Alalım translate English
11,269 parallel translation
Beni de alın, hepimiz istediğimizi alalım.
Take me with you, we all get what we want.
Örneğin, seni ele alalım.
Take yours, for example.
Baştan alalım.
Let's start over.
Gidip bira alalım! Hadi May, bir kere olsun gül.
Come on May, small for once in your eye.
- Hadi gidip alalım.
- Let's go get it, come on.
A-Bomb, biz de Ronan'ı sağlama alalım, hadi.
A-Bomb, you and me will secure Ronan. Go!
Birkaç yaprak ve tohum alalım.
Just get a few of the leaves and a seedpod.
Onu kayıkhaneye alalım.
Well, let's transfer him to the boatshed.
Bu sahnede ki doğal yerimizi alalım.
Let's take our natural places on this stage.
Baştan alalım mı?
Let's start over, shall we?
Sana şapka alalım mı?
Shall we get you a hat?
Hadi, sana bir şapka alalım.
Let's buy you a hat.
- Daha geniş bir görüntü alalım.
- Let's get a wider visual.
Terfiimizi alalım!
Let's have a promotion.
Hadi gidip dünyamızı geri alalım.
Let's go get our world back.
Şimdi gezegenimizi geri alalım.
Now let's take our planet back.
Öldürüp her şeylerini alalım.
I already know what you think.
O halde bir araba ödünç alalım.
So we borrow a car.
ama bu sırada, büyülü şehir, hadi bu gece çok kötü bir karar alalım!
Magic city, let's make some very bad decisions tonight!
Hangisini istediğini öğren de Ulusal TV'den alalım.
Find out which one she wants, and we'll cut it out on national TV.
Yerlerimizi alalım mı?
Well, shall we all take our places?
Hadi şu kılıcı alalım.
Let's get this sword.
Şunu geri alalım.
Let's undo that.
- Tamam, şunu alalım.
All right, we're taking this one.
- Çömleği alalım.
The Shard.
Hadi şu dişi alalım.
Let's get that tooth.
Hemen alalım. - İlla söyleteceksiniz.
- You always make me lecture.
Birer tane daha alalım, Brian.
Let's get one more, Brian.
Evet! Müzik albümünü alalım!
Let's get a music album now!
Gidip biraz dondurma alalım hergeleler.
- Shut up! - We go get some ice cream, mother [bleep]!
Shrimply Pibbles için bi alkış daha alalım!
Let's hear it again for shrimply pibbles, huh?
Benim arabayı alalım.
We can take my car.
JUNEAU'YA... Şimdi konuklarımızın sorularını alalım.
Now we open the floor to questions from the audience.
Biraz geri alalım.
Back up a second.
İfadesini büyük konferans odasında alalım.
Let's take his deposition in the large conference room.
Hadi Chris, berbat hayvanat bahçesi restoranından 18 dolarlık bir kola alalım.
Come on, Chris. Let's go get an $ 18 Coke at the terrible zoo restaurant.
Hadi gel o zaman, sana bisküvi alalım.
Come on, then, let's get you a biscuit.
Hadi geri alalım.
Let's get it back.
Derin bir nefes alalım ve Bonnie hazır olduğunda tekrar başlayabiliriz.
Let's take a deep breath, and we can start again when Bonnie's ready.
- Konuşurken biletleri alalım!
Buying the tickets as we speak!
Eşyalarımı alalım derdim ama hepsi çalındı.
I'd say let's get my stuff, but it's all been stolen.
Bağlantını bize devret, her şeyi biz halledelim, riski biz alalım.
Look, you give us your connect, we handle everything, take the risk.
Kıyafetlerini alalım.
Let's get your clothes.
Organizasyon güvenliğini sağlayan Çek ekibinden erişim kontrolü gelişmelerini alalım.
Update on access control from the Czech team covering event security.
Dur şunu adam gibi baştan alalım.
So let me get this straight.
Mümkün olduğunca çok sayıda kadını ve ihtiyarı içeri alalım.
We take in as many women and elders as we can.
Çeviri : aytackara İyi seyirler. - Hadi donmuş yoğurt alalım.
Let's have some frozen yoghurt!
Bunu alalım mı?
Should we go with this one?
- Çömleği alalım.
- The Shard.
Hadi bazı cevaplar alalım.
We figure out the most painful and horrible way to get rid of him and the rest of his crew.
Hadi çıkıp, biraz temiz hava alalım.
Let's get some fresh air.