English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Airplane

Airplane translate English

2,255 parallel translation
Bir uçak kazası için olduğunu söylemiştin.
Well, you did say it was about an airplane crash.
Birisi uçağın bilgisayarını gerçeğinden 4,000 fit daha yüksek düşünecek şekilde kandırmış.
Somebody's tricked the airplane's computer into thinking it was 4,000 feet higher than it really was.
.. İlk uçağın uçmasından tam 400 yıl önce.
.. 400 years before the first airplane took flight.
Uçak mı bu?
is it an airplane?
Özür dilerim Bay Marsh, bu durumda uçak ile yolculuk yapmanıza göz yumamam.
I'm sorry Mr. Marsh. I-I cannot condone you traveling on an airplane in your condition.
Uçaklar, küçük uçaklar!
Wow! Airplane, little airplane!
Havaalanı yemekleri hakkında espriler yapacağım.
I'm gonna do jokes on airplane food.
Uçak kullandın mı?
You drive an airplane?
Evet, kullandım.
Yeah, I drive an airplane.
Uçağın ne kadar büyük?
How big is your airplane?
Uçaklar da aynı şekilde yapar.
The airplane's wing curves the same way.
Sonradan yırtık olduğu anlaşılan bir paraşütle uçaktan atlayıp, önce belimin üstüne traktöre düşüp, mucizevi bir şekilde yara almayıp, sonra kız kardeşimin gökten üzerime düşüp, C7 omurumu çatırdatmasını, sünepe dolu bir takımda oynamak için çekmedim ben!
I didn't jump out of an airplane with what turned out to be a torn parachute, land spine first on a tractor miraculously unharmed only to have my sister fall out of the sky and snap my 6-7 so I could end up playing on a team full of wussies!
Arabasıyla kaza yapmış ve bir uçak hangarının duvarına geçirmiş.
She got in a car accident And ploughed into the side of an airplane hangar.
Uçak yemekleri.
Airplane food.
Pilotçuluk oynadığımızı..... ardından yataktan düşüp buna güldüğümüzü.
That we played airplane. And laughed when we fell off the bed. Right, Mom?
Uçak kullanım kılavuzları.
- Airplane manuals. - I told you about this already.
Silahlar, para, uçak kullanma kılavuzları.
the airplane manuals.
Bir uçaktayken pilot şey der ya pencereden dışarı bakarsanız başka bir uçak görürsünüz?
Don't you hate when you're on an airplane, you know... and the captain's, like, "If you look out the window... to your left, you're gonna see another plane"?
Elinize, gerçekten dişe dokunur, gizli bir evrak geçirirseniz, muhtemelen, tepki alacaksınızdır, bu da onu okumayı, uçakta seyrettiğiniz filmler gibi yapar.
Get your hands on any classified document worth having, chances are, it's going to be redacted, which makes reading it a lot like watching a movie on an airplane.
İlk defa uçakta işiyorsun.
First time peeing in an airplane.
Sanat departmanı, kullanılacak tüm görsellerde American Airlines'a ait uçakların olmasına özen göstermeli.
Art department needs to make sure that every image we use in a comp is an airplane that American has.
Kimligi belirlenemeyen bir uçak Fagernes'ten havalandı.
An unidentified airplane has taken off from Fagernes.
Uzay boşluğuna yapılacak bir seyahatin uçak biletinden ucuz olabileceğini bir düşünün.
Think about that. Then you begin to realize that perhaps a trip to outer space... may be no worse than an airplane ticket.
Kulelere çarpan adamların ilk uçuşu muydu sanıyorsun?
You think those guys who flew into the towers that was their first time on an airplane?
Seni LSU ya da Alabama'ya götürecek bir uçak falan mı bekliyor?
An airplane's waiting for you tomorrow to take you off to Lsu or Alabama maybe?
Feribot, tekne, uçak.
Ferry, boat, airplane.
