Alabilirsin translate English
7,133 parallel translation
Şu plastiklerden biri aşır ve böylece istediğin her şeyi alabilirsin.
Lift some plastic, and you can buy whatever you want.
Bunu da yanına alabilirsin.
You can take that, too.
Birkaç yüz dolara alabilirsin. Uçaklar yere yaklaşınca savunmasız durumda oluyor sanıyordum.
I thought only planes closer to the ground were vulnerable.
Bunu alabilirsin.
You can have this.
Onunla istediğin malı, deodorantı veya ne istiyorsan işte onu alabilirsin.
Now, you can use that to buy all the junk and the deodorant or whatever it is you want to buy.
Biraz yardım alabilirsin.
You could use the help.
istedigini alabilirsin ama ona dokunamazsin!
You can have all the others! You cannot have her!
Tatlıyı bu şekilde alabilirsin.
This way, you'll earn your dessert.
- Her şeyi internetten alabilirsin.
You can get anything on the Internet.
Alabilirsin, alabilirsin eğer sana yardımı dokunacağını düşünüyorsan.
Um, you can take... you can take it with you if... if you think it might be helpful.
Ailesi okumayan bir çocuktan nasıl verim alabilirsin ki?
If the parents are uneducated.. .. how can their children perform?
İdareyi alabilirsin.
You can take over the handling.
Evimde bıraktığın eşyaları alabilirsin, sekreterimde bir kutu içindeler.
You can pick up the stuff you left at my place, they're in a box with my secretary.
Hey, kredi kartı alabilirsin.
Hey, you can get a credit card.
- Sen alabilirsin.
Oh. Maybe you could...
Dert etme, paranın yarısını geri alabilirsin ben de odayı alırım.
Don't worry, you can have your half of the money back, and I'll take the room.
Aynısını beş dolara Chinatown'da alabilirsin.
You can get one just like it for five bucks, in Chinatown.
Ne lazımsa alabilirsin, Nancy.
Oh. Well, take whatever you need, Nancy.
Bugün ne kadar para satın alabilirsin?
How much money can you buy today?
- Nerden bilelim ama bunu geri alabilirsin.
I don't know. But here, you can have this back.
10 ruble için 200 tane alabilirsin.
You can buy 200 just like these, for 10 rubles.
- Alabilirsin.
You can have that.
Bu yüzden seni buraya getirdim böylece onu alabilirsin.
It's why I brought you here... so you can receive it.
İstersen helikopterimi ödünç alabilirsin.
You can borrow my helicopter if you want.
Ama büyüyü geri alabilirsin.
But you can come back from it.
Belki bu sayede kendi çöplüğünü alabilirsin.
Maybe then you could afford to rent your own Dumpster.
Bu odaya 49 dolar harcayan biri için dünyadaki tüm havluları satın alabilirsin.
With the $ 49 he's spending for that room, you can buy all the towels in the world!
Beverly Hills'teki işi alabilirsin.
You take that job in Beverly Hills.
Lanet pretzellerini alabilirsin.
Take the damn pretzels.
Kırmızı Melek'ten bir ipucu alabilirsin.
You can get your hint from the Red Angel.
Davayı geri alabilirsin.
You can have the case back.
İstediğin herkesi alabilirsin!
Take anyone you want!
İstediğin her şeyi alabilirsin.
You can borrow anything you want.
Bu işi alabilirsin.
You can get this job.
Bunu da alabilirsin.
Great. Take this back.
Ve belki noel için Charlie'ye birkaç bavul alabilirsin, çünkü bu utanç verici.
And you might want to get Charlie some luggage for Christmas,'cause this is embarrassing.
Jüriye gidersek, 15 yıl alabilirsin.
We go to jury, you might get 15 years.
Alabilirsin!
You can keep that!
İstediğin kadar süt alabilirsin. Tabii diğer arkadaşlarını çağırıp hepsini "Süt ve kurabi ye, ayakkabıları düzelti ye" partisine toplarsan.
Well, you can have all the milk you want right after you call the rest of your troop and get them over here for a big milk and cookie arts and crafts fix that box of shoes party.
Ama hala New Jersey'den alabilirsin.
But you can still buy them in New Jersey.
Antibiyotiklerini Tıp Fakültesi kliniğinden alabilirsin.
You can get the antibiotics filled out at the university clinic, okay?
Eğer zengin biriyle evliysen ve boşanırsan nafaka alabilirsin.
If you get a divorce with the rich, you get alimony too.
Bir de bitkin, çok çalışmaktan yorgun hisseder yahut başın falan dönerse bunlardan alabilirsin.
Also... If you feel tired overworked or dizzy you can have this.
Bunu hala alabilirsin büyükbaba.
You still can get it up, dedushka?
Hala gaz kokusunu alabilirsin.
You can still smell the burning gasoline.
Anahtarı alabilirsin, Cüzdanımın içinde.
You can go get the key, it's just in my purse.
O kutucücesi de ölünce şapkamı alabilirsin.
As soon as that boxtroll is dead, you may have my hat.
- Arkadaşlarını görebilirsin. Aileni ve hayatını geri alabilirsin.
- You can see your friends... and your family and you can get your life back.
Daha önce böyle bir yerde bulunmadım ama sanırım kimseye sormadan bu şeylerden birini alabilirsin. Ne bu boynuzlu adamdan ne de aslan giysili olanlardan.
I've never been to one of these things before, but I think you need to just take those yourself without anyone's permission, without this antler guy or any of these loin cloths.
İşte, alabilirsin.
Here, you can have it.
Sorgusuz sualsiz alabilirsin.
You can have it, no questions asked.