English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Aian

Aian translate English

67 parallel translation
- Hücum edecek aIan yok.
- There's nowhere to charge to.
AIan her zaman nazik bir çocuk olmuştur.
Alan was always such a gentle boy.
Burası AIan'ın odası.
This is Alan's room.
Canım, ben de Dr. Dysart'a, AIan'ın atları ne çok sevdiğini anlatıyordum.
I was just telling Dr. Dysart, dear, how Alan always adored horses.
Amcamın AIan'a "equus" kelimesinin nereden geldiğini anlattığını hatırlıtorum.
I remember telling Alan how that word came from "equus."
AIan bu kelimeden büyülenmişti, biliyorum.
Alan was absolutely fascinated by that word, I know.
- Bunun AIan'la ne ilgisi var?
- What has that got to do with Alan?
- Bak şimdi, AIan- -
- Now, look, Alan...
Hadi ama, AIan, Bundan daha iyisini yapabilirsin.
Come on now, Alan, you can do better than that.
AIan!
Alan!
- AIan.
- Alan.
- AIan!
- Alan!
AIan Strang ile ilgileniyorum.
I'm dealing with Alan Strang.
Yani, AIan Strang'i tedavi ediyorum.
I mean, I'm treating Alan Strang.
" Her daim, Tanrı seni görür, AIan.
" All the time, God sees you, Alan.
Bu AIan Strang, Bay DaIton.
This is Alan Strang, Mr. Dalton.
AIan.
Alan.
şimdi, AIan... Uyandığında, bana söylediğin her şeyi hatırlayacaksın.
Now, Alan... when you wake up, you're going to remember everything you've told me.
- Hoşçakal, AIan.
- Goodbye, Alan.
AIan'ı sevdik.
We loved Alan.
Her ne olduysa... AIan'ın yüzünden oldu.
Whatever has happened... has happened because of Alan.
Tek bildiğim... O benim küçük AIan'ımdı... ve daha sonra şeytan belirdi.
I only know that... he was my little Alan... and then the Devil came.
AIan Strang'i... kıskanıyorum.
Jealous... of Alan Strang.
Dinle, AIan.
Listen, Alan.
- Hadi AIan, eminim biliyorsundur.
- Come, Alan, surely you know that.
AIan... hatırlayacaksın, hemen şimdi.
Alan... you're going to do this, and do it now.
Oraya gitme fikri AIan'ın değildi.
It wasn't Alan's idea to go there at all.
Haydi gel, AIan.
Come along, Alan.
Hadi, AIan.
Come on, Alan.
şimdi neredesin, AIan?
Where are you now, Alan?
AIan?
Alan?
- Yaptın mı, AIan?
- Did you, Alan?
Bak, AIan, bunda yanlış bir şey yok, biliyorsun.
Look, Alan, there's nothing wrong, you know.
Sence ben neyim, AIan?
What do you think I am, Alan?
Sakin ol, AIan.
Calm, Alan.
Artık hepsi geçti, AIan.
It's all over now, Alan.
şimdi, güven bana, AIan.
Now trust me, Alan.
Uyu, AIan.
Sleep, Alan.
Sana yalan söylüyorum, AIan.
I'm lying to you, Alan.
Bir daha dörtnala gitmeyeceksin, AIan.
You won't gallop anymore, Alan.
Senin aIanına girmek istememiştim. Haydi, çocukIar.
Didn't mean to get into your area.
Mümkünse hava aIanına gidişIeri düzenIeyebiIir miyiz?
Is there any way... to coordinate the airport transport?
UIaşabiIeceğimiz bir hava aIanı görüyorsan söyIe.
See if there's any airport we can make.
- AIan.
- Perimeter.
AIanı yaymaIı Brookport'tan Mound City'e kadar.
Said perimeter to extend downstream from Brookport to Mound City.
TeIsize geç ve arama aIanını 20 miI güneye kaydır.
Get on the radio, move that perimeter 20 miles south of the river.
Bizi hava aIanına götür.
Take us to the airport.
Tam benim uzmanIık aIanım.
Right up my street.
Peki Andrew, merak eden oIursa, uzmanIık aIanınızı... nasıI niteIendireceğiz?
And how should we describe your street, Andrew to the curious?
BayanIar ve bayIar, bu otobüs yeni bekIeme aIanınız.
This bus is your new holding area.
... tepede oIdukça açık bir aIan oIması gerekiyordu.
... to be able to do this extraordinary eagIe-fIying kick.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]