildi.
Since this tempest of hate and calumny hit our town, all moral values have been corrupted.
"Bu kadın ahlâki açıdan yaptığı işe uygun değildir".
"This woman is morally unfit for her position."
Ben diğerleriyle karıştırıldığını çok uzun zamandan beri dış dünyadan kopuğum. Ahlâki değerler hakkında ne bilebilirim ki?
I've been out of the world far longerthat any of you, and what do I know of morals and ethics?
Ahlâksızlığı savunan Bay Malcolm'un mu yoksa ben ve Bay Fowler gibi ahlâki değerleri savunanların mı yanındasın?
Are you on the side of Mr. Malcolm with his defense of vice, or on the side of the Christian virtues like Mr. Fowler and myself.
Çocuklar ahlâki değerlerin varlığından haberdar doğmazlar.
Children are not born with a sense of moral values.
Ya ahlâki değerlerin, önlerine set çekmesini sağlayamazsan?
What if you can't put the brake of morals on them?
Leamas'ın, İngiliz Gizli Servisi'nden atılmasını sağlamıştık. Böylece fiziksel ve ahlâki çöküşün belirtilerini Londra'daki ajanlardan saklayarak onun potansiyel bir kaçak olduğunu düşündürtecektik.
We maintain that Leamas was dismissed from the British Secret Service... so that he should exhibit those symptoms of physical and moral decline... which would deceive our London agents into thinking he was a potential defector.
Lider dediğin ahlâki olanı savunmalı!
A leader must take a moral stand!
Şimdiyse içimde büyüyen korkunç şeyler, kendini göstermeyen ama varolan, içimizdeki kötülük, çok yakında ahlâki açıdan yozlaşmış maskelerimizi bu dünyanın bütün pislikleriyle beraber yüzlerimizden düşürecek.
For grace... for happiness... 37. There's something horrible growing inside me now, that doesn't arise from within me, but from the darkness inside me, and soon there'll be nothing but our obscene masks which poorly mimic reality among the spittle and dung of this world.
Birincisi, benim ahlâki yönüm.
Firstly, there's my moral sense
Ahlâki miydi?
Was that moral?
"Ahlâki tehlike içerisindeki gençlerdensin."
"You juvenile in moral danger."
Bu nedenle savaşı, olabildiğinde çabuk bitirmek herkesin hassasiyet gösterdiği ahlâki bir sorumluluktur.
To forward everything more fast possible it is a moral responsibility that it says respect to all.
Cinayetin, var olan dünya düzenini bozacak bir ahlâki yanlışIığı içerdiğini bilmiyor musun?
Don't you know that murder carries with it a moral imperative that transcends any notion of the inherent universal free will?
ahlâki ukalalık...
about moral outrage...
FarklıIık, ahlâki ve entelektüel üstünlük meselesidir. Beğensen de, beğenmesen de bu durum kan bağı ve sınıf ayrıIıklarından kaynaklanır.
Well, the difference is a matter of ethical and intellectual superiority which is caused whether you like it or not by blood and by class difference
Erkekleri geri çevirmeleri ahlâki veya dini esaslardan ötürü değil, içgüdüseldi.
When they turned men down, it wasn't on moral or religious grounds, but out of instinct.
- Ahlâki yargılama mı yapıyorsunuz?
- Are you making moral judgements?
Tamamen ahlâki bir ikilem.
It's a serious moral dilemma.
Komşularımızı baskı ve istismardan korumak bizim ahlâki görevimizdir.
It is our moral duty to protect our neighbours from oppression and exploitation.
Burada Tanrı'nın ahlâki kurallarına, bilim ve temizliğe göre hareket edeceğiz.
And we will act that way according to the moral dictates of God science and hygiene.
Walker adamlarının ahlâki davranışları üzerinde katı disiplin uygulamak zorunda olduğunu fark etmişti.
Walker realized that he would need to keep a firm hand on the moral conduct of the men.
Politik olduğu kadar, ahlâki bakımdan da. Şimdiye kadar kazandığınız her şeyi kaybedeceksiniz.
Morally, as well as politically, you will lose everything you have gained... up to now.
Sen dünyayı sert, değersiz ve acımasız bir yer olarak görüyorsun. Bense ahlâki bir yapıya, merhamete ve yaşadığımız her şeyi daha anlamlı hale getiren... yüce bir gücün varlığına inanıyorum.
You see it as harsh and empty of values and pitiless, and I couldn't go on living if I didn't feel with all my heart a moral structure with real meaning and forgiveness, and some kind of higher power.
