English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Aide

Aide translate English

645 parallel translation
Ve bu da Yüzbaşı Li, emir subayım.
And this is Captain Li, my aide.
Kumandanïn yardïmcïsï emirlerinizi verecek.
The commandant's aide will give you your orders.
Bu sabah konuşmuştuk.
I drew on them for an aide this morning.
Binbaşı Strasser, yardımcım Teğmen Casselle.
Maj. Strasser, my aide, Lt. Casselle.
Bu Konsey ve Scotland Yard, ihtiyaç duyduğunuz her türlü yardımı sağlayacaktır.
This Council and Scotland Yard will give you all the aide you require.
En iyi yardımcımdı.
Best aide I ever had.
Albay Hopwell, Cebelitarık Valisinin yaveri.
Colonel Hopwell, aide to the Governor of Gibraltar.
Yanında da Teğmen Lenoir.
With him was his aide, Lieutenant Lenoir.
Onun emir kuluydum.
I was her aide.
Hayır, yardımcısıyla konuşmak istemiyorum.
No, I don't want to speak to his aide.
- Tıpkı St.Daniels adasına taşındığımız gibi o zamanlarda valinin büyüleyici yardımcısı vardı
Like the time you carried on in St. Daniels over that charming young governor's aide.
Meksika İmparatoru, Majesteleri Büyük Maximilien'in sağ kolu.
Aide to His Imperial Majesty Maximilian, Emperor of Mexico.
General Beauregard'ın sağ kolu.
Aide to General Beauregard.
Sergei Pavlovich Bounine... Nicholas'ın şahsına bağlı... eski emir subayı.
Sergei Pavlovich Bounine, general of the Tcherkess regiment, former aide-de-camp attached to the person of His Imperial Majesty, Nicholas II, tzar of all Russia.
Yardımcısından mektuplar alırım, Sör Edward Ramsey, yanında olacak.
I receive letters from his aide, Sir Edward Ramsay, who accompanies him.
Yardımcım, Sör Edward Ramsey'i takdim ederim.
May I introduce my aide, Sir Edward Ramsay.
General'in yardımcısı.
There's the General's aide.
Ben Denis Archer, valinin yardımcısı.
I'm Denis Archer, the governor's aide.
Slim, Korab'ın yardımcısı... savaştan sonra uçaklar yapmayı hayal ediyor.
Slim, Korab's aide, hopes to build airplanes after the war.
- Profesör Harrington'ın asistanıyım.
- Professor Harrington's personal aide.
Bir hemşire yardımcısıydım.
I was a nurse's aide.
Adamlarım adına özür dilerim, Bay Holden ama Amiral'in yardımcısını Amiral olmadan görmeye alışık değiller.
Excuse the misunderstanding, Mr. Holden... It's unusual to see an Admiral's aide without the Admiral.
Söylesene, Amiral'in emir subayı olmadan önce donanmada ne yapıyordun, Bay Holden?
Tell me. Before becoming an Admiral's aide What did you do in the navy?
Buradaki durumu size şöyle anlatayım : Bu puro, yardımcım Yüzbaşı Hopkins'e aitti.
Let me give you a picture of the situation ;... this cigar... belonged to my aide, Captain Hopkins.
Yaverim André'nin.
André, my aide's.
- Byers yaveriniz olacak.
- Byers here will be your aide.
Kawanishi, senin en gözde asistanın... ve geleceğin genel müdürü.
Kawanishi's your top aide... and a future executive.
şu sözü edilen hemşire yardımcısı nerede?
- Where is this new nurse's aide I've been hearing about?
Geçici yardım için şerif vekiline bu ülkenin tüm görevlerinde yardım edeceğime yemin ederim.
I swear to faithfully fulfill all duties as temporary aide to the deputy sheriff of this county.
Sağdaki adam, bu Murdock. General Scott'un yaveri.
The man on the right, that's Murdock, General Scott's aide.
Yaverim Albay Murdock dışarıda.
Colonel Murdock, my aide, is outside.
O kadar deli olurdum ki, yardımcısıyla evlendim.
So nuts, in fact, that I married his aide.
Yardımcısıyla mı evlendin?
You married his aide?
Yardımcım, Bay Armstrong.
My aide, Mr. Armstrong.
Eğer çok merak ediyorsanız benim hakkımda, Shinsuke... sonra bir geyşa Yardımcısı olarak Giydir ve doğru zamanda villa için gel.
If you are so worried about me, Shinsuke... then dress up as a geisha's aide and come to the villa at the right time.
Zeki görünürsün Yardımcısı olarak giyinmiş.
You'll look smart dressed as an aide.
General Rossiter beni yaverin atadı.
General Rossiter detailed me as your aide.
Yaver mi?
Aide?
Bir yardımcıya ihtiyacın olacak.
You'll need an aide. I have a good man in mind.
Bu yardımcım, Albay Stewart.
This is my aide, Colonel Stewart.
General Melies'in yaveri.
General Melies'aide-de-camp.
Melies beni denetlemek için yaverini gönderdi.
Melies sent his fancy aide-de-camp to check up on me.
Generalin yaveri rahatta durma ayrıcalığına sahiptir. Komutanına pantolonunu giydirirken. Tıpkı diğer herkesin yaptığı gibi her seferinde bir bacağını.
The general's aide is privileged to be at ease with his CO, to find out he puts on his pants just like any other human, one leg at a time.
General Kutuzov beni baş yaveri yapma inceliğini gösterdi.
General Kutuzov has been kind enough to take me as aide-de-camp.
Ondan seni başyaver olarak çok uzun kullanmamasını istiyorum.
I'm asking him not to use you as aide-de-camp for too long.
Seferin bir cenaze törenine... dönmesiyle ilgili olarak, Yüzbaşı'nın, yaveri Sovicka'nın... anlamsız ölümünü... nasıl yansıttığı, Kozlik'in oğullarının elleriyle...
About the campaign which became a funeral, how the captain reflected on the death of his aide who fell at the hands of the sons of Kozlik before Oboriste.
Seryozha Lukashevich, Mironov'un yaveri.
And it was Seryozha Lukashevich, Mironov's aide-de-camp.
Senin süvari olmadığını söylüyorlar, ne de emir subayı! Yani atın bile yok.
They say you're not a cavalryman, nor an aide-de-camp, so you don't need a horse.
Bir anlaşma yapmak için, ister ticari anlaşma deyin ister nota.
To draw up an agreement, or call it a trade pact, or call it an aide-mémoire.
Nota onda.
He has the aide-mémoire.
Aide.
Aide.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]