Zachary'nin kaybolduğu anlaşılır anlaşılmaz uçak ve feribot seferleri durdurulurdu.
The airplane and the ferry would be covered as soon as Zachary's missing.
Belli bir süre, uzaktan kumandalı küçük bir uçağı bile düşünmüştüm.
At some point, I mean, I thought even of a little airplane, radio guided.
Tüm bu olanlardan sonra kendini bir uçakta görev için uçarken düşünebiliyor musun?
Can you imagine yourself back in an airplane, flying a mission after what happened?
Olanlardan sonra kendini bir görev için tekrar uçarken hayal edebiliyor musun?
Can you imagine yourself back in an airplane, flying a mission after what happened?
sanki Dünya'nın ilk uçağı gibi ya da buna benzer birşey.
It was like the world's first airplane or something.
Pekâlâ, annesi bir keresinde eski şehre uçtuğunu söylemiş, hayatı boyunca yaptığı tek uçak yolculuğu.
Well, the mother said he flew over Old City once on the only airplane trip he ever took in his life.
Beni istediğim yere götürmek için bir uçak.
An airplane to take me wherever I want.
Dizinin konsepti hayret verici. Uçaktayken çakılmak pahasına bu büyülü adaya iniş yapmak ve bunların hepsini ayrı-ayrı göstermek.
the concept of the show is so amazing, having all these individuals crash-land on an airplane on this magical island and...
Çünkü her şeyden önce, uçaktasın korkunç olması başından belli, ve bir anda yılanlar ortaya çıkıyor.
First, you're in an airplane, which is scary to begin with and then it's all filled with snakes.
Tony ve Ziva'dan haber alamadık. Sonra Gibbs tek kelime etmeden uçağa bindi.
We haven't heard anything from Tony and Ziva, then Gibbs gets on an airplane without a word.
Sana bir uçak almayı isterdim, ama şimdilik bir içkiyle başlayalım.
Well, I'd like to buy you an airplane, but let's start with a drink.
Uçak kalkıyor.
Airplane, airplane.
Uçaktayken ne kadar aciz olduğumuz büyük bir kepazeliktir.
It is scandalous how dependent we have become on the airplane.
Uçakla yolculuktan daha ucuz ve eğlenceli.
Cheaper and more fun than traveling by airplane.
Sen pilotsun... Uçağını düşünüyorsun.
You are a pilot, you think of the airplane.
Sonra da uçağı tamir ederiz ve buradan gideriz.
And then pull the airplane and odlecimy.
Koş, yüz, uyu, paraşütle atla, uçak kazası geçir. Yerinden oynamasına imkan yok.
Run, swim, sleep, skydive, crash in an airplane... no way this is coming off.
Uçağın geri döndüğünü fark edince ürküp silahı atmış olabilir.
Maybe our killer didn't get the chance. You know, he found out the airplane was turning around, he got spooked and ditched the gun.
- Bunun sorumluluğunu uçaktaki kurban, Bay Greenway üstlenebilir. Yumruk izi.
Mr. Greenway, your airplane vic, can take credit for that.
Greenway'in yüzündeki yara otelde olmuş, katille uçağın tuvaletinde boğuştuğu sırada değil.
So, Greenway's bruising came from the hotel and not from the struggle in the airplane laboratory with his killer. Exactly.
Bu, öldürülen Anton Greenway'in uçakta giydiği takım elbisenin ceketi.
This was the suit jacket our victim Anton Greenway was wearing on the airplane. Yeah.
Bütün kan ve DNA testlerinden geçirdim.
Well, this is everything from the airplane that could've conceivably been used as a murder weapon. I ran it all for blood and DNA.
İçinde masum insanlar olan bir uçağı kaçırmasını kabul edemezdim.
I didn't agree to take over an airplane filled with innocent people.
Uçak biletleri, otel makbuzları, yaklaşık 60 şahit.
Airplane tickets, hotel receipts, about 60 eyewitnesses.
Uçak.
It's an airplane.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]