Ben ahlâki bir yapıya, merhamete ve yaşadığımız her şeyi daha anlamlı hale getiren... yüce bir gücün varlığına inanıyorum.
I couldn't go on living if I didn't feel with all my heart a moral structure with real meaning and forgiveness, and some kind of higher power.
Ve ben de diyorum ki yapabildiği ve yakalanmadığı taktirde, bir de ahlâki değerlerin kendisini rahatsız etmesine izin vermezse, özgür demektir.
And I say, if he can do it and get away with it and he chooses not to be bothered by the ethics, then he's home free.
Ama evli olduğum için ahlâki bir ikilem yaşıyorum.
But I have this ethical dilemma cos I'm married.
Ahlâki seçimler.
Moral choices.
Onun ahlâki temeli, arka sokaktaki tutucu Pazar okulunda, Peterborough veya Rugeley'de, ya da benzeri berbat bir yerde verilen ikiyüzlü vaazlardır.
His morality is strictly backstreet Sunday school hypocritical cant picked up in Peterborough or Rugeley or some such God-awful place.
O bazen profesörün araştırmalarında yardımcı olurdu, özellikle de çok ahlâki olmayan durumlarda.
Well, at times he aided the professor in his explorations, especially in situations that weren't quite ethical.
Kaptan, Federasyon'da hayran olunacak çok şey var, ama ona bağlı olmayan gezegenlerle ilişkilerinde ahlâki bir korkaklığı var.
Captain, the Federation has a lot to admire in it, but there's moral cowardice in your dealings with non-aligned planets.
Ahlâki kurallar daha gelişmiştir.
And the moral code is stronger.
Sana bu sormaya utanıyorum biraz ama ee, eğer bir kişinin diğer bir kişinin öleceğine dair önsezisi varsa ama bu kişiye o kadar yakın falan da değilsin önsezide sözkonusu olan şahsı uyarmak önsezi sahibinin ahlâki görevi midir?
Well, I feel really stupid asking you this, but, uh, well, if a person has a - a premonition that this other person's going to die, but you're not really close to that someone or anything, is it the premonitioner's moral obligation to warn the premonitionee?
Şimdi mi ahlâki bir karar verdin?
Now you're gonna make your moral judgement. - It's cold tonight, don't you think?
Eddy'de senin ahlâki değerlerin yok mu?
Eddy lacks your moral fiîbre?
Çok ahlâki bir şey değil.
It's no big moral thing.
Anlamanız gerekir disiplin ve ahlâki nedenlerle oğlunuz artık bu okulda kalamaz.
You must understand that for disciplinary and moral reasons, your son cannot stay in this school.
İnsanlığı, aklınızdan geçen... şeytani planlardan korumak ahlâki zorunluluğum.
It is my moral duty to protect mankind from whatever devious plan you have in mind.
18'inci doğum günümde, ahlâki ve yasal engellerden kaçmak için.
After my 18th birthday, to avoid the moral and legal entanglements.
Ahlâkî duygularının olduğunu kabul etmiyor musunuz?
Do you deny him his moral feeling?
Onların ahlâkî görüşlerinden oldukça şüpheliyim de... Fazlasıyla rahatlar.
I suspect their morals may be a trifle free... a trifle loose.
İnsanların en iyi yanlarının öne çıktığı gerek ahlâkî, gerek düşünsel, gerekse de duygusal muazzam bir hava vardı.
There was a tremendous intensification of moral life, intellectual life, emotional life, the best sides of people coming to the foreground.
Modern ahlâki değerler.
The modern morals!
Kendin olmalı... ve kendi ahlâkî seçimlerini yapmalısın... cesaret gerektirse de.
You have to be your own person... and make your own moral choices... even when they do require real courage.
Leonard Zelig kötü bir ahlâkî etki yaratıyor.
Leonard Zelig sets a bad moral influence.
Arkadaşlarına, Zelig'in... hâlet-i ruhiyesinden endişe ettiğini söyler. Durumu tutucu ahlâkî yargıdan... dolayı kötüye gidiyor gibi görünmektedir.
Privately, she tells friends... that she is worried about Zelig's emotional condition... which seems to her to be deteriorating... under the weight of conservative moral opinion.
Çünkü bizim ahlâkî sorumluluklarımız var, bir söz verdik.
We have a moral obligation. We made a promise.
Bu çok saçma ve aynı zamanda hiç ahlâkî değil!
That is absurd... and unethical!
Bence bizim için en iyisi ahlâkî değerleri kafaya takmamak...
I think it's best for us not to think about morality,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]